Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 8.07.2018
Okunma Sayısı : 1275
Yorum Sayısı : 4




Çanakkale  Şehitliğinde  pek  çok  anıtın  yanı  sıra  üzerinde  şu  cümleler  yazan  bir  anıt (  kitabe )  de  bulunur:

“Those heroes that shed their blood and lost their lives … you are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side in this country of ours. You, the mothers, who sent their sons from far away countries, wipe away your tears. Your sons are now lying in our bosom and are in peace. After having lost their lives on this land they have become our sons as well.”
Atatürk, 1934 

Türkçesi:

‘’ Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar ! ''
Burada bir dost ülkenin topraklarındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Siz Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. 
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar: Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim de evlatlarımız olmuşlardır.’’

Bu ülkenin  çeşitli  şehirlerinde   otuz  üç  sene  Tarih  öğretmenliği  yaptım.  Her  sene  18  Mart  tarihinde  ya  da   dersler  esnasında  Çanakkale  savaşlarını  işlerken Atatürk'ün  Anzaklara bu  hitabı  mutlaka  gelir  taş  gibi  mideme  otururdu.

Evet,  öğrencilerim,  öğretmen  arkadaşlarım  ve  hatta  bazen  halka  açık  olarak  yaptığımız  anma  törenlerinde  değerli  halkımız  ne  zaman  ''  Bu  memlekette kanlarını  döken  kahramanlar''  diye  söze  başlayıp  Atatürk'ün  Anzaklar  için  söylediği  sözleri  tekrar  etsem  göz  yaşlarına  boğulurlardı  ve  ''  Ulu  önderimiz  Atatürkteki  şu  insan ve barışseverliğe,  şu  yüce gönüllülüğe bakar  mısınız ?''  derlerdi.

Bizzat  kendim  anlatıp  milleti  hüngür  hüngür  gözyaşlarına  boğduğum  halde  kabullenemezdim  Mustafa  Kemal  gibi  bir  milliyetçinin  Çanakkale'de  on  binlerce  Mehmetçiğin  kanını  dökmüş  olan  tek  dişi  kalmış  canavarlara  ''  Kahraman '' diye  hitap  etmesini. Onların  da  artık  bizim  evlatlarımız  olmasını....Yani  binlerce  kilometre  öteden  sırf  benim  evladımın  kanını  dökmek  amacıyla  gelen  canavar,  şimdi  benim  evladımla  koyun  koyuna  yatıyor  ve  ben  bundan  son  derece  gurur  duyuyorum  ha?

Velhasılıkelam  dediğim gibi  midemde  bir  yumruk  olurdu  bu  hitap  ama  öte  taraftan  da  Atatürk  söylemiş.  O  söylemişse  lafı  üzerine  laf  olur  mu?  O  söylemişse  ''  Atam !  Sen  nasıl  olur  da  Mehmetçiğimin  katillerine  kahraman  dersin?  Hiç  kimse  bilmese  bile  sen  herkesten  iyi  bilirsin  o  canavarları?''  Denir  mi?  Zinhar  denmez.  Böyle  bir  itirazı  aklınızın  ucundan  dahi  geçirmeniz  halinde  Atatürk  düşmanı  olursunuz  ki  maazallah...

İyi  de  bir  yerlerde  bir aksaklık  var.

Atatürkçü  kardeşlerim  ''  Atam  ne  kadar  da  barış  ve  insansevermiş '' diye  gözyaşları  içinde höngürdüyorlar  ama  Atatürk  böyle  bir  insan  değil  ki.  Yani  Atatürk  düşmana  ''  Kahramanlar''  demez. 

Evet  şimdi  sorayım:  Mustafa  Kemal  Atatürk  gibi  iliklerine  kadar   milliyetçi  olan  bir  insan düşmanına  ''  Kahraman ''  der  mi  demez  mi?

Kendilerini  Atatürkçü ve  milliyetçi olarak  niteleyen  100  kişiye  sorsam  bu  soruyu  ''  Hocam !  saçmalama.  Ortada  bir  savaş  yok.  Savaş  bitmiş  gitmiş.  Savaş  bittikten  sonra  barışçıl  bir  söylemdir  Atatürk'ün  sözleri.  Barış  ve  insan  sevgisini  dile  getirmek  için  söylemiştir  ve  evet  Atatürk  gibi  milliyetçi  biri   ''  Bu  memleketin  toprakları  üzerinde  kanlarını  döken  kahramanlar ! ''  der  Anzaklara ''  diye  cevap  vereceklerdir.

O  zaman  Atatürk'ten  şu  anıyı  okuyalım.  Bakalım  Atatürk  savaş  zamanı  ayrı,  barış  zamanı  ayrı konuşan  bir  insan  mı  yoksa  savaşta  da  barışta  da  ne  demişse  o  mu?

Atatürk, bir torpido ile seyahat ediyordu. Gece olmuş ve geminin bütün ışıklan yakılmıştı. Bir adanın önünden geçerken Atatürk gemi süvarisini çağırdı ve ona şu emri verdi:
- Geminin bütün ışıklarını söndürünüz.
Emrin mahiyetini kavrayamayan kaptan:
- Aman Atam, bu ancak harp ilan edilmiş düşman memleketlere karşı yapılmaz mı?
Diye mukabele edince, koca Ata yine gürleyiverdi: 
- Bilmiyorum mu zannediyorsun? Sana verdiğim emri yap. Düşmanımın önünden düşman gibi geçmek isterim.
Bir dakika sonra geminin bütün ışıklan söndürülmüştü

Şimdi  tekrar  soralım  o  zaman:  Barış  zamanında  bile  ''  Düşmanın  önünden  düşman  gibi  geçilir''  diyen  Mustafa  Kemal  Atatürk  bir  başka  düşman  için  ''  Kahramanlar''  der  mi?

Demez...

Zaten  dememiştir  de.

Peki  Çanakkale  şehitliğindeki  o  anıt?  O  anıt  üzerinde  yazan  sözler?

O  sözler  aslında  Atatürk'ü  zerre  kadar  anlamamış  insanlara  ait  sözlerdir.

Atatürkçü  geçinen  ama  Atatürk'ün  ruhunu  asla  okuyamayan  ruhsuzlara  ait  sözlerdir.  

Dün  face  bookta  yazmış  çok çok  Atatürkçü  ve  Milliyetçi  olan  bir  arkadaş:

''Araplar  pistir.  Gusül  abdesti  de  almazlar.  Zaten  pis  oldukları  Arabistan'ın  çöl  olmasından  belli''  

Bir  şakşakçısı  cevap  vermiş:

''Gusül  abdesti  alırlar  mı  bilmiyorum  ama  g.tlerini  yıkamadıklarını  kesin  biliyorum''

Bunlardan  birincisine  ''  Senin  şu  mantığına göre Hz.  Muhammed  de  gusül  abdesti  bilmiyordu?''  diye  cevap  verdim  bana  ''  Hz.  Muhammed,  Hz.  İbrahim'in  soyundandı,  o  Arap  değildi''  Diye  zırvaladı.  ''Allah-u  Teala  neden  onu  çöl  Arabistan'da  dünyaya  getirmiş  madem? '' diye  sordum,  sorum  tabii  ki cevapsız  kaldı.  

Diğerine  '' Arapların  g.tlerini  yıkamadıklarını  çok  iyi  bildiğine  göre  Arabın  g.tünden  hiç  ayrılmıyorsun  sanırım''  dedim o  da  ''  Sen  Arap  kültürünü  İslam  fıkhı  sanıyorsun''  şeklinde  zırvaladı.

Bu  özel  şeyleri  niçin  mi  anlattım?

İşte  bunlar  ve  bu  kafayı  taşıyan  sözde  milliyetçilerdir  Atatürk'e  iftira  atıp  ona  Anzaklar  lehine  ''  Bu  vatana  kanlarını  döken  kahramanlar''  dedirten.

Onlara  göre  Arap  g.tünü bile  yıkamaz.  Pistir.  Eh  çok  da  haksız  sayılmazlar.  Eğer  başta  İngiltere  olmak  üzere  Avrupa'nın  g.tünü  yaladıkları  gibi  Arapların  g.tünü  de  yalasalardı  mutlaka  Arapların  g.tü  de  tertemiz  olurdu. 

Ya  da  İngilizlerin  götünü  yalamak  yerine  sözde  izinden gittikleri  Atatürk'ü  biraz  tanısalardı  '' Bu  memleketin  toprakları  üzerinde  kanını  döken kahramanlar !''  ifadesinin  ona  ait  olmadığını  anlarlardı.

Ve  son  not:  O  anıtın  Avustralyadaki  bir  örneğinde  '' “Bizim için Johnnyler ile Mehmetçiklerin bir farkı yoktur”   yazılmaktadır. Yani Atatürk  Jony  ile  Mehmetçik  arasında  bir  fark  görmüyormuş(!)  Ve  milliyetçi(!)  Atatürkçüler(!)  bunu  bile  alkışlıyorlar. 

Eee.  O  sözler  kime  ait  o zaman.  Yahu  koskoca  anıt  var.  Üstelik  hem  Çanakkale'de  hem  Avustralya'da  var. Atatürk'e  ait  olmayan  sözler    çeşitli  anıtlarda  nasıl  yer  alabilir?

Onu  da  gelecek bölümde  anlatalım  olmazsa. 

( Pis Araplar - Kahraman Anzaklar 2. Bölüm başlıklı yazı Sami Biber tarafından 8.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.