“hani birlikte ölecektik
        hani birlikte yenecektik ölümü”

ı
akşam suları akınca çeşmelerden
flamingo vaveylası içinde 
lila bir krizantem bahçesine dönerdi tuz gölü
bir hasret köprüsü kurardım, Aksaray Ankara arası
çıkıp bir yükseğe 
hem seni bekler 
hem seyrederdim o lila çölü


beklemek aşktı bozkırda
beklemek kara sevdaydı
beklemek sabır işi idi
beklemek bir uzun havaydı 


bekledikçe kıvrım kıvrım kıvrılırdı yollar
bekledikçe sararırdı uçsuz bucaksız ekin tarlaları
bekledikçe zemheri ye direnirdi ağaçlar


ıı
gelirdin…
cemre gibi düşer din sulara
yağmur duasında beklenen yağmur gibi gelirdin
şenlenirdi bozkır
sevda kokardı her yer
masallar diyarından gelir gibi gelirdin


gelirdin…
güğümlerini çeşmede bırakır sana koşardı genç kızlar
küçücük çantanda kocaman hediyeler olurdu dul gelinlere
eteğine yapışırdı üstü başı kirli çocuklar 
“hoş geldin hoca hanım” diye selamlardı seni
köstek saatli ihtiyar amcalar


ııı
çekilince kendi sessizliğimize, güzelliğin aydınlatırdı kireç duvarları
soluk benizli eşyalara can gelir
o tavus kuşu desenli perdeler neşe ile havalanırdı


önce alevini kısardın o isli lambanın
bir kelebeğin kozasından süzülüşü gibi çıkardın giysilerinden
deniz kabuğu çerçeveli ayna utanır sana bakamazdı
kıvrılıp yatardın erkek omzuma 
o yün yer yatağı 
mutluluktan ağlardı 


bir bozkır dinginliğine bürünürdü evimiz
Neşet Ertaş dinlerdik transistörlü radyomuzda
İç güveysinden hallice idi halimiz


ıv
şimdi o mistik köyden ve senden çok uzaktayım
kaç zaman oldu bir uzun hava dinlemeyeli
ahh… kaç zaman oldu mezarına gitmeyeli


duyduğuma göre flamingolar gelmiyormuş artık 
tuz gölüne
köyün dul gelinleri bir kez daha karalar bağlamış
hala seni soruyormuş çocuklar
o kerpiç köy evleri hala yasını tutarmış


yıkılırken Aksaray Ankara arası kurduğum köprüler
yaslıyorum başımı bir uzun havaya
küskün bir dağ gibi susuyorum
seni alan Azraile engel olamadığım gibi 
engel olamıyorum gözyaşlarıma


seni gömdüğüm gibi kara toprağa
gömülüyorum derin bir suskunluğa


( Uzun Hava başlıklı yazı gölge06 tarafından 8.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu