Aşk girdiği hayatı inanılmaz mutlu kılan, yeri kimseler tarafından doldurulamayan olarak kendini tanıtır.
Birbirlerine bağlı, yediği içtiği ayrı gitmeyen 2 dost vardır. Bu dostlardan biri âşık olur ve bu aşk öyle büyür ki zamanla dostların arasına girmeye başlar. Artık dostluk diye bir şey kalmaz aralarında sadece birbirlerini gördüğünde selam veren iki arkadaş olmuşlardır. Aşk bununla gururlanır kendini üstün görmeye başlar. Günün birinde aşk, arkadaşlığa üstünlüğünü övünerek ve zevkle anlatır. Arkadaşlık bu sözlerden kırılır ve kendini yalnızlığa çeker. Âşık olan kız ise artık gördüğünde selam dahi veremez hale gelir. Onun için sadece aşk vardır. Aradan zaman geçer aşkın başka gönüllere girme zamanı gelir ve gider…
Âşık olan kız kendi başına kalır, unutmaya çalışır ama unutamaz, sonra bir zamanlar dostu olan arkadaşını arar ve ondan yardım ister. Arkadaşı ise ne kadar kırılsa da elini uzatır eski dostuna ve aşkı unutturmaya çalışır zavallı kıza başarır da kız aşkı unutur bu ikilide eskisi gibi dost olurlar. Aşk ise gönülden gönüle girer. Uzun süre sonra aşk ile arkadaşlık tekrar karşılaşırlar. Bu sefer övünerek anlatma sırası arkadaşlığındır ve şöyle söyler:
“ Benim bir hiç olduğumu söylemiştin ya aslında hiç olan sensin senin giderken yıktıklarını ben toplayıp tamir ediyorum, eski haline ben getiriyorum. İşte benim üstünlüğüm de budur “der ve yanından uzaklaşır…
( Aşk Ve Arkadaşlık başlıklı yazı Ruh-u revan tarafından 19.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.