Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 26.03.2018
Okunma Sayısı : 1759
Yorum Sayısı : 4
BİRAZ  FEMEN,  BİRAZ MİLLİ  EĞİTİM  MÜDÜRÜ  BİRAZ  DA HALEPLİ  ABDÜRRAHİM EFENDİ.

Nereden  başlayalım?

Femen'den  başlayalım  olmazsa.

Bu  kadın  aktivistleri  tanımayan  yok.  Nerede  kafalarına  yatmayan  bir  durum  olursa  ya  doğrudan  doğruya  o  mahalde  ya  da  kendi  bulundukları  yerlerde  bazen  çırılçıplak  soyunarak  ama  genelde  belden  üstünü  soyunarak  ve  vücutlarına  yazılar  yazarak  olayı  protesto  ediyorlar.

Bugüne  kadar  pek  çok  konuda  protestoları  söz  konusu  oldu.  Mesela  bunlardan  biri  Tevrat,  incil  ve  Kur'an  ile  ilgili  protestolarıydı.   Sözde  din  sömürüsünü  protesto  ediyorlardı  ama  yaptıkları  din  sömürüsünü  protesto  etmenin  çok  ötesindeydi  çünkü  dedikleri  aynen  şuydu:  İncil,  Kur'an  ve  Tevrat   aynı  b.ktur.  Din  sömürüsüne  karşıyız''  Bu söylediklerinin  görsel  halini  ise  1.  Resimdeki  pozlarıyla  ortaya  koyuyorlardı.  Yani  hiç  bir  din  bunların  kafasına  yatmamıştı. (  İşin  ilginci  o  kadar  insanın  kafasını  kesen  İşid,  bugüne  kadar  bunlardan  bir  tekinin  kafasını  kesmedi. ) 

Din  kafalarına  yatmadığı gibi  Türkiye  Cumhuriyeti  Devletinin  ve  onun  Silahlı  Kuvvetlerinin  Afrin  operesyonu  da  kafalarına  yatmamıştı.  Bunu  da  ''  Erdoğan  Afrin'den  ellerini  çek''  Diyerek  yukarıda  gördüğünüz  2.  Resim  ile  protesto  ettikleri  gibi  twetter  hesaplarından  da  şöyle  bir  mesaj  yayınladılar: "Sınırlarının dışında kalan bir şehre bu şekilde girmek ve bayrağını dalgalandırmak uluslararası hukuka aykırıdır. Her halkın kendi kaderini tayin etme hakkı vardır ve bu Kürt halkını da kapsar. FEMEN Kürt halkını ve Afrin'deki sivilleri destekliyor"

Velhasılı  havlayıp  duruyorlar.  Sinek  küçük olsa  da  mide  bulandırıyorlar  maalesef. 

Ve  işin  ilginci  bu  grubun  Türk  versiyonu  da  varmış. Mesela  bunlardan  biri  olan  Didem  Dinç beş  sene  önce  Kadıköy'de  ''Savaşa  hayır''  demişti  belden  yukarısını soyunarak.  Ama  her  şeye  rağmen  göğüslerine  Türk  bayrağı  çizdirmeyi  de  ihmal  etmemişti. (3.  Resim)

Didem  Dinç  daha  sonra  Femen  grubundan  ayrıldı.  Sebep  1.  Resimdeki  eylemdi.  O  ''  Din  sömürüsüne  karşı olmak  dinlere  hakaret  etmeyi  meşru  kılmaz''  mealinde  bir  açıklama  yaparak  bundan böyle  Femen  ile  yollarının  ayrıldığını  söylemişti. 

Ancak,  Didem'in  ayrılması  ile  Femen Türk  grubu  eriyip  bitmedi  elbette. Son  eylemlerini  bir  ilin  Milli  Eğitim  Müdürü  ile  ilgili  olarak  ortaya atılan  iddialar üzerine  yaptılar. 

Bu  ilin Milli  Eğitim  Müdürü, iddialara  göre  kısaca  iki  şey  demiş:  

1- ''Elimizde  120.000  Cami  var.  Eğer  bu  imkanlar  Atatürkçülerin  elinde  olsaydı  eli  silahlı  terörist  yetiştirirlerdi''
2- ''Başı  açık  öğrencileri  görünce  sinir  oluyorum.  Okul  müdürleri  ve  öğretmenleri  fırçalıyorum  bu  yüzden.''

Bahsi  geçen  İl  Milli  Eğitim  Müdürü bu  iddiaları  yalanlasa  da  konu  savcılığa suç  duyurusu  halinde  iletilmiş  ve  sonucu  bekleniyor.  Ancak  Femen  Türk  tabii  ki  beklememiş  savcılıktan,  mahkemeden  ne  sonuç  çıkacak  diye.

Buraya  bir  mim  koyarak  devam  edeyim.  Eğer  o  Milli  Eğitim  Müdürü  böyle  lafları  gerçekten de ettiyse  ona  iki  sözüm  olacak:

1- Benim  öğretmenlerimin  aşağı  yukarı  tamamı  Atatürkçüydü.  Hele  bir  Lise Edebiyat  Öğretmenim  Hayriye  Ilgaz  vardı  ki  o  '' Ben  ölünce  dünyada  işlediğim  günahların  hesabını  Allah'a  vereceğim  gibi  nasıl  bir  nesil  yetiştirdiğimin  hesabını  da  Atatürk'e  vereceğim '' Derdi ( Allah  rahmet  eylesin )O  derece  iliklerine  kadar Atatürkçüydü.    İşte  o  öğretmenler  elinde  yetişen  ben  hiç  bir  zaman  elime  silah  almadım.Hiç  bir  öğrencime de  eline  silah  almayı  tavsiye  etmedim...  Sen  başından  büyük  bok  yemişsin  Milli  Eğitim  Müdürü. Rahmetli  hocama  çok  büyük bir  iftira  atmışsın.  Eğer  bu  lafı  ettiysen  tabii ki
2-  İkinci  mesajım  kısa  olacak:  Eğer  öğrenciyi  öğrenci olarak değil  de  başı  açık  kız,  başı  kapalı  kız  olarak  görüyorsan  derhal öğretmenlik  mesleğinden  s.ktirol  git.  Mesleğin yüz  karası  şerefsiz...O  çocukların  hepsi  bizim  evlatlarımız,  başı  açığı  da  başı  kapalısı  da...  Ne  demek  ''  Başı  açık kızları  görünce  sinir  oluyorum'' (  İnşallah bu  iddialar  asılsız  çıkar. ) 

Evet  Femen  Türk'e  dönelim.  Femen  Türk  de  bu  olayı  protesto  etmiş.  ( 4.  Resim )  Bir  de  mesaj  yayınlamışlar:'' İl  Milli  Eğitim  Müdürü  kızları  başı  açık görünce  sinirleniyormuş. FEMEN  bu  anlamlı  çıkış  üzerine  uzun  uzun  düşündü ve  sonunda  doğru  yolu  buldu. FEMEN'in  başı  kapalı  kızları  sayesinde artık  İslamcı  erkekler  sinirlenmeyecek, ülkeye  huzur  hakim  olacak ! '' 

Eğer  iddialar  doğruysa  bu  potesto  için  ''  Edepsizce ve  erken  olmakla  birlikte  tam  kapak  olmuş''  Diyebilirim.  Ama  sanırım  bundan  daha  güzel  de  anlatılamazdı.  Çünkü  maalesef  kabul  etmek  zorunda  olduğumuz  bir başka  gerçek de  bazı  kızlarımızın  başlarını  sıkı  sıkıya  kapatırken  neredeyse  şu  Femen  grubu  gibi alt  taraflarını  açıp  durmaları,  aşırı  makyajlarıyla  tesettür  denen  kavramın  içine etmeleridir. 

Evet 1.  ve  2. Resimdeki  protestolara  sinir  oldum. 3.  resimdeki protestoyu sallamadım  (  Zaten  resme  dikkat  ederseniz  olaya  şahit  olanlar  da  sallamamışlar ) 4. Resimdeki  protestoya  gördüğünüz  gibi  kızmadım, hatta  henüz  iddialar  gerçeklik  kazanmamış  olmasına  rağmen.  olaya  biraz  da  mizahi  açıdan  bakınca  akıllı  bir  mizah  ortaya  çıkarmışlar  doğrusu. Ancak  korkum  şu:  Bu  Femen  grubu  gibi Abdürrahim  Efendiler  de benzer  eylem  yaparsa?  İşte  o  zaman  yandı  gülüm  keten  helva.

Abdürrahim  Efendi  kim  mi?  Anlatayım  hikayesini:

Halepli Abdürrahim Efendi uzun entarisi ile dolaşır, altına don giymezmiş..Bir gün Halep çarşısında dolanırken şiddetli bir rüzgâr çıkmış.. Entari havalanmış..Halepli Abdürrahim Efendi'nin açıkta kalan takım  taklavatını herkes görmüş..Esnaf kendi arasında homurdanmış, bu uygunsuz durumu Kadı'ya kadar duyurmuşlar..Kadı da Abdürrahim Efendi'yi adaba mugayir davranışlarından dolayı( Edebe  aykırı  davranışlarından  dolayı )yargılamak üzere mahkemeye çağırmış..
Dava görülmeye başlamış..
Kadı kimlik tespiti yaparken sormuş:
'Evli misin?'
'Evliyim.. Dört karım, dört de cariyem var..'
'Kaç çocuğun var?'
'Dur hele Kadı efendi düşüneyim?'

Halepli Abdürrahim Efendi başlamış düşünmeye, düşünürken de parmak hesabı yapmaya 

'Birinci karıdan altı çocuk.. İkinciden dört çocuk.. Üçüncüden iki kızım var ellerinden öper..'
'On iki etti.. Başka?'
'Küçük karıdan da üç çocuk.. Cariye kullarından ikişer çocuk daha..'

Bizimki sadece sayı söylüyor.. Hesabı Kadı yapıyor..

'On dokuz etti.. Başka?'
'Başka yok Kadı efendi.. Hanımlardan üçü hamile.. Cariye kullarından da ikisi yüklü..'
'Yani beş çocuk daha yolda..'
'Sayende Kadı efendi..

Halep Kadısı bu ifade üzerine biraz düşünmüş.. Uzun, kır sakallarını karıştırmış..Karşısında boynu bükük duran Abdürrahim Efendi'ye uzun uzun baktıktan sonra 'Yaz kâtip' deyip hükmünü açıklamış..

'Halep'de mukim, Abdülmecit'ten olma Razıya'dan doğma Abdürrahim Efendi'nin don giymeye fırsat bulamadığından beraatine..'

Evet,  Abdürrahim  Efendiler  de  aynı  eylemlere  başlarlarsa  vaziyet  kötü.  

( Biraz Femen, Biraz Milli Eğitim Müdürü Biraz Da Halepli Abdürrahim Efendi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 26.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.