Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 11.11.2016
Okunma Sayısı : 2401
Yorum Sayısı : 4


10  Kasım 1938 de  hayata  gözlerini  yuman  Mustafa  Kemal  Atatürk,  bilindiği  üzere  21  kasım  1938 de  Ankara  Etnoğrafya  Müzesindeki  geçici  kabrine  nakledilmişti.

21  Kasım  1938  den  sonra  da  Atatürk  için  bir anıt  mezar  yaptırılması  çok  söz  konusu  edilse  de öncelikle  bu   anıt-kabirin  nereye  yapılacağı  konusu  yaklaşık  üç  yıllık  bir  zaman  almış  ve  sonunda  Aydın  Milletvekili  Mithat  Aydın’ın  önerisi  ve  Atatürk’ün  de  sağlığında  ‘’  Burası  ne  güzel  bir  anıt  mezar  olur’’  dediği  şimdiki  adıyla  Anıttepe,  o  zamanki  adıyla  Rasattepe,  anıt- kabir  yapımı  için  uygun  yer  olarak  tespit  edilmişti.

Anıtkabir yerinin seçilmesinden sonra sıra, bu yapının özelliklerinin tespitine ve proje yarışmasının açılmasına gelmişi. Başbakanlıkta, Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında kurulan komisyon, bu konuda ilk çalışmalarını bitirdi ve Anıtkabir genel niteliklerini tespit ederek bir bildiri hâlinde yayınladı.

"Büyük Türk Ulusunun kalbinde yaşayan büyük adamın eserlerini ebediyete mal edecek olan Anıtkabir, aşağıdaki esaslara göre hazırlanmalıdır:

1.Anıtkabir, bir ziyaretgâh (ziyaret yeri) olacaktır. Bu ziyaretgâha, büyük bir giriş bölümünden girilecek; ziyaretgâh, binlerce Türk'ün, Ata'sı önünde eğilerek saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır.
2.Bu anıt, Büyük Ata'nın, asker Mustafa Kemal, devlet başkanı Gazi Mustafa Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük dehanın vasıflarının, güç ve yeteneklerinin bir timsali (sembolü) olacaktır ve onun kişiliği ile oranlı bulunacaktır.
3.Anıtkabir'in yakından görüldüğü kadar, uzaktan da görülmesi gerekir. Bu bakımdan, ulu bir siluet sağlanmalıdır.
4.Atatürk'ün adı ve kişiliği altında Türk ulusu sembolize edilmiştir. Türk ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata'nın katafalkı önünde eğilerek bu isteklerini yerine getireceklerdir.
5.Anıtkabir'in bir şeref bölümü bulunacaktır.
6.Anıtkabir'de bir Atatürk Müzesi olacaktır.
7.Anıtkabir'de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk'ün lahti buraya konulacağı için Şeref Holü, bu anıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü, başta, büyük Ata'nın yarattığı Türk Ulusu olduğu hâlde, ulusumuza saygılarını sunacak yabancı devlet kurumlarının, Ata'nın lahtine yönelecekleri büyük bir salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet (ululuk) ve güçlülük tesirleri, yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği için hiçbir ölçü verilmemiştir.
8.Büyük Atatürk'ün lahdinin yeri, Şeref Holü'nün ruhunu teşkil etmektedir. Ancak, lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.
9.Bunlardan başka, Anıtkabir'I ziyaret edecek büyüklerimizin ve yabancı devlet kurumlarının duygu ve düşüncelerini yazacakları bir altın kitap bulundurulacaktır.
10.Atatürk'ün Müzesi, Ata'nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile kıyafetlerini ve el yazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okudukları, inceledikleri kitapların sergilenmesine elverişli olacaktır.


Anıtkabir Komisyonu'nca hazırlanan bu açıklama, yapılacak anıt hakkında genel bir fikir veriyordu. Fakat ayrıntılara girmiyordu. Bununla birlikte, yapılacak iş konusuna iyi ışık tutuyordu. Hele yarışmaya gerecek olan sanatçıların birçok yönlerden serbestçe çalışmalarına imkân verilmesi, ortaya konulacak anıt projelerinin başarılı olacağının ilk şartlarından biri olarak değerlendirilmiş, memnunlukla karşılanmıştı.


Başbakanlıkta kurulan komisyonun ortaya koyduğu ilkeler, Anıtkabir proje yarışması şartnamesinin temeli oldu. Bu ilkelere göre bir şartname hazırlanarak hükümetçe bir kaç dilde ilan edildi. Bu konuda alınan Bakanlar kurulu Kararı'na göre, Atatürk Anıtkabir projesi yarışmasına, yalnız Batılı (Avrupalı) mimarlar girebileceklerdi. Türk mimarları yarışmanın dışında bırakıldılar.


Hükümetin kararı, basında ve aydınlar arasında sert tepkilerle karşılandı. Böyle bir kararın alınmasında, o zamanlar ülkemizde çalışan yabancı, ünlü birkaç mimarın tesirli olduğu söyleniyordu. Türk aydınlarının "Yapılacak anıtın en büyük özelliği bizim olmasıdır. Böyle millî bir konuyu işlemekten Türk sanatçılarını mahrum etmek haksızlıktır!" yolu tenkitler karşısında hükümet, ilk kararından döndü. Atatürk Anıtkabir'i için uluslararası bir yarışma açtı.


1 Mart  1941 de  açılan ve  süresi  önce  sekiz  ay  olarak  belirtildiği  halde  üç  ay  daha  uzatılan  yarışmaya Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya'dan toplam 49 proje katıldı.29  yabancı,  20  Türk  projesi içinde    2 Projede isim ve imza olmadığından değerlendirmeye  bile  alınmadan  elendi. 

Değerlendirme ise 19 kişilik yerli ve yabancılardan oluşan tarafsız bir jüri
de o zamanlar Avrupa'nın ünlü sanatçılarından olan Alman Prof. P. Bonatz, İsviçreli Prof. İvan Tenghom ve Macar Prof. Karoly Wickinger ile ünlü Türk sanatçıları Prof. Arif Hikmet Holtay, Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisi Yüksek Mimar Muammer Çavuşoğlu ve Ankara İmar Müdürü Yüksek Mimar Muhlis Sertel vardı.


İlk etapta 17 proje Anıtkabir için belirlenen kriterlere uymadığı için yarışmadan elendi, kalan 30 proje değerlendirmeye alındı. İkinci elemede de 19 Proje elendi. Kalan on bir proje den üçü mükafata, beşi ise takdire layık görüldü: Bunlardan biri ünlü Tannenberg Anıtı'nı yapan Alman Prof. Johannes Kruger'in, biri italyan Prof. Arnoldo Foschini'nin, biri de İstanbul Mimarlık Fakültesi Profesörü Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın eserleriydi.


Yani  komisyon  bu  üç  eserin  üçünü  de  birbirinden  üstün  görmüyordu.  Sonuçta 18  Kasım 1943  tarihinde Türk  mimarlar  Orhan  Arda  ve Emin  Onat’ın  projesinin  ( bazı  değişiklikler  yapılarak )  Anıtkabir  olarak  uygulanmasına  karar  verildi. Bu  kararın  gerekçesi  ise  şöyle  belirtildi: : "Yarışmayı kazanan üç proje birçok yönlerden aynı değerdedir. Fakat bunlar içinde, iki Türk'ün yaptığı eser bu millî konuyu daha başarılı olarak ifade etmiştir. Bundan başka, jüri raporunda belirtildiği gibi, bu projenin araziye uygunluğu öteki projelerden çok üstündür."


Anıtkabir’in  temel  atma  töreni  Atatürk’ün  ölümünden  altı  sene  sonra  9 Ekim 1944 de gerçekleşti ve  bitirilmesi  de  dokuz  sene  sürdü. 1  Eylül  1953 Tarihinde  Anıtkabir  yapımı  tamamlanmıştı. Yine  bilindiği  gibi  Atatürk’ün  naaşı  10  Kasım 1953 Tarihinde  Anıtkabir’de  ebedi  istirahatgahında  tekrar  toprağa  verilmişti.


Eğer  zamanın  hükumeti  en  başta  vermiş  olduğu  karardan  dönmeseydi.  Yani  Anıtkabirin  yapımı için  açılan  proje  yarışmasına  sadece  yabacı  mimarlar  katılmış  olsalardı  nasıl  bir  Anıtkabirimiz  olacaktı ?  Büyük  ihtimalle  4 ve  5.  Resimlerdeki (Johannes  Kruger’in projesi)  ya  da  6.  Resimdeki  (Arnoldo Foschini'nin Projesi )  gibi..


RESİMLER

1-2-3 - Orhan  Arda  ve  Emin  Onat’ın  Anıtkabir  projesi  ve  Anıtkabir’in  bu  günkü  hali.
4-5 -  Johannes  Kruger’in Anıtkabir projesi
6-
Arnoldo Foschini'nin  Anıtkabir Projesi
7- 8-  H.Kemali  Söylemezoğlu-  Kemal  Ahmet  Aru  ve Recai  Akçay’ın  Anıtkabir  Projesi
9- A. Handan  ve  Feridun  Akkozan’ın  Anıtkabir  Projesi
10-11-  Giovanni  Muzio’nun  Anıtkabir  Projesi
12- Guiseppe  Vaccaro ve Gino  Franzin’in  Anıtkabir  Projesi.

( Eğer Hükumet Kararını Değiştirmeseydi Farklı Bir Anıtkabirimiz Olabilirdi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 11.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu