Yıl dokuz yüz on dört,
Sarıkamış’ta.
Eksi otuz dokuz, o kara
kışta.
Tek kurşun atmadan
düşmana, puşta.
---Bedenim buz tuttu,
tinim buz tuttu.
---Bir değil tam
doksan binim buz tuttu
Ermeni Tığası arkadan
vurdu.
Tifüs ile açlık
belimi kırdı.
Tipi,boran dersen tuttu
savurdu.
---Bedenim buz tuttu, tinim
buz tuttu.
---Gecem zaten buzdu,
günüm buz tuttu
Donmuştu ellerim, saçlarım, kaşım.
Kirpikte saçaktı kanlı göz yaşım.
Secdeye kapanmak isterken başım
---Bedenim buz tuttu, tinim buz tuttu.
---Kıbleye döndüğüm yönüm
buz tuttu.
Üstte başta ne
var delik delikti.
Şehit naaşları bölük
bölük bölüktü.
Toprak buz kesmişti, sanki
çelikti.
---Bedenim buz tuttu,
tinim buz tuttu.
---Mezar kazamadık, sinim
buz tuttu.
Bu nasıl belaydı, nasıl bir zulüm.
Yoktu yer yüzünde böyle
bir ölüm
Şehadet şerbeti sundu
Resulüm.
---Bedenim buz tuttu
tinim buz tuttu.
---İmanım buz tuttu
dinim buz tuttu.
Bizden çok uzaktı
şanlı bir zafer.
Bu nasıl
cihattı, nasıl bir
sefer?
Kala kala kaldık
bir avuç nefer.
---Bedenim buz tuttu, tinim
buz tuttu.
---‘’Medet’’ dedim lakin ünüm buz
tuttu.
Rus’un kışlasına yaklaştığım
an.
El kaldırıp dedim ‘’Aman..El aman.
Halime ağladı Moskof
komutan
---Bedenim buz tuttu,
tinim buz tuttu.
---Yarın çok uzaktı,
dünüm buz tuttu.
‘’Bir tas sıcak
çorba Allah aşkına,’’
Deyince düşmanım döndü
şaşkına.
Varmak üzereyken cennet
köşküne,
---Bedenim buz tuttu, tinim buz tuttu.
---Öfkem uçtu gitti,
kinim buz tuttu.