SORULARLA KÜFÜR KAVRAMI

Mukaddime: 

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…

Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…

Bundan sonra:

Akîdevî kavramlar, İslâm Dîni’nde öğrenilmesi gerekli olan şeylerin başında gelmektedir. Zîrâ geçerli bir îmân ancak akîdevî kavramların sahîh bir şekilde öğrenilmesiyle gerçekleşebilir. Öğrenilmesi gerekli olan bu kavramların başında küfür ve îmân, tevhîd ve şirk gibi kavramlar gelmektedir. Bu kavramlardan küfür kavramını delîlleriyle birlikte Müslüman kardeşlerimin istifadesine sunabilmek için muhtasar bir şekilde açıklayacağım. Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’u Teâlâ’dandır.

KÜFRÜN TANIMI VE HAKÎKATİ

Küfür ne demektir?

Küfür kelimesi lügatte: “Örtmek ve gizlemek” demektir. Hakkı gizlemek olduğu için bununla isimlendirilmiştir. Istılahta ise: “Küfür: Îmâna aykırı olup, onu geçersiz kılan inanç, söz veya ameldir.”

Küfrün zıddı îmândır. Nitekim îmân: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in Allâh’u Teâlâ’dan getirdiklerine kalb ile inanmak, bunları dil ile söylemek ve gerektirdikleriyle amel etmek” demektir. Bu sebeble küfür ile îmânın ikisi bir arada asla bulunamaz. Birinin varlığı ile diğeri yok olur. İki zıddın bir arada bulunmayacağı akıl sâhiblerinin kabul ettiği bir gerçektir.

Küfrün hakîkati nedir?

Küfür, Allâh’u Teâlâ’yı ve Rasûlü Muhammed aleyhisselâm’ı reddetmek veya Allâh’u Teâlâ’nın Rasûlü ile gönderdiği şeriata inanmamak veya bu şeriatın içinden herhangi bir şeyi inkâr etmektir. Bu inkârın kalb ile dil ile amel ile olması arasında fark yoktur. Yine bunun yalanlama ya da başka bir şeyle olması arasında fark yoktur. Çünkü kişinin sadece şüphe veya tereddüt etmesi, yüz çevirmesi veya kibirlenmesi veyahut İslâm’a ve İslâm’dan olan herhangi bir şeye buğzetmesi, ona sövmesi, düşmanlık etmesi veyahut da şeriatın hükümlerine uymaktan alıkoyan bazı heves ve arzulara uyması da küfürdür.

KÜFRÜN ÇEŞİTLERİ

Küfür kaç çeşittir?

Küfür, Kur’ân ve Sünnet naslarında geldiği üzere büyük ve küçük küfür olmak üzere iki çeşittir.

Büyük küfür ne demektir? 

Büyük küfür: “Kişiyi dînden çıkaran küfür” demektir. Bu küfür çeşidi, îmânın aslına aykırı olduğundan kişinin Müslümanlarla bağını kopararak canından ve malından dokunulmazlığı kaldıran küfürdür. Ebedî olarak cehennemde kalmayı gerektirir. Şefaatçilerin şefaati fayda vermez.

Büyük küfür ne ile meydana gelir?

Büyük küfür; itikatla, sözle, fiille, şüphe ve tereddütle, terkle, yüz çevirmekle, kibirlenmekle, sövmek ve alay etmekle meydana gelir. Bunun inat yahut düşmanlıkla, şaka yahut ciddiyetle olması arasında kişinin küfre girmesi açısından fark yoktur.

Büyük küfür kaç kısma ayrılır?

Büyük küfür, inkâr ve tekzib, istikbar, şüphe, irâd, nifak, sövmek ve alay olmak üzere başlıca altı kısma ayrılır.

Küçük küfür ne demektir? 

Küçük küfür: “Kişiyi dînden çıkarmayan küfür” demektir. Bu küfür çeşidi, kişinin Müslümanlarla bağını koparmayarak canından ve malından dokunulmazlığı kaldırmaz. Ebedî olarak cehennemde kalmayı da gerektirmez.
Küçük küfür, Kur’ân ve Sünnet’te küfür olarak isimlendirilen günâhlardır. Bu günâhlar, îmânın aslına aykırı olmamakla beraber onu eksiltir ve zayıflatır. Bu sebeble bunlardan derhal tevbe edilmelidir. Zîrâ bu tür küfürlerin fâili olan bir kimse, bundan tevbe etmediği takdirde cehennemde ebedî kalmamak üzere Allâh’ın gazabına uğrayacağından büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.

Küçük küfür çeşitleri nelerdir?

Küçük küfrün -Allâh bizleri korusun- nimeti inkâr etmek, Allâh’tan başkası adına yemin etmek, Müslümanla savaşmak, nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek ve kadının kocasına nankörlük etmesi gibi pek çok çeşidi vardır. 

BÜYÜK KÜFÜR ÇEŞİTLER

1. İnkâr ve Tekzib Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden birincisi inkâr ve tekzib küfrüdür.

İnkâr ve tekzib küfrü ne demektir?

İnkâr ve tekzib yani yalanlama küfrü: “Îmâna dâir olan herhangi bir şeyi kabul etmemek yahut îmândan olan şeyi bilmekle beraber gizlemek veya yalanlamak sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in risâletini ve şerîatını inkâr eden Mekke ve günümüz müşrikleriyle onun Allâh’ın Rasûlü olduğunu bildikleri halde yalanlayan Yahûdîler, bu küfür çeşidine misâldir.

İnkâr ve tekzib küfrünün delîli nedir?

İnkâr ve tekzib küfrünün delîli Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyetleridir:
“Bizim âyetlerimizi ancak kâfirler inkâr ederler.” [el-Ankebût: 29/47]
“Allâh’a karşı yalan uyduran veya kendisine geldiğinde hakkı yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Cehennemde kâfirler için kalacak yer mi yok?” [el-Ankebût: 29/68]
“İnkâr eden, âyetlerimizi ve âhirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azâbın içine atılacaklardır.” [er-Rum: 30/16]

İnkâr ve tekzib küfrüne kimler dâhildir?

Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in gönderilmiş son peygamber olduğunu ve onun şeriatını inkâr eden yahut yalanlayan kimseler buna öncelikli olarak dâhildir. Ayrıca bu küfür çeşidine haramı helâl kılma da girer. Bu sebeble her kim dînen haram olduğu bilinen bir şeyi helâl kılarsa, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in getirmiş olduğu şeyleri kabul etmemiş olur. Aynı şekilde kim de dînen helâl olduğu bilinen bir şeyi haram kılarsa, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’in getirmiş olduğunu reddetmiş olur.

2. İstikbar Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden ikincisi istikbar küfrüdür.

İstikbar küfrü ne demektir?

İstikbar yani büyüklenme küfrü: “Îmâna dâir olan şeylerin hak ve hakîkat olduğunu kalben kabul etmekle birlikte, açıktan hak ve hakîkatlere karşı büyüklenerek itaat etmemek sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Firavun ve kavminin Mûsâ aleyhisselâm’a, Yahûdîlerin ise Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’e karşı büyüklenip tâbi olmayarak küfretmeleri buna misâldir.

İstikbar küfrünün delîli nedir?

Firavun ve kavminin Mûsâ aleyhisselâm’a karşı büyüklenip tâbi olmayarak küfretmeleri hakkında Allâh’u Teâlâ’nın şu âyeti istikbar küfrüne delîldir:
“Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri hâlde, sırf zâlimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkâr ettiler.” [en-Neml: 27/14]
Yahûdîlerin Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’e karşı büyüklenip tâbi olmayarak küfretmeleri hakkında Allâh’u Teâlâ’nın şu âyeti de istikbar küfrüne delîldir:
“Kendilerine kitâb verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile hakkı (gerçeği) gizlerler.” [el-Bakara: 2/146]

İstikbar küfrüne kimler dâhildir?

Yahûdîler, Firavun ve emsalleri ve de bunların askerleri, Âdem aleyhisselâm’ı selâmlamak için secde etmeyen şeytân ve Allâh’u Teâlâ’nın emirlerinden namaz ve zekât gibi herhangi bir emrine yahut içki ve zina gibi bir yasağına karşı büyüklenerek itaat etmeyen kişiler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir

3. Şüphe Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden üçüncüsü şüphe küfrüdür.

Şüphe küfrü ne demektir?

Şüphe küfrü: “Îmâna dâir olan şeylerin hak ve hakîkat olduğunda şüphe ve tereddüt etmek sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Nûh, Âd ve Semûd gibi geçmiş ümmetlerden bazılarının küfrü hakkında verilen haberler buna misâldir.

Şüphe küfrünün delîli nedir?

Nûh, Âd ve Semûd gibi geçmiş bazı ümmetlerin inkâr ve tereddüt sebebiyle küfretmeleri hakkında Allâh’u Teâlâ’nın şu âyeti şüphe küfrüne delîldir:
“Sizden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allâh’tan başkası bilmez. Rasûlleri onlara apaçık delîllerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten şüphe ve tereddüt içindeyiz.” [İbrâhîm: 14/9]

Şüphe küfrüne kimler dâhildir?

Kur’ân ve Sünnet’te bildirilen cennet ve cehennem hayatının varlığı gibi haberler, içki ve fâiz gibi kati haramlar, cihâd ve hac gibi muhkem farzlar, kısas ve recm gibi şerî cezâlar ve bunların uygulanmasında hakkında şüphe ve tereddüt eden kimseler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

4. İrâd Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden dördüncüsü irâd küfrüdür.

İrâd küfrü ne demektir?

İrâd yani yüz çevirme küfrü: “Îmâna dâir olan hak ve hakîkatleri terk etmek yahut onları öğrenmemek sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Kur’ân ve Sünnet’in îmâna dâir isimlendirmelerini ve hükümlerini bildikleri halde terk edenler yahut onları öğrenmekten uzak duranlar buna misâldir.

İrâd küfrünün delîli nedir?

İrâd küfrünün delîli Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyetleridir:
“Küfredenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.” [el-Ahkâf: 46/3]
“(Bazıları) Biz, Allâh’a ve Rasûle îmân ettik, derler. Sonra da onlardan bir kesim bunun ardından yüz çevirirler. Bunlar, mümin değillerdir.” [en-Nûr: 24/47]

İrâd küfrüne kimler dâhildir?

Tevhîdin aslına dâir olan şeyleri terk eden yahut onları öğrenmeyen, Kur’ân ve Sünnet ile hükmetmeyen, bu ikisinden başkasına muhâkeme olan ve kâfirleri tekfîr etmeyen kişiler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

5. Nifâk Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden beşincisi nifâk küfrüdür.

 Nifâk küfrü ne demektir?

Nifâk küfrü: “Îmâna dâir olan şeylerin hak ve hakîkat olduğunu kalben kabul etmemekle birlikte, açıktan kabul etmiş gibi gözükmek yani küfrü gizleyip îmânı göstermek sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Rasûlullâh zamanında Medine de yaşan münâfıklar özellikle de onların başı olan Abdullâh bin Übey bin Selûl’ün buna misâldir.

Nifâk küfrünün delîli nedir?

Nifâk küfrünün delîli Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyetidir:
“İnsânlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ‘Allâh’a ve âhiret gününe îmân ettik’ derler.” [el-Bakara: 2/8]

Nifâk küfrüne kimler dâhildir?

Kendini ve malını korumak için yahut Müslümanlardan faydalanmak adına Allâh’a ve âhiret gününe inanmadığı halde inanmış gibi gözüken, İslâm alametleri zâhiren kendisinde görülen,  tekfîr edilmemek için tevhîdi meseleleri kabul etmiş gibi yapan kişiler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

6. Sövmek ve Alay Etmek Küfrü:

Büyük küfür çeşitlerinden altıncısı sövmek ve alay etmek küfrüdür.

Sövmek ve alay etmek küfrü ne demektir?

Sövmek ve alay etmek küfrü: “Îmâna dâir olan hak ve hakîkatlere sövmek ve onlarla alay etmek sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir. Allâh’a yahut Rasûlü’ne sövmek, dîne dâir meşhur olan şeylerden herhangi bir hususla veyahut dindar insânlarla alay etmek buna misâldir.

Sövmek ve alay etmek küfrünün delîli nedir?

Sövmek ve alay etmek küfrünün delîli Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyetleridir:
“De ki: Allâh ile O’nun âyetleri ve Rasûlü ile mi alay ediyorsunuz? (Boşuna) Özür dilemeyin. Çünkü siz îmân ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz.” [et-Tevbe: 9/65-66]

Sövmek ve alay etmek küfrüne kimler dâhildir?

Kur’ân ve Sünnet’e söven, dînde sâbit olan içkinin, zinanın, fâizin haram olması, namazın, orucun, recmin, kıtalın farz olması gibi hükümlerle alay eden yahut söven veyahut bunları önemsemeyen kişiler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

KÜÇÜK KÜFÜR ÇEŞİTLERİ

1. Nimeti İnkâr/Küfran-i Nimet:

Küçük küfür çeşitlerinden birincisi nimeti inkâr küfrüdür.

Nimeti inkâr etmek küfrü ne demektir?

Nimeti inkâr etmek küfrü: “Kişinin inanarak olmasa da diliyle nimeti Allâh’u Teâlâ’dan başkasına nispet etmesi sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir.
Uyarı: Bu küçük çeşidi kişinin nimeti verenin Allâh’u Teâlâ olduğuna inanmasıyla birlikte, nimeti Allâh’u Teâlâ’ya nispet etmekten kaçınarak başkasına nispet etmesidir. Yani mutlak fâil olarak nimeti veren Allâh’u Teâlâ, sebeb ise nispet olunandır. Eğer ki kişinin itikadı sebebin mutlak fâil oluşu ise, o zaman bu, büyük küfür olur.

Nimeti inkâr etmek küfrünün delîli nedir?

Nimeti inkâr etmek küfrünün delîli Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyetidir:
“Onlar Allâh’ın nimetini bilirler. Sonra da onu (bile-bile) inkâr ederler. Onların çoğu kâfirdir.” [en-Nahl: 16/83]

Nimeti inkâr etmek küfrüne kimler dâhildir?

Mala kavuşmasını mirâsa, yağmura kavuşmasını buluta, sağlığa kavuşmasını ilaca bağlayan kişiler buna öncelikli olarak dâhildir.

2. Allâh’tan Başkası Adına Yemin Etmek:

Küçük küfür çeşitlerinden ikincisi Allâh’tan başkası adına yemin etmek küfrüdür.

Allâh’tan başkası adına yemin etmek küfrü ne demektir?

Allâh’tan başkası adına yemin etmek küfrü: “Kişinin Allâh’u Teâlâ’dan başkasının adına yemin etmesi sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir.
Uyarı: Yemin eden, yemin ettiği şeye tâzim ettiğinden yüce ve şerefli kabul ettiğinden dolayı yemin etmektedir. Bu sebeble Allâh’u Teâlâ’dan başkası adına yemin etmek, küçük küfürdür. Ancak yemin eden yemin ettiği şeye Allâh’u Teâlâ’dan daha fazla tâzim ediyor yahut eşdeğerde görüyorsa o zaman bu, büyük küfür olur.

Allâh’tan başkası adına yemin etmek küfrünün delîli nedir?

Abdurrahmân bin Semure radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Tâğûtlar adına da ve babalarınız adına da yemin etmeyin.” [Müslim (1648); Nesâî (3474)…]
İbn Ömer radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Her kim Allâh’tan başkası adına yemin ederse kâfir veya şirk koşmuş olur.” [Ebû Dâvûd (3251); Tirmizî (1535)…]

Allâh’tan başkası adına yemin etmek küfrüne kimler dâhildir?

Ata, baba, bayrak, şeref ve namus gibi şeyler adına yemin eden kişiler buna öncelikli olarak dâhildir.

3. Müslümanlarla Savaşmak:

Küçük küfür çeşitlerinden üçüncüsü Müslümanla savaşmak küfrüdür.

Müslümanlarla savaşmak küfrü ne demektir?

Müslümanlarla savaşmak küfrü: “Müslümanın Müslüman bir kimseyle haksız olarak herhangi bir sebebten ötürü vuruşması ya da onunla savaşması sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir.
Uyarı: Burada küçük küfür olarak bildirilen şey, Müslümanın Müslümanla haksız olduğu halde savaşmasıdır. Eğer ki kişi, haram olan bu işi helal görürse yahut Müslümanlara karşı kâfirlerin safında savaşırsa veyahut Müslümanlara karşı onları desteklerse, o zaman bu büyük küfür olur.

Müslümanlarla savaşmak küfrünün delîli nedir?

Abdullâh İbn Mesûd radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Müslümana sövmek, fısk (Allâh’a itaatten çıkmak), onunla savaşmak ise (küçük) küfürdür.” [Buhârî (48); Müslim (116) …]
Cerîr bin Abdullâh radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kâfirler olarak gerisin geri dönmeyin.” [Buhârî (121); Müslim (118)…]

Müslümanlarla savaşmak küfrüne kimler dâhildir?

Dünyevî yahut nefsî herhangi bir çıkar için birbirleriyle vuruşan yahut savaşan yaşlı ya da genç, âlim ya da avam fark etmeksizin tüm Müslümanlar bu küfür çeşidine dâhildir.

4. Nesebe Sövmek ve Ölünün Arkasından Feryat Etmek:

Küçük küfür çeşitlerinden dördüncüsü nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek küfrüdür.

Nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek küfrü ne demektir?

Nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek küfrü: “Kişinin nesebe sövmesiyle ve ölen kimsenin arkasından feryat etmesi, bağırıp dövünmesi sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir.

Nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek küfrünün delîli nedir?

Ebû Hureyre radîyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“İnsanlarda iki huy vardır ki, onlar küfürdür: Nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek.” [Müslim (121); Ahmed (8905)…]

Nesebe sövmek ve ölünün arkasından feryat etmek küfrüne kimler dâhildir?

Başkasının nesebine söven ve hakaret eden yahut onun nesebinin kendi nesebinden soyca daha aşağı olduğunu söyleyen kişiler bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

5. Kadının Kocasına Nankörlük Etmesi:

Küçük küfür çeşitlerinden beşincisi kadının kocasına nankörlük etmesi küfrüdür.

Kadının kocasına nankörlük etmesi ne demektir?

Kadının kocasına nankörlük etmesi küfrü: “Kadının kocasının iyiliklerine ve ihsânlarına karşı nankörlük etmesi, kıymet bilmemesi sûretiyle ortaya çıkan küfür” demektir.

Kadının kocasına nankörlük etmesi küfrünün delîli nedir?

İbn Abbâs radîyallâhu anh’tan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:
“Bana cehennem gösterildi. Cehennemliklerin çoğunluğu­nun kadınlar olduğunu gördüm. Zîrâ onlar küfredenlerdir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e soruldu: Allâh’ı mı inkâr ederler? Şöyle cevâb verdi: Kocalarının hakkını inkâr ve iyiliği inkâr ederler. Onlardan birine uzun zaman iyilikte bulunsan, sonra senden (hoşlanmadığı) bir şey görse hemen ‘zaten senden hiçbir iyilik görmedim’ der.” [Buhârî (29); Müslim (907)…]

Kadının kocasına nankörlük etmesi küfrüne kimler dâhildir?

Kocasına karşı nankörlük ederek onun iyiliklerini ve ihsânını görmezden gelen, hoşlanmadığı bir şey karşında sabretmeyip ağlanıp yakınarak kocasını kötüleyen ve kocasına haksız yere itaatsizlik eden kadınlar bu küfür çeşidine öncelikli olarak dâhildir.

BÜYÜK KÜFÜR İLE KÜÇÜK KÜFÜR ARASINDAKİ FARKLAR

  • Büyük küfür, sâhibini dînden çıkarır, küçük küfür ise dînden çıkarmaz.
  • Büyük küfür, amellerin sevabını iptal eder küçük küfür ise iptal etmez. Ancak fakat miktarına göre amelleri eksiltir, sâhibini Allâh’u Teâlâ’nın azâbına maruz bırakabilir.
  • Büyük küfür, sâhibinin ebedî olarak cehennemde kalmasına sebeb olur. Ancak küçük küfrün sâhibi cehenneme girse bile ebedî olarak orada kalmasına sebeb olmaz. Ayrıca Allâh’u Teâlâ onu bağışlayıp hiç cehenneme de koymayabilir.
  • Büyük küfür, kanı ve malı mubâh kılar. Küçük küfür ise, kanı ve malı mubâh kılmaz.
  • Büyük küfür, sâhibi ile müminler arasında gerçek düşmanlığı gerektirir. Küçük küfür ise, mutlak anlamda sâhibine dostluk beslemeye mânî değildir. Aksine îmânına göre sevilir ve ona dostluk beslenir, isyan ve günahına göre de ona buğzedilir ve düşmanlık beslenir.
  • KÜFÜR OLAN SÖZLER

  • İslâm Dîni’ne ait olduğu sâbit olan hicab, namaz, cihâd gibi herhangi bir amelle dalga geçmek yahut Müslümanlarla alay etmek.
  • Allâh’u Teâlâ’ya, Kitab’a, Dîn’e ve Dîn’e ait olan şeylerden birine sövmek, âhiret nimetlerini yahut azâbını ve İslâm’dan olduğu sâbit olan herhangi bir şeyi küçümsemek.
  • İçki, zinâ ve fâiz gibi açık haram olan şeylere “helâldir” demek.
  • “İslâm zordur siz Yahûdî ve Hıristiyan kalın” demek.
  • Bazı insânların kâinatta tasarruf yetkilerinin olduğunu söylemek.
  • KÜFÜR OLAN FİİLER

  • Allâh’u Teâlâ’nın kanunlarının yerine geçmesi için çeşitli beşerî kanunlar belirlemek, bunlarla hükmetmek ve bunlardan hüküm istemek.
  • Allâh’u Teâlâ’dan başkası adına tâzim için kurban kesmek ve adak adamak.
  • Mushafı, mushaf olduğunu bilerek kasten pis yere atmak.
  • Kâfirlerin dînlerine ait olan şiarlarını tâzim için takmak ya da kullanmak.
  • Allâh’u Teâlâ’dan başkasına duâ etmek, insânların güç yetiremeyeceği şeylerde yardıma ve imdada çağırmak.
  • HÂTİME

    Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashâbının üzerine olsun.

    Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.

    O, her şeyin en iyisini bilendir.

    Muvahhid Kullara Selâm Olsun.

    Polat Akyol.

    KAYNAK :

    1438 h. / 2017 m.
    Abdullâh Saîd el-Müderris.

    ( Sorularla Küfür Kavramı başlıklı yazı Polat Akyol tarafından 30.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
    Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.