DÖRT MEZHEBE GÖRE ORUÇ FIKHI
(DEVAMI) 1

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…

Mes’ele 6:  Yolculuğun imsaktan önce başlamış olması:

• Yolculuğun imsak vakti girmeden başlamış olması Cumhura göre şart olduğundan, imsaktan sonra yolculuğa çıkan bir kimsenin orucunu bozması mubah değildir. Hanbelîlere, İmâm İshâk ve İmâm Müzeni’ye göre, böyle bir şart olmadığından mubahtır.

Mes’ele 7:  Oruçlu olarak sabahlayan yolcunun orucunu bozması:

• Yolcu olan bir kimsenin oruçlu olarak sabahladıktan sonra orucunu bozması Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, caizdir. Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, orucunu bozması haramdır.

Mes’ele 8:  Yolcunun oruç tutması:

• Yolcu olan kimsenin oruç tutması Cumhura göre, sahîhtir. Zahirîlere göre, sahîh değildir.

• Yolcu olan kimsenin oruç tutması Hanefîlere, Mâlikîlere ve Şafilere göre, müstehabtır. Hanbelîlere ve İmâm İshâk’a göre, mekruhtur. İmâm Evzâî’ye göre, oruç tutmamak daha faziletlidir.

Mes’ele 9:  Yolcunun Ramazanda başka bir oruca niyet etmesi:

• Yolcunun ya da hastanın Ramazan’da başka bir oruca niyet ederek bu orucu tutması, Cumhura göre, sahîh değildir. Hanefîlere göre, bu oruç farz ya da vâcib olan bir oruç ise caizdir.

2. Hastalık:

Açıklama: Hastalık, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin ikincisidir. Hastalık ile ilgili hükümler üç mes’elede toplanmaktadır. Buna göre:

Mes’ele 1:  Oruç bozmayı mubah kılan hastalık:

• Orucu bozmayı mubah kılan hastalığın oruç tutmaya engel olması yahut büyük meşakkat vermesi veyahut iyileşmeyi geciktirmesi ya da başka bir zarara neden olması gereklidir. El ve yüz ağrısı gibi kişinin oruç tutmasıyla zararı olmayacak hastalıklarda Cumhura göre, orucu bozmak mubah değildir. Zahirîlere, İmâm Ata ve İmâm İbn Sirin’e göre, oruç tutmamayı mubah kılan hastalık için bir ölçü yoktur.

Mes’ele 2:  Hastalık halinde oruç tutmak:

• Hastanın oruç tutması Cumhura göre, sahîhtir. Zahirîlere göre, sahîh değildir.

Mes’ele 3:  Oruç bozmayı mubah kılan hastalığın tespiti:

• Oruç tutmaktan ötürü ölüm veya organların kaybı geçmiş tecrübelere dayalı olarak yahut adil uzman bir Müslüman doktorun haber vermesi ile kuvvetli kanaate dayalı olarak sabit oluyor ise orucu bozmak farzdır.

3. Yaşlılık:

Açıklama: Yaşlılık, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin üçüncüdür. Buna göre:

• Bütün bir ay oruç tutmaktan aciz ve düşkün bir kimsenin oruç tutmaması caizdir.

4. Hamilelik Ve Emziklilik:

Açıklama: Hamilelik ve emziklilik, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin dördüncüsüdür. Buna göre:

• Hamile ya da emzikli olan bir kadının kendisine veya çocuğuna bir zarar gelmesinden korkması durumunda, oruç tutmaması Cumhura göre, mubahtır. Zahirîlere göre, farzdır. Çocuğun emzirenin ya da başkasının çocuğu olması arasında fark yoktur.

Muteber olan korkunun sebebi geçmiş tecrübelere dayalı olarak yahut adil uzman bir Müslüman doktorun haber vermesi ile kuvvetli kanaate dayalı olan hastalıktır.

5. Şiddetli Açlık Ve Susuzluk:

Açıklama: Şiddetli açlık ve susuzluk, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin beşincisidir. Buna göre:

• Şiddetli açlık ve susuzluktan dolayı ölüm veya organların zayi olma tehlikesi bulunduğunda orucu bozmak farzdır.

6. İkrah:

Açıklama: İkrah, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin altıncısıdır. Buna göre:

• İkrah edilen bir kimsenin orucunu bozması mubahtır. Ancak sabrederse büyük mükâfat kazanır.

7. Düşmanla savaş:

Açıklama: Düşmanla savaş, orucu bozmayı mubah kılan özürlerin yedincisidir. Zîrâ düşmanla savaşacak mücâhidlerin kuvvetlerinin tam olması gereklidir.

Oruç tutmamayı mubah kılan özrün kalması:

• Ramazan ayında şer’i bir özür sebebiyle oruç bozulduktan sonra yahut orucu bozmayı mubah kılan şer’i bir özür kalktıktan sonra, Hanefîlere ve Hanbelîlere göre, Ramazan ayına hürmeten o günün kalan kısmını oruçluymuş gibi geçirmek yani imsak etmek gereklidir. Şâfiîlere göre, özürsüz olarak bozulduğunda imsâk etmek gereklidir. Özür sebebiyle bozulduğunda ise gerekli değildir. Mâlikîlere göre, oruç bozulduktan sonra imsak etmek ne farz ne de mendubtur. Sadece ikrah özrü kalktıktan sonra o günü oruçlu geçirmek farzdır.

 

ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN, KEFÂRETİ GEREKTİREN VE GEREKTİRMEYEN ŞEYLER

 

Orucu bozan ve bozmayan kefâreti gerektiren ve gerektirmeyen şeylere dair olan hükümler, -icmâlî olarak- on mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

1. Yiyip İçmek:

Açıklama: Yiyip içmenin orucu bozup bozmadığı; kefâreti gerektirip gerektirmediği ile alakalı hükümler oniki mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Kasten yiyip içmek:

• Kasten yiyip içen bir kimsenin orucu bozulur.

• Kasten yiyip içen bir kimseye Hanefîlere, Mâlikîlere ve İmâm Sevrî’ye göre, hem kaza hem de kefâret gerekir. Ancak Hanefîlere göre, gıda ve ilaç olmayan -çiğ pirinç gibi- bir şey alındığında sadece kaza gerekir. Şâfiîlere, Hanbelîlere ve Zahirîlere göre, kasten yiyip içen bir kimseye sadece kaza gerekir.

Mes’ele 2: Unutarak yiyip içmek:

• Unutarak yiyip içen bir kimsenin orucu Cumhura göre, bozulmaz. Mâlikîlere göre, bozulur ve kaza gerekir.

Mes’ele 3: Hata ile yemek ve içmek:

• Hatay ile yeme ve içme durumunda Cumhura göre, oruç bozulur, kaza gerekir. Şâfiîlere ve iki rivâyetten birine göre Hanbelîlere göre, bozulmaz.

Mes’ele 4: Ağzı çalkalamak:

• Ağızın çalkalanmasından sonra ağızda kalan yaşlığın tükürükle birlikte yutulması orucu bozmaz.

Mes’ele 5: Hastalıktan dolayı ağıza gelen su:

• Hastalık nedeniyle ağıza gelen ve sonra da kendiliğinden geri giden su, orucu bozmaz.

Mes’ele 6: Balgam yutmak:

• Balgam yutmak, Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, orucu bozmaz. Hanbelîlere göre, bozar ve kaza gerekir. Şâfiîlere göre, ağza gelen balgam dışarıya atılmayıp, bir müddet ağızda tutulduktan sonra yutulursa, orucu bozar ve kaza gerekir.

Mes’ele 7: Dişler arasında kalan yemek artığını yutmak:

• Dişler arasında kalan yemek artıklarını yutmak, Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, az olursa orucu bozmaz, çok olursa bozar. Şâfiîlere ve İmâm Züfer’e göre, dışarı çıkarıp atmak mümkün olan artığı -az ya da çok- yutmak orucu bozar ve kaza gerekir.

Mes’ele 8: Kaçınılması mümkün olmayan maddeleri yutmak:

• Gıda ve ilaç olarak kullanılmayan ve kendisinden kaçınılması da mümkün olmayan toz, gözyaşı ve ter gibi maddeleri yutmak orucu bozmaz. Çok oldukları zaman ise oruç bozulur.

Mes’ele 9: Güneş battı zannederek orucu bozmak:

• Güneş battı zannederek orucunu bozan bir kimsenin orucu, Cumhura göre, sahîh olmayıp, kaza gerekir. Mâlikîlere göre, hem kaza ve hem de kefâret gerekir. Zahirîlere, İmâm el-Hasen, İmâm Ata ve İmâm İbn Teymiyye’ye göre, bu kimsenin orucu sahîh olup, kazası gerekmez.

Mes’ele 10: Fecr doğmadı zannederek sahur yapmak:

• Fecir doğmadı zannederek sahur yapan kimsenin tuttuğu oruç, Cumhura göre, sahîh olmayıp, kaza gerekir. Zahirîlere, İmâm el-Hasen, İmâm Ata ve İmâm İbn Teymiyye’ye göre, bu kimsenin orucu sahîh olup, kazası gerekmez.

Mes’ele 11: Fecr-i sadıkda yemek yiyor olmak:

• Fecr-i sadık olduğunda yemek yiyor olan bir kimse, orucun başladığını anlayıp yemeği derhal keserek ağzındakiler yutmaz ise orucu bozulmaz. Mâlikîlere göre, bozulur ve kaza gerekir.

Mes’ele 12: İkrah halinde yiyip içmek:

• İkrâh halinde yiyip içen bir kimsenin orucu Hanefîlere ve İmâm Sevrî’ye göre, bozulur. Cumhura ve İmâm Züfer’e göre, bozulmaz.

2. İlaç Almak, Tedavi Olmak:

Açıklama: İlaç almanın ve tedavi olmanın orucu bozup bozmadığı; kefâreti gerektirip gerektirmediği ile alakalı hükümler onbir mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Ağız yoluyla ilaç almak:

• Ağız yoluyla ister katı isterse sıvı ilaç almak orucu bozar. Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, sadece kaza gerekir. Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, hem kaza hem de kefâret gerekir.

Mes’ele 2: Buruna ve kulağa ilaç damlatmak:

•  Buruna ya da kulağa damlatılan ilaç, orucu bozar, kaza gerekir.

Mes’ele 3: Göze ilaç damlatmak ve sürme çekmek:

• Göze damlatılan ilaç Cumhura göre, orucu bozmaz. İmâm İbn Sirin ve İmâm İbn Ebî Leylâ’ya göre, orucu bozar. Mâlikîlere ve Hanbelîlere göre, ilacın tadı boğazda hissedilirse orucu bozar ve kaza gerekir.

• Göze sürme çekmek, Cumhura göre, orucu bozmaz. İmâm İbn Sirin ve İmâm İbn Ebî Leylâ’ya göre, orucu bozar. Hanbelîlere ve İmâm Sevrî’ye göre, oruçlu iken sürme çekmek, mekruhtur. Mâlikîlere ve Hanbelîlere göre, sürmenin tadı boğazda hissedilirse orucu bozar ve kaza gerekir.

Mes’ele 4: İğne olmak:

• Kaslara yahut deri altına iğne olmak, Cumhura göre, orucu bozmaz. İmâm Ebû Hanife’ye göre, bozar ve kaza gerekir. İmâm Yusuf ile İmâm Muhammed’e göre bozmaz.

• Makattan olunan şırınga vb. orucu bozar.

Mes’ele 5: Kan aldırmak:

• Kan aldırmak ya da hacamat olmak Cumhura göre, orucu bozmaz. Hanbelîlere, Zahirîlere İmâm İshâk ve İmâm Evzâî’ye göre, bozar ve kaza gerekir. Mâlikîlere ve Şâfiîlere göre, oruçlu iken kan aldırmak, mekruhtur.

3. Cinsel İlişkide Bulunmak:

Açıklama: Cinsel ilişkide bulunmanın orucu bozup bozmadığı; kefâreti gerektirip gerektirmediği ile alakalı hükümler beş mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Kasten cinsel ilişkide bulunmak:

• Kasten cinsel ilişkide bulunan bir kimsenin orucu bozulur. Hem kaza hem de kefâret gerekir. Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, kefâret hem erkek, hem de kadın içindir. Şâfiîlere, Hanbelîlere ve Zahirîlere göre, sadece erkek içindir.

Mes’ele 2: Unutarak cinsel ilişkide bulunmak:

• Unutarak cinsel ilişkide bulunan bir kimsenin orucu, Hanefîlere ve Şâfiîlere göre, bozulmaz. Hanbelîlere, Zahirîlere ve İmâm Sevrî’ye göre, bozulur. Hanbelîlere ve Zahirîlere hem kaza hem de kefâret gerekir. Mâlikîlere göre, farz olan oruçlar bozulmaz, nafile olan oruçlar ise bozulur.

Mes’ele 3: İkrâh halinde cinsel ilişkide bulunmak:

• İkrâh halinde eşiyle cinsel ilişkide bulunan bir kimsenin orucu Hanefîlere ve İmâm Sevrî’ye göre, bozulur. Cumhura göre, bozulmaz.

Mes’ele 4: Fecr-i sadıkda cinsel ilişkide olmak:

• Fecr-i sadık olduğunda cinsel ilişkide olan bir kimse, orucun başladığını anlayıp cinsel ilişkiyi derhal terk ederse Hanefîlere ve Şâfiîlere göre, orucu bozulmaz. Eğer devam ederse Hanefilere göre, kaza; Şâfiîlere göre hem kaza hem de kefâret gerekir. Mâlikîlere göre, derhal terk etmesi halinde kaza, devam etmesi halinde kefâret de gerekir. Hanbelîlere göre, her hâlükârda hem kaza hem de kefâret gerekir.

Mes’ele 5: Öpmek ve Okşamak:

• Meniyi getiren öpmek ve okşamak gibi işler orucu bozar. Kaza gerekir.

• Meniyi getirmeyen öpmek ve okşamak gibi işler orucu bozmaz. Fakat oruçlu iken bu tür şeyler mekruhtur. Şehvet ile olursa haramdır. Mâlikîlere göre, her hâlükârda haramdır.

4. Meninin Gelmesi:

Açıklama: Meninin gelmesinin orucu bozup bozmadığı; kefâreti gerektirip gerektirmediği ile alakalı hükümler beş mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Cinsel ilişki sebebi ile meninin gelmesi:

• Cinsel ilişki neticesinde menisi gelen bir kimsenin orucu bozulur, kaza ve kefâret gerekir.

Mes’ele 2: Öpme ve okşama sebebi ile meninin gelmesi:

• Öpme ve okşama sonucu menisi gelen bir kimsenin orucu bozulur, kaza gerekir.

Mes’ele 3: Ellemek sebebi ile meninin gelmesi:

• Cinsel organını ellemek ile menisini getiren bir kimsenin orucu bozulur, kaza gerekir.

Mes’ele 4: Bakma ve düşünme sebebi ile meninin gelmesi:

• Bir anlık bakmak ve düşünmekten dolayı menisi gelen bir kimsenin orucu bozulmaz.

• Mâlikîlere göre, meni, bakışın devamlı olmasından ve adet edinilmesiyle gelirse oruç bozulur ve kaza gerekir. Şafilere göre, adet haline getirilirse bozulur ve kaza gerekir. Hanbelîlere göre, meni bakışın devamlı olmasından do­layı gelirse oruç bozulur ve kaza gerekir.

Mes’ele 5: İhtilam olma sebebi ile meninin gelmesi:

• İhtilam olan (uykusunda menisi gelen) bir kimsenin orucu bozulmaz.

5. Kusmak:

Açıklama: Kusmanın orucu bozup bozmadığı; kefâreti gerektirip gerektirmediği ile alakalı hükümler dört mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Kendiliğinden gelen ağız dolusu olmayan kusmuk:

• Kendiliğinden gelen ağız dolusu olmayan kusmuk, yine kendiliğinden geri giderse Cumhura göre, orucu bozmaz. Mâlikîlere göre, bozar. Kendiliğinden gitmeyip de oruçlu tarafından yutulursa, İmâm Ebû Yusuf’a göre, orucu bozmaz. İmâm Muhammed’e göre, bozar.

Mes’ele 2: Kendiliğinden gelen ağız dolusu olan kusmuk:

• Kendiliğinden gelen ağız dolusu olan kusmuk, yine kendiliğinden geri giderse İmâm Ebû Yusuf’a göre, orucu bozar. İmâm Muhammed’e göre, bozmaz.

Mes’ele 3: Kasten getirilen ağız dolusu olmayan kusmuk:

• Kasten getirilen ağız dolusu olmayan kusmuk, Mâlikîlere, Şafilere ve İmâm Muhammed’e göre, orucu bozar. İmâm Ebû Yusuf’a göre bozmaz.

Mes’ele 4: Kasten getirilen ağız dolusu olan kusmuk:

• Kasten getirilen ağız dolusu olan kusmuk, Hanefîlere Mâlikîlere ve Şafilere göre, orucu bozar. İmâm Tavus’a göre, bozmaz. İmâm Rabia’ya göre, ister kasıtlı ister kasıtsız olsun kusmak orucu bozar.

• Kusmuk, kasıtlı olarak getirilerek orucu bozulduğunda, Cumhura göre, kaza gerekir. İmâm Ebû Sevr ve İmâm Evzâi’ye göre, hem kaza hem de kefâret gerekir.

6. Delilik:

Açıklama: Deliliğin orucu bozup bozmadığı ile alakalı olarak hükümler, dört mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Günün tamamını kapsamayan delilik:

• Günün tamamını kapsamayan delilik sebebiyle Cumhura göre, oruç bozulmaz. Hanbelîlere göre, oruç bozulur ve kaza gerekir. Mâlikîlere göre, delilik günün yarısından fazla sürdüğünde oruç bozulur ve kaza gerekir. Azında ise oruç bozulmaz.

Mes’ele 2: Günün tamamını kapsayan delilik:

• Bir gün ya da daha fazla süren delilik sebebiyle kaçırılan oruçları kaza etmek, Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, farzdır. Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, kaza gerekmez.

Mes’ele 3: Gün içinde aklın gelmesi:

• Deli olan bir kimsenin Ramazanda gün için de aklı başına gelirse, Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, o günü ve Ramazandan geçirdiği diğer günleri de kaza etmesi farzdır. Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, kaza etmesi gerekli değildir.

Mes’ele 4: Ramazan ayının tamamında süren delilik:

• Ramazan ayının tamamında deli olan bir kimse Ramazandan sonra iyileşse, Hanefîlere ve Şâfiîlere göre, geçirdiği günleri kaza etmez. Mâlikîlere göre, kaza eder.

7. Baygınlık:

Açıklama: Baygınlığın orucu bozup bozmadığı ile alakalı olarak hükümler, üç mes’elede toplanmaktadır. Bunlar:

Mes’ele 1: Ramazan ayının tamamında süren baygınlık:

• Ramazan ayı boyunca süren baygınlık sebebiyle kaçırılan oruçları kaza etmek, farzdır.

Mes’ele 2: Günün tamamını kapsamayan baygınlık:

• Mâlikîlere göre, baygınlık günün yarısından az sürdüğünde oruç bozulmaz, günün yarısından çok sürdüğünde ise kaza gerekir. Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, gündüz bir an için bayılmak ile oruç bozulmaz ve kaza edilmesi de gerekmez.

Mes’ele 3: Günün tamamını kapsayan baygınlık:

Baygınlık tüm gün sürdüğünde oruç sahîh olmaz ve kaza gerekir. İmâm Müzeni’ye göre, sahîh olur.

8. Hayız ve nifâs olmak:

Açıklama: Hayız ve nifâs olmak kadınlara ait hallerdendir. Oruç ibâdetinin bu hallere ait olan hükümleri şöyledir:

• Gün içinde hayız yahut nifâs olan bir kadının orucu bozulur. Ramazandan sonra kaza etmesi gereklidir.

• Gece vakti hayızdan yahut nifâstan dolayı gelen kanı tamamen kesilen bir kadının ertesi gün oruç tutması farz olur. İmsaktan önce yıkanması şart değildir.

9. Mürted olmak:

Açıklama: Mürted yani İslâm’a girdikten sonra İslâm’dan dönen bir kimseye ait oruç ibâdetinin hükümleri şöyledir:

• Oruçlu iken mürted olan bir kimsenin orucu bozulur.

• Mürtedin İslâm’a dönmediği sürece tuttuğu oruçlar sahîh değildir.

• Mürtedin İslâm’a döndükten geçirdiği oruçlarını kaza etmesi farzdır. Hanefîlere göre, kaza etmesine gerek yoktur.

10. Yalan söylemek ve gıybet etmek:

• Büyük günahlardan olan yalan söylemek ve gıybet etmek Cumhura göre, orucu bozmaz. İmâm Evzâî ve İmâm Sevrî’ye göre, bozar ve kefâret gerekir.

ORUCUN KAZASI, KEFÂRETİ VE FİDEYESİ

 

1. Orucun Kazası:

Açıklama: Farz olan orucun kasten yahut özür sebebiyle terk edilmesi halinde kaza edilmesi farzdır. Kaza orucuna dair olan hükümler onbir mes’elede toplanmaktadır. Buna göre:

Mes’ele 1: Kazaya kalan oruçları tutmakta acele etmek:

• Ramazan ayından kazaya kalan orucu kaza etmekte acele etmek mendubtur. Şâfiîlere göre, şer’î bir özür olmaksızın kazaya kalan orucu kaza etmekte acele etmek gereklidir.

Mes’ele 2: Kazaya kalan oruçları peş-peşe tutmak:

• Ramazan ayından kazaya kalan oruçları peş-peşe tutmak, Cumhura göre, müstehabtır. Zahirîlere ve İmâm el-Hasan’a göre, farzdır.

Mes’ele 3: Kazaya kalan oruçları diğer Ramazana kadar tutmak:

• Gelecek Ramazan ayının girmesine, geçmiş Ramazan ayından kazaya kalan oruçların gün sayası kadar kaldığında, bu oruçları Ramazana kadar tutmak farzdır.

Mes’ele 4: Kaza yerine nafile oruç tutmak:

• Üzerinde kaza borcu bulunan bir kimsenin nafile oruç tutması mekruhtur.

Mes’ele 5: Ramazanda diğer Ramazana ait olan orucu tutmak:

• Ramazan ayında bulunan bir kimse, geçen yılın Ramazanına ait olan kaza orucunu tutamaz.

Mes’ele 6: Hastalık halinde tutulmayan oruçları kaza etmek:

• Hastalık nedeniyle tutulmayan oruçlar, kaza edebilecek duruma geldikten sonra kaza edilir.

• İyileşme ümidi olmayan hastanın Hanefîlere ve Hanbelîlere göre, fidye vermesi farzdır. Mâlikîlere göre, müstehabtır. Şâfiîlere göre, fidye vermesi gerekli değildir. İyileşme ümidi olmayan bir hastanın fidye verdikten sonra iyileşmesi durumunda, Hanefîlere göre, tutamadığı günleri kaza etmesi gerekir.

Mes’ele 7: Nafile olan orucu tamamlamak ve bozulduğunda kaza etmek:

• Nafile olarak başlanılan orucu Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, tamamlamak vâcibtir. Mâlikîlere göre, özür sebebiyle bozulanları kaza etmek vâcib değildir. Şâfiî ve Hanbelîlere göre, müstehabtır.

Mes’ele 8: Hamile ve emzikli kadınların kendilerine ya da çocuklarına zarar gelmesinden korkmaları:

• Hamile ve emzikli kadınlar kendilerine bir zarar gelmesinden korkarlarsa, oruç tutmadıkları için kendilerine kaza lazım gelir.  Çocuklarına zarar gelmesinden korkarlarsa, Cumhura göre, fidye ile birlikte kaza lazım gelir. Hanefîlere göre, sadece kaza lazım gelir.

Mes’ele 9: Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kimse:

• Şer’î özürler sebebiyle üzerinde tutamadığı oruç borcu olduğu halde ölen bir kimse günahkâr değildir. Bu günlerin borcu üzerinden bedelsiz olarak düşer. İmâm Tavus ve İmâm Katede’ye göre, her gün için fakiri doyurmak gereklidir.

• Tutma imkânı ve gücü bulduğu halde üzerinde tutmadığı oruç borcu olduğu ile ölen bir kimse günahkârdır.

Mes’ele 10: Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kimsenin fidyesi:

• Ölen bir kimse Ramazandan kalan oruç borcunun ödenmesini vasiyet etmiş ise terekesinden onun adına velisi Hanefîlere ve Mâlikîlere göre, her bir güne karşılık bir fakire yarım sa’ hurma veya arpa verir. Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre, bir müd yiyecek maddesini fidye vermesi gereklidir. Şâfiîlere göre, ölen kimse vasiyet etmemiş olsa dahi velisinin ölen kimsenin terekesinden fidyesini ödemesi gereklidir.

Mes’ele 11: Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kimsenin yerine velîsini oruç tutması:

• Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen bir kimsenin velisinin onun adına oruç tutması, Hanefîlere, Mâlikîlere ve Şâfiîlere göre, caiz değildir. Hanbelîlere, Zahirîlere, İmâm Ebû Sevr, İmâm Evzâî ve Şâfiîlerin Nevevî gibi muhaddis fakihlerine göre, caizdir.

2. Orucun Kefâreti:

Açıklama: Ramazan ayında orucunu kefâreti gerektiren bir şeyle bozan kimseye kefâret gereklidir. Kefâret orucuna dair olan hükümler sekiz mes’elede toplanmaktadır. Buna göre:

Mes’ele 1: Kefâretin çeşitleri ve tertibi:

• Kefâret sırasıyla köle azad etmek, oruç tutmak ve yemek yedirmektir. Cumhura göre, bu sıralamada tertibe uymak farzdır. Buna göre: Bir kimse köle azad etmek imkânı bulmaz ise iki ay peş-peşe oruç tutar. Bundan da aciz ise altmış fakiri doyurması gerekir. Mâlikîlere göre, tertibe uymak farz değildir. Kişi, üç kefâret çeşidinden istediğini yapmakta muhayyerdir.

Mes’ele 2: Azad edilecek olan kölenin vasıfları:

• Azad edilen kölenin kusur ayıplardan salim olması gereklidir.

• Azad edilen kölenin Müslüman olması, Cumhura göre, şarttır. Hanefîlere göre, şart değildir.

Mes’ele 3: Oruç tutma esnasında köle azad etmeye güç yetirmek:

• Oruç tutma esnasında köle azad etmeye güç yetirilse, Cumhura göre, oruçtan köle intikaline geçmek gerekli değildir. Hanefîlere göre, gereklidir. Bu durumda oruç kefâreti karşılamaya yetmez.

NOT : DEVAMI VAR

Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.

O, her şeyin en iyisini bilendir.

Muvahhid Kullara Selâm Olsun.

KAYNAK :

Abdullâh Saîd el-Müderris.
2013m./1435h.


( Dört Mezhebe Göre Oruç Fıkhı Devamı 1 başlıklı yazı Polat Akyol tarafından 18.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.