Kolektif olanın kolektif davranışına karşın, özel mülk sahipliğinin kendisine özgü iradeyle davranışı; demokrasi oluşun ilk tipidir. Demokrasi kolektif iradeye karşı, tekil olanın irade serbestliği olmakla; tekil iradenin kendi iradesi üzerinde ilah gibi başka (ortaklık olan) irade tanımamasıdır. Demokrasi, bey erkinin var olmasıydı. Bay erki sahipliği kendi alanı içinde tek hakimiyetti ama çevrede pek çoktu.

 

Bu türden demokrasi kolektif davranışa karşı, özel sahiplik davranışını ve kolektif iradeli bilince karşı da özel mülk sahipliğinin kişi istemli iradesiydi. Ve muhatabı da ortaklık bilincine karşı savaş olmakla birlikte; mülksüz kölelerdi. Kölelere karşı kendi egemenliğini dikte etmenin deklarasyonuydu.

 

Ortaklık (kolektiflik)  tarihsel bakımdan bey erkinden önceydi. Eğer kolektifelik bey erkinden önce olmasaydı; kolektifliğin baskı ve basıncını; egemen mülk sahibi bey erkinin üzerinde göremezdiniz. Yani bey ekinin neye karşı bağımsızlık ve bir muhtariyet serbestliği olmanın demokrasisi olduğunu, anlayıp izah edemezsiniz.

 

İlk demokrasi kullanımlı oluşumun mana anlayışı, önce bey erki içinde izole edildi. Bu tıpkı totem dönemi andıran bir çağrışmaydı. Bunun mana anlayışı da El'in mana anlayışı olmakla; bey erkli olan alanın içi beye ve köleleri dışındakilere; girilemeyen bir El toprağıydı. El’in mülküydü. El mülktü.

 

Bey erki içinde yalıtıma olan "bey erkli demokrasi"; mülkü olana serbestlik ve takdir etmenin ezici iradesiydi. Bu irade karşısında kölelere düşen de; itaat, teslimiyet ve kul oluşla bağlılıktı. Ortak davranışa göre ortak davranıştan kopan özel mülkiyetçi bey erkinin davranışı, ortaklıktan kopan El’in keyfine göre davranış olmakla demokrasi El içindi.; El’in sorumlu olmaz hesap vermez oluşuydu.

 

Bey erki olmanın muktedirce ve mutlak davranışı, bey erkine göre tanınan tek yanlı bir kullanımdır. Daha doğrusu mülkün; güç kuvvet tasarrufu oluşuyla; mülkü olanın mülksüz olanlar üzerine doğru her türlü tasarruflarının kullanımı, efendiler dediğimiz bey erkine, Mamon olum lamasıyla tanına bir haktı.

 

Mamon'du mana da; mülk ile özel sahiplik sentezini kendi kendine takdirli görevlendirmeydi. Takdirli görevlendirme de mülk sahibine; mülkten kaynaklı potansiyel etkiydi. Mülkten kaynaklı baskı ve basıncı üzerine alan mülk sahibi; bu baskı ve basıncı kendi davranışı olmakla yansıtıyordu. Kısaca takdirli görev mülk sahipliğiydi. Evet, Mamon (El) mülk sahipliğiydi. Mamon (EL) kendi kendini görevli kılmaktı. Mamon; mülk sahibi olmakla ve köle sahibi olmakla erkti. El, köleler üzerine de bey erkiydi.

 

Köleci sahiplik olan efendiler; giderek kullardan sorumlu bir anlayış olmakla da meydana çıktı. Özel mülk sahipliği demek; köleleştiren mülk sahipliği oluşla meydan okumaktı. Kullanan, tasarruf eden; efendi dediğimiz bey erkiydi. Kullanılan tasarruf olan, mal ve kölelerdi. Her ikisi de efendinin olmakla her ikisi de efendi elinde bir güç kullanımıydılar.

 

Görülüyor ki özel mülk sahipliği üzerinde ortaya konan özel mülk sahibi davranışlı olan demokrasinin kullanımı; mülkle birlikte, köleler üzerinde de tasarruf olmakla; meydan alan bir muhtariyetti.

 

Özel mal, mülk sahipliği; kendi üzerine, kendisini tanımlama olmuştu. Muhtariyet mülk sahibi zengin kişi özelinde kendi üzerine kendince tanınan hak ve görev olmakla kölelerde olmayan bir tutum oluşla inşaydı. Mülk sahibine, kendi tanımlı hakların hemen hemen hiç biri; kölelere tanınmış değildi.

 

Bay erkini oluşan, mülk sahibi; kendi gibi zenginlerin birleşmesiyle, takım erki dediğimiz ya da oligarşi dediğimiz yapısal mülkü; devleti inşa ettiler. Takım erkinin zapt edilmez gücü, köle üzerine akışla köle emeğini sömürmekle tasarruf buldu. İbrahim-i milletler bu takım erki olucu aşamada boy verecekti.

 

Bu milleti oluşmanın tümü Mamon’du mana üzerinde ittifaktı. Takım erki demokrasisi, köle üzerine gazabını akıtmanın serbestliğini ortaya koyup, büyüdü. Bu dönemdeki demokrasi de, salt sentezi takım erklerinin kullandığı bir yetkiydi. Bu yetkiyle köleyi öldürebiliyordular. Köleyi alıp satıyordular. Bu mutlaklığın karşısında hiç bir şey tutunamıyordu.

 

Tüm bu olup bitenleri bu günkü demokrasi anlayışınızla okursunuz. Böyle olunca bu diyalektiği anlamanız ve bu diyalektiğe anlam vermeniz zor. Bu diyalektik tanımın öğrenilmesiyle de bugünkü demokratik anlayışa geçmeniz hayli zor olacaktır.

 

Büyüyen yapı çevreye doğru genişleyen kölecilik sathının yayılması oldu. Hırgürler artmıştı. Hiç değilse bir kısmı elimine edilmeliydi. Bu nedenle takım erki olan en seçkin zenginler, giderek kendileri gibi ama kendilerine göre çok kısmi mülk sahibi olan bey erkleriyle  ittifak edip kendi iradelerini kısmen bunlarla paylaşmaya başladılar.

 

Böylece egemenlik tedrici kullanımla takım erkinden tüm mülk sahiplerine doğru kapsayışın tasarrufu oldu. Varlıklı olmakla kullanım ve tasarruflu olmanın yolu olan demokrasi; bu ikinci aşamasında oligarşik yapı dediğimiz takım erki kullanımlı tasarrufu bütün El sahipliği olan bay erklerinin üzerine doğru da genişletmiştiler.

 

Bu demokrasi bir kesim erk için sınırlı yetki kullanımlı irade olmakla; her mülk sahiplerine özgü kullanım oldu. Bu bağlamla demokratik tasarruflar Yunan'da tüm “egemenler için” kullanılan hak olmakla egemenler arasında seçme seçilmeyi ortaya çıkardı.

( Demokrasinin Tarihi 1 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 9.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.