Danıştay’ın iptal kararıyla yeniden gündeme geldi katsayı meselesi. Yıllardır bu işin içinde olan ve bilen bilmeyen herkesin konuşmasından sıkılan biri olarak katsayı meselesini açıklamak istiyorum:

Bugün iki ana tip öğrencimiz var liselerde. Meslek lisesi öğrencileri ve düz liseyle aynı kategorideki Anadolu lisesi öğrencileri.

YÖK’ün değiştirdiği sistemin öncesinde meslek lisesi öğrencisi üniversite giriş sınavında kendi alanı dışında tercih yapacağı zaman ortaöğretim başarı puanı 0.8’le değil, 0.3’le çarpılıyor ve öğrenci 70 puan alacakken 30 puan ortaöğretim başarı puanı alıyordu. Ama kendi alanında bir bölüm tercihi yapacaksa o zaman puanı yükseliyordu. Bu teoride gayet güzel bir uygulama; ancak pratiğe geldiğinizde şu sıkıntıyla karşılaşıyorsunuz:

Kız meslek lisesi veya diğer meslek liselerinin gıda teknolojisi bölümünden mezun olan bir çocuk üniversite sınavına girdiğinde sadece gıda teknolojisi öğretmenliği bölümüne ek puanla gidebiliyor, düz liselerin on beş netle gidebildikleri gıda mühendisliğine gitmek isterse puanı düşüyor.

Meslek liselerinin bilgisayar bölümü olan bilişim teknolojileri bölümünden mezun olan bir öğrenci katsayı uygulamasında bilgisayar öğretmenliği bölümünü tercih etme hakkına sahipken bilgisayar mühendisliği bölümünü tercih edemiyor.

Ticaret liselerinin muhasebe bölümünden mezun olan bir çocuk muhasebe finansman öğretmenliğini tercih edebiliyor ama iktisat, işletme, maliye tercih edemiyor. Ama hiçbir muhasebe, maliye, işletme bilgisi almamış bir düz lise öğrencisi bu bölümleri tercih edebiliyor.

Bugün kız meslek lisesi, ticaret meslek lisesi, endüstri meslek lisesi gibi birçok meslek lisemiz var. Dikkatli incelenirse bu okullara belli bir gelir grubunun altında ailelerin çocukları gidiyorlar. Daha doğrusu fakir fukaranın, gariban ailelerin çocukları bu okullardalar. Yıllardır uygulanan şu zihniyet var tepemizde, garibanın çocuğu mühendis olmasın.

Meslek lisesine giden çocuk neyi tercih edeceğini, önümüzdeki günlerde kendini neyin beklediğini bilmeden gidiyor bu okullara. Gariban veli, çocuğum hiç olmazsa bir meslek sahibi olsun, üniversiteye gidemezse boşta kalmasın diye çocuğunu bu okullara gönderiyor. Bu okullara sekizinci sınıftan sonra giden öğrenci daha on dört yaşında, on beş yaşında liseye gidiyor ve kendi iradesi olmaksızın, velisinin yönlendirmesiyle bu okula kaydoluyor. Çocuk 17 – 18 yaşına geldiğinde hayatın yavaş yavaş farkına varıyor ve bu okulun kendisi için uygun olmadığını ya da aslında elektrik mühendisi, gıda mühendisi, bilgisayar mühendisi olabilecek kapasitede olduğunu fark ediyor.

İşte bu sırada sistem devreye giriyor ve diyor ki: Hop, hemşerim, orada dur bakalım, sen alt tabakasın, ancak sanayide tamircilik yapabilirsin. Senin mühendis olmak ne haddine! Haddini bil!

Efendiler, katsayı sadece imam hatip meselesi değildir. İmam hatipliler meslek liseleri içinde yüzde beşlik, onluk bir dilimdir. Yüzde onluk dilim için yüzde doksanlık dilimi yakmak, harcamak hangi vicdana sığar?

Eğer imam hatipler diğer meslek liselerinin üniversiteye gitmesine engelse kapatın imam hatipleri. İmam hatip okulları bu ülkenin milli eğitim bakanlığı müfredatından başka bir program uyguluyor ve bu sisteme zarar veriyorsa, kapatın imam hatipleri.

Çocuklarımız hem dinini öğrensin, imanlı olsun hem de liseyi bitirsin, diyenler var. Sadece imam hatip lisesi öğrencileri imanlı yetişiyor da düz lise öğrencileri imansız mı yetişiyor. Bu konuda da bir yanlışlık var sanıyorum.

Katsayıdaki adaletsizliği ortadan kaldırmak için bir kesimin olaya imam hatip liseliler üniversiteye gidecek, doktor, hakim, avukat olacaklar; bir partiye arka bahçelik teşkil edecekler mantığını bir kenara bırakması lazım. Bunun yanında diğer grubun da imanlı gençlik yetiştiriyoruz diye sadece imam hatipleri imanlı, diğerlerini imansız farz etme anlayışını yıkması gerek.

Çare mi? Bırakın isteyen istediği üniversiteye gitsin. Madem özgürlükten yanasınız o zaman açık mavi, koyu mavi ayrımı yapmayın.


( Katsayı Meselesi Ve İhl başlıklı yazı M. Kuvancı tarafından 23.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu