1
Kemirgen olabilmekte muhalif
duygular.
Bir iç bildirgesi adeta
Gelip geçene duyduğum hezeyan
Temkinliyim bu aralar.
Sınandığıma vakıf,
Ben atıl bir tarlayım
İçimdeki surelerde
Elbet gelecektir sırası mutluluğun.
Gözümdeki ne isyan ne yalan
Seyri afakî dünyanın
Palazlanmış çehresi
Yangınlarda su taşıdığım istikamet
Gözyaşlarım kadar rahmet yağdırsın
Güzel Allah’ım.
Sevecen ellerinde meleklerin
Dumura uğramışlığımı unuttum ansızın
Gölde yaşayan huzurun
Yanık sesine meftunum epeydir
İçimdeki makamsız şarkıların
Baş kaldırdığı şiirlerim
Kadar yaftalandığım
Nasıl da aşikâr.
Yağan kara biat,
Beyazın ve masumiyetin doğasında
Ben bir çakıl taşıyım
Arkama bıraktığım
Sırf takip etsin diye hüzünlerimi
Ayıklarım da ayıklarım taşını
İçimdeki Pişekâr ölülerin
Densiz mizacına
Bir kıyamda duran
Yüreğimin bahtsız yankılarını men
ederken
Evren.
Soğul ellerinde elemin
Örtündüğüm şiirlerim
Nasıl ki kazan kaldırmazken
Ben de şaşkınım
İçimdeki tantanaya
Lafla değil şiirlerimle
Yürüyor peynir gemileri
Ben ki;
En kemirgen canlı ile muhatabım
İçinde insanlığın külleri
Biraz oradan biraz buradan
Mevla’m kol kanat gerdiği kadar
Yalnızlığım çok da dert değil hani.
Şifahen mensubu olduğum
Hazanlık geçişlerin
Hüsranı ile muhatap oluşum
Takriben kaç asır
Miladını gömdüm ve unuttum
Akıl tarhımda
Kayıp bir pusula
İbresi acıyla sırdaş
Katıksız unuttuğum
Dün mizaçlı hatalarım
Elbet verecek karşılığını
İçimdeki düğüm
Dolandıkça elim kolum
Yansız benim cihandaki varlığım
Kem gözlerden uzak kalayım sadece
Seyir defterinde
Gönülsüz tutukluğum
Devirdiği kadar sonsuzluğu
Kalp gözümle iştigal
Ömür boyu.