1
Soluklandım mı tan vakti
Şarkıların da miadı doldu mu
İkircikli isyanların naaşına sunduğum
şunca
Şiir akdini…
Haydi’lerimi topluyorum Haziran
öncesi
Düşkün kollarında iç sesimin
Ağıtlar derliyorum
Kanımdaki hüzün kadar
Kıvrak yaşlarımın silueti
Darmaduman mealinde
Son bulmadan ölüm öncesi.
Köle imlerin derdinde değilim artık,
Kanımın hacminde üreyen
Ölümcül hikâyelerin şanına yakışır
Bir derleme sunup
Bir de konuşlandım mı nüveme
En aykırı pasajları derliyorum
En deli şeceresinde tanıklık yapıyorum
Ölmezden önce şiir.
Hele ki;
İçinde kalan hangi dizenin ukdesi ise
Namert isyanları mimliyorum
Yine yürek közünde
Anıp mutlu günleri
Şiirleri yatırıyorum içimdeki dehlize.
Köhne siluetlerde
Pazarlayan nefsini hangi kâfirse
Susuyorum ölümüne
İçiyorum an’ı zehir niyetine
Hem de ne için?
İçimin akdine yakışır hangi şahitse
Tutup da yakasından şehrin;
Şiir yüklü mizacımı öteleyen
Derbeder kuşlara son bir kıyak
Yine içimin kırıntıları ile
Her yavru serçeye
Kurduğum tuzak.
Anıp ardıç kuşlarından duyduğum
O illet haykırış
Ansızın basıp da bam teline
Ölümlü dünyanın
Derli toplu bir ölüm dileyip
Tanrı’dan
Hangi minvalse zuhur eden onca
teselliden
Büyük,
Yine miadı dolmuş
Nam’ın
Şanlı ölümü.
Kızılca kıyamet içimin aksanında
Derbeder bir şair bozması
Yine ikrarın parmakları boğazımda
Omuz omuza savaştığım kim ise
Hep ölüsü geldi haber niyetine:
Ne dostun nifakı
Ne hasmın inadı
Ne de cahil fıtratın ikrarı.
Zandan düşüp de yolum kayıp zamana,
Mehter marşına benzer bir kıyım
İle düştüm mü de iblisin tuzağına
Sonramı tehir ettim:
Hem oyununa dünyanın
Hem karaçalı misali yaşadığım
Bunca afakı
Hazmetmekle hamdetmek arasında
Nakşeden bir beşerden kalan
Geride:
Şairin tası tarağı mademki kalem ve
hazan
Yanıp da ölü dünlerine
Kime niyet kime ne demeden
Düştüm mü âlemin diline
Andıklarımla ar bildiğimi koyduğum
Şunca kefe(n)
Ne yazık ki;
Yok işte dünyanın adaleti.