Garibim
Üzgün duruyordu.
Düşünüyor, yüreği kan ağlıyordu.
Kader yorgunuyum diyordu, benimle
konuşurken.
Gözleri dalgındı.
Sanki o, dünyasına küsmüş gibiydi.
Ve!
Of, of çekiyordu durmadan.
Alnındaki boncuk, boncuk, terleri
silmeye çalışıyordu.
Yaşlar ha düştü ha düşmek üzereydi, onun
kapanmak üzere olan buğulu gözlerinden.
Yorgun kalbi!
Acılar içinde, teklerken.
Bildiğim kadarıyla bir garipti
Kimsesiz.
Yokluğun, çaresizliğin perişan ettiği kimsesizlerden
biriydi.
Hayatta çok acılar çektiği söyleniyordu.
Ben kendi hatalarımdan, belki kaderimden
kendi kendini perişan ettim demişti.
Hastalık sarmıştı vücudunu!
Belki son nefeslerimi alıyorum diyordu.
Sendeledi.
Nefesi yetmiyordu, bağırmasına.
Yığılıp kalmıştı bir çuval gibi, daha
sonra oturmaya çalıştığı yere.
Garibim.
Kimsesizlik içinde yaşarken o, tek
başına..
Hayat hikâyesi.
Fakirliği yokluğu yaşayan biriydi
garibim, yoksulluktan evlenmemiş yalnız yaşıyordu. Devletin kendisine tanıdığı
az bir maaşla bir göz kiralık evde tek başına yaşıyordu. Bazen başkalarının
yardımı ile bazen kendi kazancından kendi yaptıklarını yiyerek geçinip
gidiyordu.
Kimsenin yardımını istemeyecek kadar
da gururlu olan bu kimsesiz garip bazen çöplerden topladığı kâğıtları satıyor,
ondan kazandığı parayla evinin elektrik su parasını ödüyordu.
Acımasız hayat onu yormuştu, yaşı
bir hayli ilerlemişti. Bir gün hastalanmış, artık yorgun kalbi hayatın
acımasızlığından dayanamaz duruma gelmişti.
Akşama kadar sokaklarda, üç beş
kuruş kazanabilmek uğruna çalışmaktan, iyicene yorgun düşmüş evinde dinlenmeye
çekilmişti. Kalkıp yemek yapacak hali bile kalmamıştı.
Hastalık dersen son saflardaydı,
doktora gitmesi gerekiyordu ama ne gidecek hali vardı ne de yanında ona yardım
edecek biri vardı.
Tuvalete girdi işini yaptı çıktı
işte o sırada başı döndü olduğu yere oturmak istedi ama ne birine bağırıp
yardım çağırabildi ne de oturabildi. Gergin hasta vücudu gergin bir lastiğin
boşalması gibi çözüldü, sonra o garibim olduğu yere bir çuval gibi yığılıp
kaldı.
16 Mart 17
Ahmet Yüksel Şanlı
er
(
Garibim başlıklı yazı
Ahmet Yüksel tarafından
17.03.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.