İNCİ BALIĞI
Ben sislerin içine bağırdıkça
Sen dinle biraz
Bilsen
Kendime çarptıkça
Çarpışma parçalıyordu her yerimi.
Sana soyundukça
Yeşil elbiseli göl gibiydin karşımda
Gri ve durgun.

Gölgeleri sularda salınan 
Çınarlar gibi
Avuçlarından fışkıran terini
Hiç göremeyeceğim
Biliyorum.
Kar yumaklarında eriteceğim
Ellerime sinen nemini.

Gemilerin güvertelerinde
Kardan beyaz şarkılara
Düşecek sesim
Martılarla paylaşacağım
Hüzne batan derimi.

Ben özledikçe sen durul.
Bilsen
Kederlerime dokundukça
Dokunmadığın yerlerden
Sökülüyordu umutlarım.
Sana eğildiğim dudaklarımdan
Bir karanfil düşüyordu
Üşüyordu çok.
Al ve hırçın.

Kirpiklerin boynunu eğen
Dal gibi korkuyordu
Yere doğru düşünce
Hiç silemeyeceğim 
Damlalarını.
Cam buğusuna çizeceğim
Aşkın düşlerinden
Kirpiklerine uzanan 
O uzunca yollar boyu
Kış masallarını 
Bekliyeceğim
Kapı aralıklarında.

Ben bulandıkça sen durul.
Bilsen
Sana vuruldukça
Vurulmalarım
Yaslarını baykuş sırtıma
Dayamakta
Durgun gri bir göl gibi.

Suyun üstünde inci balığı
Bir de nilüfer
Ne vakit seyretsem  resmi
Narin ve vakur
Rüyalarıma uzanan kuğular
Gülüşünün tadını
Vişne çürüğü dudaklarıma
İnci balığının simlerinden
Mavi  merhem diye
Sürecekler.
Süheyla Altinkaya Turan
( İnci Balığı başlıklı yazı Suheyla tarafından 2.10.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.