BU ŞİİRİN HESABINI KİM VERECEK ?

 

Bu kaçıncı saat düşlerimi unuttuğum, bu hangi mevsim hayallerimi üşüttüğüm, bilmiyorum? Bu hangi rüzgardı esen, bu hangi geceydi rengine büründüğüm, bilmiyorum? Hani sabahlar vardır, ışığını görmediğin hani bazı anlar olur ki sonrasını düşünmediğin işte öyle bir girdabın içindeyim.

Ser verir sır vermez bir bahanenin ya da acısı garanti bir sevginin cesareti mi bu yoksa aşka zaafı olan bir kalbin hezeyanı ya da aşka aşık bir aşığın heyecanı bu, bilmiyorum.

Bilmiyorum belki bana öyle geliyor... Bilmiyorum, belki ben öyle görmek istiyorum. Ama bir hal var bakışlarında, sözlerin ihtimal boyutlarını aşıyor. Uçurum kenarında geziyor hislerim, düşsem de öleceğim, şöyle bir aşkla baksan da. Ama biliyor musun dert etmiyorum bunu, hani demiş ya şair "ne güzel ölünür bu hikayede" Tanıdık acılar yokluyor yüreğimi aşina olmadığım bir yüz yüzünden, kelepçeli sözler oturuyor dilime. Parsel parsel hayaller bölünüyor aklımın bozkırında, suya hasret öyküler yazılıyor. Bilmediğim bir yol değil bu, ilk savruluşum ya da ilk kayboluşum değil. O kadar geçtik mi bilinmezin sınırlarını, bu kaybolmuşluk hissi neden? Ela gözlerinden başlıyor sanırım ömrümün son demleri, yitik bir şiirin uyumsuz mısraları gibi. Aşkın coğrafyasında şiir ölçekli uzaklıklar yaşıyorum, onca mesafenin cürmü bir cümleye bakıyor. Hani gel desen bana, paragraflar atlayıp geleceğim sana, nokta nokta savrularak. Sonra şehrin ışıkları kırılırken gözlerinde, saçların düşecek yüzüme. Tek vücut olmuş bir aşkın günahı yazılacak bize, nefesin dokundukça nefesime ya zaman duracak ya da kalbim.

 

Dur sevgili, dur. Vebalim büyük aşktan yana, hayalim büyük. İkimizi de yutar bu girdap, bizi darmadağın eder bu rüzgar. Yağmura aşık değilsen tutma hiç ellerimi, mehtaba aşık değilsen kapatma ömrünün ışıklarını, derde meyyalin yoksa acıma hiç ortak olma sevgili. Kaldırma gözlerinin perdesini, açma gönlünün penceresini, b/ela gözlerine şiirler yazdırma. Dedim ya, vebalim büyük aşktan yana,aldığım ahlar büyük. El açmışken dergaha, yutturma sözlerimi. Hislerin çilingir olmasın kilitlenmiş duygularıma, yoksa gönlüm tövbesini bozup yine günaha yürüyecek. Sarmaş dolaş bir Özlem kanıma girecek, hasret önüme yine binbir bahaneler serecek ve vicdanım beni tekrar çarmıha gerecek. Peki söylesene sevgili, onca yeminden sonra, bu şiirin hesabını kim verecek?

 

Bu şiirin hesabını kim verecek?

( Bu Şiirin Hesabını Kim Verecek ? başlıklı yazı Ahmet Çabuk tarafından 24.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.