Gün erken soluklandı
Buharsızdınız ama yoktu haberiniz
Islak bir şarkıyı geveler gibi/
Uçları düğümlü yar işli mendiller
Ve zaman söküklerini teyelledi elleriniz
Siz bilmediniz?
Umudumuzu çaldılar
Sizden önce konuştu papağanlar
Biri neden geldin dünyaya der gibi etini didikledi
Biri de şarabını çaldı mahzenden/
İffetine yürüdüler
Kadınlığını çaldılar
Adamlığını hadım ettiler
Bir daha tatmadı dilin acıyı
Ve bir daha yüzüne o kekremsi gülümseyiş
Vurmadı…
Vurmadı şarkılar
Durmadı ağıtlar
Kalem durmadı
Kâğıt utangaç
Dil betimsiz
Yürek yitimsiz
Viyolonsel bir konsolun
İç açılarına bölündü müzik
Mozart yoktu
Yoktu Mahsuni
Çığan bir türkünün
Ara nağmeleri yoktu
Kuş sesi yoktu
Ölü taklidi yoktu
Ses yoktu
Seda yoktu
Alımsız göklerin
Karı ayrı yağdı
Yağmuru ayrı
Kadını ayrı dölledi açlığını
Erkeği ayrı/
Ağzı şarap şarkılar bile ayrı
Buselik makamından araklı