TUTSAK HECE 


Kaldır gözbebeklerine çektiğin karanlığı.
Ela gözlerinin nuru düşsün içimin taşkentlerine.
Dilinde kaldıysa şayet söylenmeye değer birkaç kelime,
Durma!
İnceldiği yerden imgele yalnızlığı.

Anne,
Parmak uçların ayaz.
Nefesimi donduruyor yüreğine yamadığın bu acı.

Ben sandım ki,
Yarım yamalak sözcüklerle çizebilirim suretini.
Ama sana şair olamam ben.
Anlatamam nasır tutmuş heveslerini.

Gülüşlerinin üç noktalı oluşundandı belki de
Adını kalemime pelesenk yapışım.
Her gün biraz daha sen oluyor yüzümdeki çizgiler.
Bundandır gözlerindeki cennete kelebekler uğurlayışım.

Ben bir kadın yazmak istedim
Prangalı özgürlüklerine idam kararı verilmeyen.
Rüyalarıma düşen bir siluettin,
Ses etmedim.
Usulca damarlarımdan geçişini izledim.
Ve en çok sabredişlerini severdim ben senin,
Gidişinin ayak izlerini sevmeseydim.

Kaç manaya işlemişler ismini?
Cümlelerimin sıvası döküldüğünden beri,
Ben bir parantez kadar açamadım seni.

Tırnak içine alınmış bir gökyüzünün,
Mevsimini yitirmiş bir bulutuyum ben.
Yağmurlarım kadar dökemedim sana içimi.

Sükûtum intihara meyilli.
Cümlelerim başka baharlardan ısmarlama.
Sesin, sağır kulaklarıma emanet.
Ben yine Arnavut Kaldırımlı dar sokaklarda,
Yokluğuna sürgünüm,
Varlığına hasret..
 

ESRA ÇİĞER




( Tutsak Hece başlıklı yazı esra çiğer tarafından 5.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.