Toroslardan geçerken

Yahut Kaçkar Dağlarında kır çiçeklerini seçerken

Özlediğim umman

Ve

Her an hissettiğim yalnızlık

Olur duman!

 

Asla tırmanamayacağım Everest Tepesinin karlarını

Döker Asuman…

Yürüdüğüm yerler yitirmiş serabı

Başağından ayrılmış kurumuş sapı

Olmuş saman!

Ren geyiklerini seyrediyorum

Uzaktan…

Dokunmayın der gibi

Yer

Diliyor aman!

 

Doğa marifetini sergiler bedava

Burada…

Su safi

Bir yudum içsem

Doyurmaya kâfi!

 

Yeşilin altmış üç tonu

Sergiliyor sanki

Âlemlere rahmet peygamberi!

Her tonu

İşaret ediyor ilahi yönü

Akıyor Kevser nehri

Beklerken mahşeri…

 

Yok savaş

Yemek uğruna aş…

Benden başka

İnsan da yok burada!

Sevdiklerimi yitirip

Dökmüyorum yaş…

Dilim mühürlendi

Eğilip doğrulmuyor artık baş!

 

Uzandım boylu boyunca

Geziniyor

Her yanımda böcek, karınca…

Belki bir çiçeğe olacağım kök

Ya da olacağım başka yerde yanmaya

Kok…

Cesedim çürür

Ruhuma olmuş bir ömür yük!

 

Takmışım  melek gibi kanat

Geziniyorum Jüpiter, Mars!

Bu ebedi oyunun sonunda yok mars

Şah-mat

Ve

Alınacak ders…

 

Saffet Kuramaz

( Bu Oyunda Mars Olmak Yok başlıklı yazı safdeha tarafından 13.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.