Gönül
Biliyorum
Aşkım göçmen kuşlar gibidir,
Göç eder gider sonbaharda içim soğuyunca
Biliyorum
Tutkum hayalim gibidir,
Nereye ne kadar gideceğimi bilmediğim, yolculuk misali
Biliyorum
Gönlüm fırtına gibidir,
Nereye koşacağını bilmez aylak çocuk gibi
Biliyorum
Sevdam, çiçeği öpücük yağmuruna boğan arı gibidir,
Ne zaman doyacağını bilmeyen
Bilmiyorum
Kalbim ne kadar tutkulu sevdalarla doyar
Öğrenmek istemiyorum cevabını
Biliyorum,
Yok gönlümün bittiği bir duvar
Sen
Sevmek gül olsaydı, kokusuyla sarhoşluk
Dikeninden akan kanım gönlüne aşk seli gibi akardı
Körlük cezam olsaydı sevmezliğime, renklere hasretlik
Görmeden senin rengini çizerdim gönlüme
Kimsenin tanımadığı en güzel renk
Özgürlüğüme ceza olsaydı kement gibi buhranlarım, dağlarımın esintisine hasretlik
Kanadının kırılmasına aldırmazdım uçarılığımın,
Gökten düştüğüm yerde sen varsan eğer
Hele Hele
Gel hele bir kere
Geldiğini bilmeyeyim,
Gidecebileceğin aklımı kemirmesin
Sev hele bir kere
Sevdiceğimi bilmeyeyim,
Başkalarının bakması gönlüme kamçı olmasın.
Kız bana bir kere
Kızdığını zehir gibi bileyim,
Ayrılabileceğin fikrime bela olsun
Kararsızlık
Sana yağmurun
ellerini versem,
Yok yok
Güneşin arka yüzünde yetişen ateş çiçeğini versem yüreğimden,
Yok yok
Çocuk olup en sevdiğim oyuncağımı versem gönlümün yongası,
Yok kararsızım
İçimin açılmadık bahar yellerini versem, neden sakladığımı bilmediğim,
Diyorum ki kendime; bana gel diyen bir tebessüm verir misin acaba
Hayır mı?
Aklın hür,
Vicdanın hür mü olsun istiyorsun;
O zaman dinle kendini.
Hiç olmaz ise sor kendine
Olabiliyorsan eğer kendine dürüst
Bildiğin doğruyu söyledin mi , keseriz seni deseler de
İtiraz ettin mi yanlışa , çıkarını bozsa da
Ortak akla davet ettin mi aklı çok, bahaneleri çok olanları
Ve
Tarıştın mı doğruya doğru ?
Hele şu demokrasi gibi evrensel olanlar konusunda
Hayır mı ?
Yani seninde aklın çok
Bahanen çok değil mi ?
O zaman boşa uğraşma
Yalan da söyleme, kendini de kandırma
Ben de senin için bir şey yok, üzgünüm.
Artık benim için
Sen,
Ne Atatürk’ün güvendiği gençliksin
Ne ülkemi yarınlara taşıyacak beyinsin.
Sakın ha emanet alma
Çocuklarımın geleceğini
Nedensiz yaşıyorsun biliyor musun ?
Bana gülme öyle,
Salaklığın iyice mayalanıyor.
Ölürken anlayacaksın
Ve
Acısını fena hissedeceksin
Bir boka yaramadan yaşamanın belasını
Sana lafım yine de dostça, kinin senin olsun
Madam
Adamcılık oynuyoruz ATAM, adamcılık
Her yer adam dolu;
O adam
Bu adam
Şu adam
O, bunun adamı
Bu, şunun adamı
Şu, onun adamı
Hatta,
O, bunun ve şunun adamı
Bu, şunun ve onun adamı
Şu, onun ve bunun adamı
Adamcık hepsi
Yani,
Adam gibi değil madam gibi adam
Adam gibi adamın adamıyım ben ATAM
Bir tek senin adamınım
Çılgın
Bana şekil vermeye çalışma,
Ne semaya sığarım
Ne dimağa:
Bana “Çılgın Türk” derler.
Git başımdan
İnsan bilirim hala seni;
Çünkü bende
Ata’mın kanı var,
Heryerde sulh isterim
Deniz
Deniz dalgasız, sessiz
Belli, küsmüş terk edenlerine:
Tam bağımsız olamayanlara
Demokrasiyi kendine yontanlara
Deniz dalgasız olmazmış
Deniz aşkını beklermiş, kabarmaya
Deniz rüzgarını beklermiş:
Deli deli esen bağımsız yürekleri
Bakın, Deniz dalgalı hep
Göremiyorsanız
Gidin Anadolu’mun dağlarına, ovalarına
Oradan bakın Deniz’ime
Atama
İzinden gitmek onun
Anadolu’nun bebelerini koklamak gibi
Bakmak, çakmak çakmak gözlerine
Şehidine yanmış anamın gözlerinde bulut olmak gibi
Anlamak onu,bugün dünden daha öte
Boşa uğraşmayın, o ölmez diye haykırmak gibi
Reklam yasak
Ne kadar
Ne olursan ol
Reklam vermek yasak gönlümde,
Hiçbirşey olsan da
Birşeyler bulurum senden içimde,
Sıkma canını
Sensizliğin sende kalmaz
Canına yandığım yüreğim
Söyle şu beynime de:
Biraz sarhoş olsun
Hiç olmazsa,
Hiç olduğumu
Hissetmek istediğimde
Ağla doyumsuzluk
Çocuk oynuyor
Arnavut kaldırımlı yüreğimde
Sevmene sevdalandım beni
Yüreğimi salağa çevirmene,
Yuvasından kaçmış halime
Kement vurmana,
Sorgusuz sandığım hırçınlığıma
Müebbet hapis vermene,
Etme eyleme
Ben büyüyemiş bir kaçağım hala
Bırak kaçayım dellenmezliğime,
İstersen gel benimle
Kaçmak doyumsuz olur seninle
Rüzgar
Yüreğimde bir rüzgar var
Kabardı iyice canına yandığım,
Gürültü çıkarmak ister
Esmek ister hoyratça
Beyinsizlere inat
Ruhsuzlara inat.
Esmek ister sıcak sıcak
Kahrolmuş gururlara doğru
Yastığa çivilenen gözyaşlarına doğru.
Salıver be oğlum rüzgarları
Çaksın şimşekler,
Gürültüden sağır olsun ruhsuzlar,
Uyansın tatlı uykularındakiler.
Gülücükler kaplasın kahrolmuş gururları,
Çiviler çıksın yastıklardan
Batsın birilerine
Salıverin
Salıverin bulutları
Kara kara durmasınlar başımızda,
Ağlasınlar:
“Tam bağımsızlık” diye diye
Urganın ucunda kırılan fidanlara
Salıverin bulutları
Gitsinler, ağlamasınlar,
Çöreklensinler
Kara kafaların tepelerine, boğsunlar
Salıverin bulutları
Çekilsinler
Güneşin önünden,
Parıldasın aydınlık yarın
Varlık
Ya paylaşırsınız kum tanelerini
Ya da bir meteor gibi yalnız kalırsınız.
Ya kum taneleri gibi özgür olursunuz kalabalıkta
Ya da esir olursunuz bir meteor gibi sonsuzlukta.
Ya verirsiniz, sizde sizin olmayanları
Ya da sonsuzluğun şaşkınlığında bakakalırsınız:
Varlığınızın anlamsızlığına
Sonbahar
Yağmur yağıyor, tıpır tıpır
Sessizce, gürültü yapmadan
“Sıra bende” der gibi, nazikçe
Deniz dalgasız, yatmış öylesine
Belli, darılmış terk edip gidenlerine
Ağustos böceği, zoraki ötüyor
Sesi kısık, yarın geç belki ona
Limon çamı sararmış, mahsun
Yeşilini saklar gibi yalnızlıktan
Bildin mi anason kokulu dostum
Serinlik gelmiş bu sahile,
Sevdalı çınarlara kalmış
Sessizliğin sevdası
ZAMAN AŞTI
Zaman aştı
Gönlüm şaştı
Aklım fena karıştı
Zaman acıların ilacı değil miydi ?
Zaman ileri doğru akmazmıydı
Zaman aştı
Bu baharda papatyalar açmaz oldu
Sanki
Bir şeyler kaçtı, gitii…nereye bilmem
Kuşlar uçurtmalara yarenlik etmez oldu
Darılsam, kime ki
Ağlasam, ne ola ki
Haykırsam, kim duya ki
Sokaklar insan kahkahaları
Geceler neşe içinde yine.
Hayal etsem biraz
Hani desem “çocuklarımız, geleceğimiz”
Gelecek ne verecek bilsem onlara
Yaşamışlık derdim olmaz belki
Dursa zaman
Ateşleri söndürsem
Zaman aşamasa sevgilerimizi
Geri verse bu bahar papatyalarımızı,
Hayal bu ya
Zaman utanır belki
Boş laf hepsi,
Biz utanmadan
Zaman niye utansın ki
Sevmek
Yoku değil,
Yokluğu severim
Aratır beni.
Boşu değil,
Boşluğu severim
Sordurtur beni.
Senden çok,
Sensizliği severim
Her an aratır seni
Demokrasi
Demokrasi sen ne yosmasın
Parası olana gel diyorsun,
Olmayan ne yapsın
Güzelliğini görmekle mi yetinsin
26 . Yelpaze
Şu insansı yaratıkların yalanları var ya
Yine bozduruyor ağzımı,
Ulan küfretmeyi severim de
Hani ruhun yelpazesi,
Küfrettirenin hiç mi suçu yok ?
En iyisi Ben yine siktir çekeyim
Şöyle en derininden ballıca,
Ağzıma tat olsun
İnsan
Çıkarı var ise,
Nedeni yoktur.
Nedeni var ise,
Çıkarı yoktur.
Kim bu ?
İnsan elbette,
Hem de
En korkağından
Dosdoğru
Doğrun ne kadar doğru ?
Ölçütü var mı ?
Ölçütü var ise,
Sınırı var mı
Sınırı var ise,
Nerede bitiyor
Bitiyor ise
Bilimden uzak mı ?
Uzak ise
Bilimin de mi sonu var ?
Değil ise,
Dostum
Doğrun daha, bilmediğin doğrular değil
Dellendim
Akşam
vakti
Unutsam seni,
Gecesine yeniden sevsem
Ulan delleniyorum işte
Hep yeniden sevsem seni diye
Nedensiz
Kızsam
olmuyor
Bakmasam olmuyor
Git desem olmuyor
Çekip gitsem hiç olmuyor,
Meğer
Nedensiz sevmişim seni
Küs
Akşam
vakti
Güneş gibi kızardın bana
Anasonu seviyorum diye.
Ne yapayım be
İçim küs,
Kızmışım insana
İmkansız
İçindeki fırtınalar salak eder beni,
Boyundan büyük yüreğin hapseder.
Ben bir hesapsızım:
Seni sevmek gibi imkansıza kalkıştım
Eşşek gözlüm
Sen sevmesen beni eşşek gözlüm,
Ne sonbahar hüzün verir bana
Ne ilkbahar sevinç,
Ne anason kokulum yar olur bana
Ne sigaramın dumanı
Özgürlük
Seni
sevdim özgürlük
Ne yalan söylersin
Ne aptala yatırırsın.
Beni benim ile başbaşa bırakırsın
Haydi, zor ama
Özgürlüğünü haykır dersin,
Sana aşığım
Beni benden bildiğin için
Mehmedime
Mehmedim,
Dağların sevgisi senin
Korkusu kalleşlerin.
Hasretler senin
Yalnızlık kalleşlerin.
Sen sevginin oğlusun
Kalleşler nefretlerin.
Kal sağlıcakla
Kendine iyi bak yiğidim
Yağmur damlası
Seyrederken ay ışığının dansını
Gecenin sessiz derin güzelliğinde,
Kıyılara çarpan dalgaların melodisinde,
Göz göze geldim kendimle
Dinlerken yağmur damlalarını gizemliliğinde,
Rüzgarın serin dalgaları
Okşadı yüzümü öper gibi,
Göz göze geldim kendimle
Çalışırken ulaşmaya gözlerimle
Baktıkça kaçan ufuklara,
Varlığımı hissettim, küçücük,
Göz göze geldim kendimle
Her bir geliş
Her bir damlasıymış meğer,
Hiç durmadan yağan sevgi yağmurunun.
Sen çıktın birden gözlerimin önüne,
Her bir noktan ıslanmış.
Bir bir geçiverdi sevdamdan
Seyrettiğim ay ışığı,
Dalgaların melodisi,
Yağmur damlaları,
Göz göze geldiğimi gördüm seninle.
İsterse canın
Ağlamak isterse canın
Beni erit içinde,
Gözlerinden akayım yanaklarını öperek
Acımasın bakılası gözlerin
Uyumak isterse canın
Beni yak içinde, mahmurluğu çöktürüp gözlerine
Uyutayım seni sıcacık
Gülmek isterse canın
Beni yağdır kalbine,
Büyüteyim içindeki çiçekleri
Sevgi kokularına boğayım seni
Güfte
Güneşin önünde duran yağmur damlası
Hadi gel bir beste yap bana
Şöyle aşk dolu olsun,
Yağarken güneşi fon yaptığın gibi.
Ben de bir güfte yazayım ona
İçi sevda koksun
Resim
Elime bir fırça verdiler
Seni çizdim,
Bu ne dediler
Elim titredi dedim
Çizdim
Bir deniz çizdim önce
Sonra da içine bir sandal.
Boyadım elimi yeşilin sen tonuna
Ağaçları çizdim, maviye düşen gölgelerini.
Boyadım elimi mavinin sen tonuna
İki maviyi seviştirdim.
Sonra,
Seni çizdim sandala:
İki mavinin
Maviye düşen yeşilin
Öpücüklerini gördüm sana
Yarim
Eyy benim
Kekik kokulu yarim.
Dağlarımda, ovalarımda
Şehit kanlarımın rengi yarim.
Sana neler oldu böyle
Düşünürüm,
“Düşünme” dersin.
“Olur mu böyle?” derim,
“Sen sus” dersin
Sana ne oldu böyle ?
Sana kimler ne etti ?
Bilmem gayrısını;
Sana istetmeselerde beni,
Sana aşkım bitmez yarim.
Şehidimin hatırası,
Sarı saçlı, mavi gözlümün emaneti
Demokrasim, hürriyetim,
Aşkım bitmez yarim.
Yeniymiş yıl
Soruya bak soruya
“yeni yıldan ne bekliyorsun ?”
Ne bekliyorsan çok beklersin.
Adam ol da bekletme
Sen bir şeyler ver yeni yıla
Ne mi?
Örneğin,
“Üşümeyen çocuklar”
“Ağlamayan analar”
“Kahrolmayan babalar”
Zor mu?
Zorsa git
Maydanoz olma yeni yıla
44. Oğluma
Bıyığının ucundan ter olup aktığım
Tebessümüne esir olduğum
Kokusunda kendimi unuttuğum
Kara gözlüm, oğlum.
Hayat akıyor, bitmezmiş geliyor
İdeallerin olacak hep, hırsına hedef
Koşacaksın peşlerinden.
Yorulacaksın bazı zaman,
O zaman bırak herşeyi, yürümekte iyidir.
Ama bir şeyi yarım bırakma; düşünmeyi.
Havanda su döğmek değilse hedefin,
Düşünmeden öğrenme.
Bazen şaşakalacaksın,
Nedir yanlış, nedir doğru.
Herkes yanlış yapar,
Aslında, yanlış olan
Yanlışı yanlışla düzeltmektir.
Doğru bildiğine yanlış diyeni anla,
Bir de onun için düşün, ama yarım bırakma.
İçinden bir şey,
Sen doğrusun der de
Yarıda bırakırsan düşünmeyi
İşte o zaman yanlış yaparsın
Demokrat ol oğlum
Merhamet ile sev.
Merhametsiz sevgi
Ayarsız demokrasi gibidir.
İşine gelince değil,
İşine gelmeyince de demokrat ol,
Ol ki, lider ol
Benim oğlum ol.
Zaman
Zaman akar, gider
Bilen varmı:
Nereden nereye,
Hırsızca.
Ama beceremedi akıp gitse de
Seni benden çalmayı
Ah be çocuk
Aşkolsun çocuk
Umutları aldın gittin,
Utancı bıraktın.
Gittiğin
yerde hatırlama hiçbirşeyi
Ağlama,
Sadece uçurtmanı uçur, kuzum
Sen geri dönene dek,
Umutlar olmasın
Yarınlar çile çeksin
Güneşler soğusun be kuzum.
Aynı
evrende yaşamamalı katiller ve çocuklar;
Ya ölmeli katiller, ya da hiç
doğmamalı çocuklar.
Keçim
Gördükçe yalanda yaşatılan insanları
Ve
Yalandan kazananları:
Ne yapayım ?
Keçilerim seviyor,
Kaçmasınlar diye küfrediyorum
46.Yakın
Bir ben varım;
Bana senin kadar yakın,
Bir de sen varsın;
Sana benim kadar yakın
47.Sensizliği hayalledim
Kçklerim bağlıdır hala toprağa
Ama
Çürümüşümdür içten içten
Kavak ağaçları gibi.
Kimse fark edemez bunu.
Ama çocuklar,
O minikler var ya
Hissediveirler gözlerime bakınca.
Korkarkaarım ,
Bu yüzden
Kaçmak isterim onlardan da.
Bir gün
Çıkıverir beni mıknatıs gibi gücüyle
Mavi balonlu bir yavrucak
Çiçek öpücüğü bakışlarıyla.
‘sen de istermisin şekerimden ağabeyciğim
Aaaah
Aşığı olduğum dili
Hançer gibi iner içime.
Kapar kucaklayıveririm
Sıcacık iç hoplayışıyla.
Sarılırım bana yardım et dercesine
Yanlızlığın ikiz çocuğu
Gözyaşı ve şefkatle.
Çekinirim yemekten;
Gözyaşlarım
Akar da üzerine
Eriyip
Acı bir su oluverirse
Sevdiceğimin talı şekeri
sevdim
Sevdim seni
Kendimi bilebildiğim kadarıyla.
Süzüldü gözlerim
Seni hissedebildiğim kadarınca.
Özledim seni
Her en küçüğüne bölebildiğim kadarıyla zamanın.
Gördüm seni,
Her bir noktanda
Her birine bütün bütün adayarak kendimi.
Tuttum ellerini
Elimden yüreğime
Canımın içine dek titreyerek.
Kelimelere sığmadı
Gözlerime kaçtı sevgim
Sana anlatmak istediğimde
Uzaklar
Gidersen uzaklara
Soğuk bir sonbahar sabahı
Rüzgarda donarken bıyıklarım
Yalnızlık iskelesinde kalakalırım.
Saçlarımı sıkıp iki elimle
Haykırırım boşluğa adını
Güneş doğarken
Benim üzerimden başka heryere.
Feryatlarım güneşe varır
Deniz bittikten sonra ufukta.
Dalıp kalırım
Dalgaların kucağında
Zaman işlemezken benim için
İskele tahtaların çürüyene dek,
Duyana dek;
Bene seslenişini
Gözlerinde bulut bulut yaşlarla,
Güneşin arkasında kalan kıyılardan
50.
Seni düşünüyorum
Gözlerim
Çok uzaklara gitmiş
Beni de alarak
Gökle yerin birleştiği yere
Akşamın alaca karanlığında.
Seni düşünüyorum
Benliğim
Çok uzaklara gitmiş kendimden
Hayaller ülkesine
Sevgi prensesine.
Seni düşünüyorum
Gidivermişim birden
Tepemdeki aşk yıldızıma
Seyrediyordum oradan
Melekler gibi uyumanı sımsıcacık.
51.
Seyrederken ay ışığının dansını
Geceninin sessiz derin güzelliğinde
Kıyılara çarpan dalgaların melodisinde
Göz göze geldim kendimle
Dinlerken yağmur damlalarının gizemliliğinde
Toprağın kokusu işledi içime,
Doğadaki masumun serin dalgaları okşadı yüzümü öper gibi,
Göz göze geldim kendimle
Çalışırken ulaşmaya gözlerimle
Battıkça kaçan ufuklara
Varlığımı hissettim, küçücük
Göz göze geldim kendimle
Her bir geliş
Her bir damlasıymış meğer,
Hiç durmaz yağan sevgi yağmurunun.
Sen çıktın birden gözlerimin önüne,
Her bir noktan ıslanmış.
Bir bir geçiverdi gözlerimin önünden
Seyrerttiğim ay ışığı,
Dinlediğim dalgaların melodisi,
Yağmur damlaları;göz göze geldiğimi gördüm seninle
Yazarın
Önceki Yazısı