Öylesine ünlü şair değilim ben gönülden
yazarım
Herkesi gönülden severim insan halinden
anlarım
Bazen çözülse de bu yolda dizlerimin bu
bağları
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Her gönüle hürmet eder saygılarımı yollarım
Yere düşen olursa koşarım ellerinden tutarım
Beni yanlış anlar elini uzatmaz ise ben onu
anlarım
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Yaşım genç değil biraz olsam da ihtiyar bir
dede
Elimden geldiğince ben yazarım gündüz gece
yine de
Gönülden sevmek gerekir derim bu dünya âlemin
de
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Bu dünya gördü nice ağaları nice devlet
sultanlarını
Kimisi yıktı kimisi güzelleştirdi gönüldeki
bağlarını
Kimisi bilerek acıttı kimisi sardı acıyan
acı canları
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Bu cihana gelen ölmek için değil midir cümle
gelen
Bir lokma ekmek bir parça aş değil midir
bize yeten
Kul değil midir gönülde cümle gönülleri
candan seven
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Kul Mehmet’im bu gönlüm yandı külleri kaldı
Gönülleri gönülden sevdim sanki bu
gönülleri baldı
Baktım gidenlere acep arkalarında neleri
kaldı
Kendi halimde gönüldeki acıları sızıları ben
yazarım
Mehmet Aluç /Kul Mehmet