Makale / Toplumsal Makaleler

Eklenme Tarihi : 21.12.2016
Okunma Sayısı : 1275
Yorum Sayısı : 0

1.Aileden başlayalım değerlendirmeye önce. Toplumun en temel yapı taşı aile içerisinde, anne, baba ve çocukların, temel aile örf ve gelenekleri haricinde kişisel zevk, tercih, beğeni, metot ve düşünceleri bireysel olmalıdır. Dayatma ve zorlama, başka toplumsal problemlere yol açmaktadır.

 

2.Apartman dairemizin, sıvasını kazıyabilir, boyasını ve kapılarını değiştirebiliriz fakat ana kolon ve kirişlerine müdahale hakkımız yoktur. Çünkü alt ve üst daireyi de taşıyan bu beton elemanlardır.

Dairemizin içinde olsa da demek ki, tamamen kullanım hakkı bize ait değil bunların. Değişiklik yapmak, tüm binayı riske atmak demektir. Ayrıca daire tavan yüksekliğimiz 220 cm ise bunu da küçültüp, büyütemiyoruz. Bu şeklide kabul ederek satın aldığımızı ezberlememiz gerekiyor.

 

3.Siyasi görüş, dini inanç ve özel beklentilerimize göre, yukardaki örneklerde vurgulandığı gibi, devletin temel niteliklerini de değiştiremeyiz. Demokratik yolla, belli bir dönem için, devleti yönetmeye ruhsat alsak bile, aldığımız oy tüm milleti kapsayamaz. Bizden sonra seçilebilecek olanların, irade, yetki ve kazanımlarını kişiselleştiremeyiz.

Siyasi görüş, inanç tek kişiliktir ya da tek taraflıdır. Oysa devlet alt yapısı, tüm görüş ve inançların

 kesintisiz garantör şemsiyesidir. Temelden taş çalarsanız,  çatıdan söz edilemez.

Örneklendirmek gerekirse, Hukuki normlar hiyerarşisine göre:

Talimat, Genelge, Tebliğ, Yönerge, Yönetmelikler, Tüzükler, KHK, Kanunlar, Milletlerarası Antlaşmalar, Anayasa  sıralamasında,  hiçbir hüküm, bir sonrası ile çelişkili ve aykırı olmamalıdır.

 

4.Gönül verdiğiniz, bir manevi teşekkülün, meşrebin, yolun, tercihin; amaç, hedef ve beklentileri doğrultusunda, bu inancın ana kaynağı olan, bir üst değer olan dinin öğreti, kural ve prensiplerini değiştiremezsiniz. Çünkü, sizin yolunuzda yürümeyip, aynı dine inanan insanlar da var.

Ayrıca lâiklik ilkesi gereğince de, her hangi bir birey, herhangi bir birey ya da kurum tarafından;

Herhangi bir inanca, inanmaya ya da inanmamaya zorlanamaz.

 

5.Milleti oluşturan bireyler, farklı kültür, lisan, inanç ve yaşam tarzlarından gelebilirler. Biri diğerine göre imtiyazlı değildir. Zorlama ve dayatma olmamalıdır. Aynı denizin suyunda buluşan ırmaklar gibidir devlet mekanizması. Ve bu anlayış bu şekilde yerleştiği zaman, çağdaş medeniyet anlayışı çizgisinde, huzur ve barış sağlanacak ve kalkınmaya bağlı milli refah düzeyi yükselecektir.

 

6.Hele hele, “siyasi görüşüme uymuyor, dini inancıma ters düşüyor, yaşam tarzımı etkiliyor, moralimi bozuyor, ayaklarıma dolaşıyor” gibi hukuk, vicdan ve insanlık dışı bahanelerle, bir cana şiddet uygulamak hatta kıymanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz.

 

İnsan insana birlikte yaşamaksa temel amaç, niyet, yöntem; terazimiz ona göre tartmalıdır.

Kısaca bu tespitler ışığında birey kendi niyet ve eylemlerini sorgularsa, huzura, barışa katkısı olur,

yargının karşısına da kolay kolay çıkmamış olur.

 

Ali Rıza MALKOÇ

21.12.2016 Samsun

www.arm.web.tr

#armozdeyis

 

( Özgürlük Ve Kişisel Tercih Sınırlarımız başlıklı yazı Ali R.MALKOÇ tarafından 21.12.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.