Bu yazımda çocuklarımızı oruca alıştırma psikolojisi üzerinde duracağım. Yazımda fıkhi olarak bilgiler ele almayacağım.

Ramazan ayı, çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini anlatmak ve öğretmek için iyi bir fırsattır. Gelin salgından dolayı zorunlu olarak evlerimizde kaldığımız şu günlerde çocuklarımıza oruç ibadetini en güzel şekilde kavratalım. Orucu kavratmaya çalışırken sevgi dilini kullanalım; en güzel davranışlarla örnek olalım.

Çocuklar dinimizi iki şekilde öğrenirler. Görerek ve kendisine anlatılarak… İbadetler, anlatılarak ve uygulanarak öğretilebilir. Öncelikle orucun dinimizin bir emri olduğu anlatılmalıdır. Burada kullanılacak dil ve verilecek örnekler çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Somut düşünme döneminde olan çocuklarımıza, onların anlamakta zorlanacağı soyut konulardan bahsetmek, zorla oruç tutturmak veya oruç tutmayan çocuğun günah işleyeceği mesajlarını vermek, onun psikolojisini olumsuz etkilediği gibi ibadetlere karşı olumsuz bakışa sahip olmasına da sebep olabilir. Oruç için vereceğimiz eğitim, çocuğa suçluluk duygusu yüklemek için değil; orucun ve bu ayın manevi anlamını göstermek olmalıdır.

Tecrübelerimle de gördüğüm bazen aile büyükleri çocuğa yaşının kaldıramayacağı sorumluluklar yükleyebiliyor. Çocuklar bu durumda kendisini suçlu hissedebiliyor. Oysa, ergenlik dönemine kadar oruç çocuklar için farz değildir. Onlara farz olmadan verilecek eğitim onların bu ibadeti öğrenmesini ve ibadeti yapması gerektiğini kavraması için olmalıdır.

Çocuklarımıza orucu nasıl tutturabiliriz?

Henüz oruç ibadetiyle mükellef olmayan çocuklarımıza orucu sevgi diliyle anlatıldıktan sonra Ramazan ayının getirdiği manevi havanın da etkisiyle çocuklar oruç tutmak isteyecektir. Büyüklerini model alarak oruç tutmak isteyen çocuk bu konuda desteklenmelidir. Önemli olan nokta, yaşı küçükse tüm gün oruç tutmasını istememektir. Dikkat edilecek diğer nokta ise “sen küçüksün, oruç tutamazsın” diyerek hevesini kırmamaktır. Çocuk, gün içinde istediği saate kadar oruç tutup sonra yemeğini yiyebilmelidir. Eğer çocuk, tüm gün oruç tutması gerektiğini düşünürse, bunu başaramadığı için kendini yetersiz hissedecektir. Ayrıca orucunu bozarsa da kendini büyük bir günah işlemiş olarak görebilecektir. Bu şekilde birkaç saat bile olsa oruç tutması, onu çok mutlu edecek ve gururlandıracaktır.

Yaptığımız şey, çocuğun ibadet etmesini sağlamak değil, çocuğu oruç tutmaya alıştırmaktır. Çocukluk çağında ibadetler ile ilgili yapılan şey, çocuklara ibadetleri tanıtmak ve onları ibadetlere alıştırmaktır.

Peki neden “alıştırma” diyorum? Çocukların eğitim ve öğretiminde “kolaydan zora doğru azar azar” verme kuralı uygulanır. İbadetleri öğretmek ve ibadetlerle ilgili eğitimlerde de bu kural uygulanmalıdır. Oruç ile ilgili alıştırmaları da bu çerçevede görmek gerekir.

Son olarak zaman zaman karşılaştığım bazı yanlışları da dile getirmek istiyorum.

Bazı anne ve babalar küçük çocukları oruç tuttukları için onlara ödül veriyorlar. Bence bu gereksizdir, dahası yanlıştır. Ödül için oruç, menfaatçiliğe sebep olabilir. Yapılması gereken önce orucun sevgi diliyle anlatılmasıdır. Çocuk, oruç ibadetini Allah’ın istediği ve ergenlikle beraber yerine getirilmesi gereken bir ibadet olduğunu bilmelidir. Oruç tutan çocuğunuza sevdiği yemeleri hazırlamanız ayrı mesele…

Çocuk, bir gün içinde ne kadar oruç tuttuğunu bilmelidir. Bazı anne ve babalar, çocuklarının yarım yarım tuttukları oruçları birleştirerek çocuğa tam gün tuttuğunu söylemektedir. Bu da yapılmaması gereken bir durum…

Gün içinde oruca devam edemeyecek olan çocuklara bazı anne ve babalar, orucunu bozduğunda çocuğun günah işleyeceğini ifade etmektedir. Bu yaklaşım, “alıştırma” eğitimine ters bir yaklaşımdır. Böyle söylendiğinde çocuk orucu hiç tutmak istemeyebilir.

Unutulmaması gereken şey, ibadetler konusunda anne ve babalar ile yetişkinler örnektir. Bu ibadetinizi yerine getirirken sevgi doluysanız çocuğunuz da bu ibadeti daha çok içselleştirecektir.

( Çocuklarımızı Oruca Alıştırma Psikolojisi başlıklı yazı EşrefBolukçu tarafından 25.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.