1
Sözcüklerin bir hurafe olduğu
yanılgısı…
Aklın arka beyitlerinde tedirgin bir
günce:
İçimi hoş belki mayhoş bir ruha
duyulası özlem.
Kibirli bir deyimde ayyuka çıkan
Kıtaların tozunu attıran hayli
müstesna bir önsezi…
Sıraların sıra dışılığında
Kifayetsiz bir edimle telaşa düştüğüm
Kayıp giden yıldızın tozuna bandığım
ön yargı
İçimin dehlizlerinde
Mütereddit bir tonlama ile
Ayak ayaküstüne atan ünlemin şaşkın
mizacı:
Ötelemekte meşhur insanoğlu
Bir de izafi yargılar
Sözcüklerin giyindiği hüzün ve yalın
bir neşe
Aşkın aksıran sesinde kör kütük
heceler.
Satır bazlı bir özlemde
Yazmaya niyetlenen yüreğin her
saniyesi
Asra denk düşen meftun bir yalnızlık:
Sol demeyi özleyen benlikler
Solu ile yatıp kalkan
Aciz bir tüneyiş
Kanaryanın dilinde vatan özlemi.
İmgeler de tedirgin
Ruhun ifşası her şiir
Özendiğim mutluluğun her katresi
değmez mi hecelere?
Öykündüğüm o tınıda
Radyanı olmayan bir boşluk
Dolduruşa gelmiş imgeler
Bazen somurtuk
Bazen mutluluğun devşirmesi
Kayıt dışı bir sitem
Buyrukların her biri kararken dünü
Yanılgı sırtlanıp da kazan kaldıran
Bir atasözünde,
Ufaktan bir kinaye
Oysaki her şey gayet güzel ve
yolundaydı.
Demeye ne gerek?
Ne gam, atmasak tek yürek?
Ederin ya da etmezin yenilgisi
Ayrı düştüğümüz
Savrulduğumuz göğün ara katlarında
Melekler kadar masum kalabilseydik
keşke.