Güzel ülke Türkiye; burada o kadar milli gün, milli hafta vardır ki durum atmak ile bitmez. Buranın vatandaşı o kadar vatanperverdir ki her dini ve milli gün içerisinde en az üç story paylaşır ve en az 3 tweet atar. Bunları yapmayan hayırlı bir vatandaş olamaz. Hayırlısını bırak vatandaş olamaz...
Ülkeden bugüne kadar çalınan paraları hesaplasak, GSYH'yi geçeceğinden şüphem dahi yoktur. İyi de kime oy verelim herkes çalıyor zihniyetinden öte neden kimse ben çalmam ben geleyim diye düşünmüyor? Onlar Tanrı tarafından özel seçildi, benim mi veya bizim mi haberimiz yok.
''Aslında Amerika Ay'a çıkmadı biliyor musun?'' diye tartışmak mı daha zevkli veya bu kadar mı aklımız çalışıyor. Mısır piramitlerini Mısırlılar yapamaz diye mi 'uzaylılar'a yüklüyoruz? Her işin komplosonu dibine kadar bilirken neden dersler merak dahi edilmiyor? Anlatma biçimi mi kötü veya gençlik mi? Bunu da düşünmekte fayda var.
Tuhaftır ki sokak röportajlarını izlerseniz dahi, insanlarımız tarihi ve şuur bakımından çok zengin olduğunu anlarsınız. O kadar zengindir ki İstanbul'un fethini gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet Han'ın, İstanbul'u Adolf Hitler'den aldığını söyleyebilir ki bu normaldir. Şimdi siz dersiniz ki 'yok arkadaş Bizans falan filan' bunların hepsi bir düşman değil mi? İşte biz o kadar şuur sahibiyiz. Demiyorum ki tarihi gün gün ezberlesinler ama en azından bazı şeyler bilinmelidir. Şuur konusuna gelince bu bilmekten de önemlidir, bilmeden kazanılamaz. İşte bizim eksiğimiz de burada başlar.
Üstelik dini yönden de çok zenginiz, mesela ''Dokuz'' yaşında birinin evlenmesi veya evlenmemesi hakkında aylarca hatta yıllarca tartışabiliriz; yanlış yapmaktan korktuğumuz için ki sanırsam tartışma devamlı sürer. Yoksa her Ramazan ''Hocam, sakız çiğnemek orucu bozar mı?'' diye soru sorarmıydık? Yıl başı gelince pembe don tartışması yaşarmıydık? Uzaya çıkmanın caiz olup olmadığını; uzayda olan uydu aracılığı ile televizyon üzerinden tartışırmıydık?... Yahu arkadaş bize kafir diyene söverken; önümüze gelene kafir, münafık, şeytan... dermiydik?
Ülkemiz, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini o kadar iyi anlatır ki Lise de gençlerimiz 2/10'si 'deistim' diye gezerken, kalanların 3/10'ü toplum baskısından korktuğu için deistim diyemez. Acaba dini bilgimiz mi zayıf veya şuurumuz mu? Yine tuhaftır; oturur''Yahu bu Hristıyanlar 3 adama tapıyor mal mı?'' diye eleştirir, onların benzer eleştirisine ise en ağır küfürler ile cevap veririz. Teknoloji olarak harikayız; gerçekten güzel İHA'larımız var ki F35 ile falan karşılaştırıyoruz, acaba yarın Traktör üretsek Ferrari ile falan mı kapışır veya kıyaslanır.
Ahlak mı? Kralı bizimdir; Köpeğe iç çamaşırı giydiren mi, Çocuklara sulanan mı hatta kendi çocuğunu boğan mı?..
Halkı her açıdan böldük mesela dini; Alevi, Sünni, Şafî, Mevlevi... Siyasi; Sağcı, Solcu, Laik, Demokrat, Gerici, Yobaz, İlerici... Edebiyat olarak bile bölündük...
İnanın bilmiyorum bize ne olduğunu, sosyal medya desem; ben de kullanıyorum; Televizyon desem, ben de izliyorum daha neler neler desem ben de yapıyorum, ben de cahilim ama bu kadar kusurum yok. Bunu ironi diye yazıyorum da yazarken ben bile gülmüyorum hatta gülümsemiyorum ki sizi güldüreyim veya gülümseteyim.
Sözün kısası bence evlatlarımızı; kültüre, ahlaka ve hatta vicdana göre yetiştirmeliyiz. Tabiri caizse saldım çayıra mevlam kayıra diyince; mevla onu kayırsa dahi başka insanları kayırmıyor. Bu sebepten, coçuklarımıza sahip hatta arkadaş olalım. Gençlerimize her an nutuk atmaktansa bir şeyler katalım veya öğretelim. Yine anlam veremediğim şey, kendimizi başkasından üstün tutma alışkanlığımız; mümkün ise bunu da bırakalım.
Gerek olmadığı sürece evde kalalım...
