Dolaşıyorum bir başıma, kimse yok etrafta. Her yer sessiz, bu sessizlik arasında nefesimi duyabiliyorum. Yorulunca, oturup bi banka seyrediyorum etrafı, kıyılarıma vuran cesetleri...
Hissediyorum, bu sonbahar uzun sürecek! Son nefesimi verene kadar vedalaşmayacak ömrümle. 
 
        Saat üç. Bakıyorum saatler sonra yine saat üç. Bu yelkovan da düşman bana ama aynaya baktığımda görüyorum saçlarıma düşen karlarda, hem duran hem de akıp giden zamanın benimle dalga geçtiğini. 
Çok kalabalık bir yalnızlıktı benimki. Sessizlik canıma battıkça, sağırlaşıyor yüreğim tüylenen sözcüklere. Artık aman da dilemiyor her yeri yamalarla dolu olan kalbim. Tutmuyor dikiş yalanlara. Kim tutmadıysa düşerken elini, anladı artık kırık kalbim tarazlanan yüreklerde yoktu bir yeri. Sustu, korktu, gizlendi...

       Hayattaki tek dersimdi tarih ve hep sınıfta kaldım dersimi almadığım için. İçimdeki haylaz çocuğun umut zırvaları yüzündendi ama bir türlü dinletemedim. Şimdilerde can çekişiyor o çocuk. Pes etti. Anladı artık kadere kafa tutmanın, kederi ömre düğümlediğini ve her çabasında o düğümleri sıktığını... Pes etti. Birlikte hazırladık tabutunu, birlikte kazdık mezarını şimdi bekliyoruz ölümün döşeğinde ha verdi ha verecek son nefesini. Bekliyoruz göz göze, el ele... 
'affet beni çocuk yaşatamadım seni. ' 
  
        Saat hâlâ üç, üç asır geçmiş gibi üç. Sonbaharım yüreğime iyice yerleşmiş. Arada gidip içimdeki çocuğun mezarına, uzanıyorum yanına. Üşüdükçe toprağına sarılıyorum. Yok gidecek kimsem ondan başka. Dilimden kekre sözcüler dökülürken kaleme zehir olup yakıyorlar içimi. Aslında yalnızlık değil de kimsesizlikti beni yıkan. Belki olsaydı bir anne dizi, yada bir baba omzu belki olmazdı böyle sonum. Evet, evet olmazdı öldürürdük el ele acılarımı. Bir güvercin uçururduk gökyüzüne, maviyi toplar getirirdi bize. Biliyor musun yalnızlığıma süslediğim kimsesizliğim? Kalbim sıkıştı bu düşünceler arasında yürürken kıyımda onlara takılınca ayaklarım.Kuruyan göz pınarlarım zorla doğurup bi damlayı kasıklarından akıttı üzerlerine. Yine canı yandı canımın.
        Kahreden bir yürüyüşün sonunda kapatıp kapımı nefesimi dinlemeye devam edeceğim. Bugün de dün gibi yarını beklemeyeceğim.

Tuğba Topal
( Yarını Beklemeyeceğim başlıklı yazı Tuğba Topal tarafından 28.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.