1
Yağmurlu Gündü
....Yağmurun yağıyor olması rüzgar ve soğuğun bütün
isteksizlikleri başımıza topluyor olması bile dışarı çıkma direncimi kıramadı.
Bu kez atkımı bulmuştum sıkıca sarınarak çıktığıma ne iyi etmişim evin dört
duvarı arasında sıkıştığımı nefes alamadığımı neredeyse çürümeye bırakıldığımı
hissetmiştim , ohh nefis bir hava daha çıkar çıkmaz aldığım nefes harikaydı
.Temiz havayla aklımı başıma getiren soğuk fakat dinlendirici hava ile
buluşmuştum nihayet , her zamanki gibi otostop yapmalıydım yağmurun da
çiselemesi buna daha çok mecbur ediyordu .Ne zaman bir araba dursa ve ne zaman
kapıyı açıp selam versem hemen ardından ’..aslında yürümeyi çok istiyor
seviyorum da fakat yürüyüş çok terletiyor , telafisi de kolay olmuyor gün boyu
taşıyorum terimi sonra , ayrıca arabalar çok sık geçiyor bu dar yolda sık sık
arkama dönüp bakmak zorunda kalıyorum ..bu güzel şehirde erken ölmek
istemiyorum..’..istisnasız aynı cümleyi hep kurmuşumdur ama bu sayede öyle
güzel insanlarla tanıştım ki dostlukları hala devam ediyor işin bazen komik
tarafı da oluyor tabi aynı şahsın arabasına bindiğimi unutuyor yine tanıdık
sözlerle başlıyordum selamlaşmaya , tabi sonra fark ediyordum ki daha önce
bindiğim araba bu ve aynı insan , bazen kendisi hatırlatıyordu arabaya alan
şahıs , bu durum bu gaf bende tebessümler açtırıyor bilmiyorum arabasına beni
alan ne düşünüyordur . Nihayet bir araba duruyor çünkü yağmurun sesi hızlanmış
beni fena vuracaktı üsküdar’a gidiyormuş ne güzel oysa niyetim yakın sahile
inmekti hesapta yoktu ama Üsküdar kaçırılmazdı , arabada susmakta olmazdı , yağmur
sel felaket şehirleşme kentleşme bozulan insan davranışları vatan millet
Sakarya muhabbetlerinden sonra arabayı kullanan şahıs ‘’..generallere subaylara
haksızlıklar yapılıyor ..’’ gibi ifadeler kullanıyordu ki adama inceden
öfkelendim yani ( sonradan bu subay ve genarellerin abd-nato işbirlikçisi fetö’cü
oldukları iyice anlaşılmıştı) çocuğunuzun nöbet tuttuğu karakola kadar sızan çocuğunuzu esir
alacak kadar , gece baskınları yapan bölücü-eşkıya-taşeron çete şebekelerine
gerek bilinçli gerekse gafilce her türlü desteği veren subaylara mı ?
üzülüyorsunuz yoksa şehid düşen vatan evlatlarına mı ? .Sırf siyasi iktidar
bunalsın halkın tepkisi çatışması yaşansın diye pkk katilleriyle neredeyse
işbirliği( delilleriyle ortaya iyice çıktı ) yapan subay veya generallerin hiç
mi suçu yok kendilerini sorumlu görüp istifa etmek erdemliliğini neden
göstermezler . Oysa seve seve düğün eder gibi askere gönderdiğimiz
gözbebeklerimiz resmen ihanetle katlediliyor vuruluyor ya da esir alınmalarına
göz yumulmuş..vb..vb..Artık o kadar şahit şuhut var ki gizlenemiyor günümüzde
ister subay-general olsun ister polis-sivil kim alçakça ihanet içindeyse hesap
vermeli kime haksızlık yapılıyorsa da bunu da söylemeli.Beni arabasına alan
insanın suskunluğundan söylediklerimi ilk defa duyuyor olmasından mı yoksa söylediklerine
pişman oluşundan mı pek çözemedim ama , son sözümü şöyle tamamlıyordum : aynı
ülkede yaşıyoruz bunların bilinmemesi imkansız , görevleri başında gaflet
değilse hıyanet içinde oldukları anlaşılanlara yaptıkların hesabı sorulmasından
kim rahatsızlık duyar ki , bunlar herkesin hafızasında med cezirler olarak
dolaşıyor terör örgüt sevicilere ve onlara arka çıkanlara üzülmek vatan için
şehit olmuş görevlilerimize saygısızlık ve hakarettir …, Üsküdar’a gelmiştik
kısa fakat güzel faydalı bir sohbet olmuştu diyelim , beni arabasına aldı diye
adamın şuursuz sözlerine sessiz kalamazdım doğrusu , dışarıda yağmur hafiflemiş
hatta gökkuşağı bile çıkmıştı yer yer göllenen cadde üzerinde yağmur kokularını
içime çeke çeke yürüyordum sağımda boğazın kurşuni rengi ve denizin doyumsuz
tadı genzimi zapt etmişti , solumda Üsküdar bir aile sofrası etrafında dizilmiş
insanlar gibi kalabalıklar , ve gözlerimde ilk defa aşık oluyormuş gibi
parıltılar hiç sebepsiz duygularımın sıcaklığı işte belki de yağmurun
kışkırtıcılığı ...
2016 /mustafa kaya