uzak bir çölde yeniden kuruldu zaman
tam vaktine ayarlandı kum saatinin son kumu 
bu cinayete tanık olmasın diye 
Sfenkslerin gözlerine mil çekildi
mühürlendi söze dair ne varsa 
okyanus fısıltısı bile ispiyon sayıldı

dedim ya çöl
belki Kara kum, belki Gobi, belki Kerbela
kıl çadırların gölgesinde bir hançer çıktı kınından  
ışıl ışıl, Acem işi belli
sapı sedef 
taşı firuze 
ant içmiş öldürmeye
ay ışında parladı, çifte su verilmiş çeliği

vurdu 
vurdu 
bir daha vurdu
hançerin kanını sildi gömleğine
sonra döndü arkasını gitti

o kancık şehirde, yerlere serildi gençliğin
üç gün üç gece kan tükürdün, inledin
çöl rüzgarı emdi çığlıklarını
toplandı başucuna her devrin fırıldakları
nasihatler dinledin 

aradan yıllar, yılar geçti
uzak denizlere vurdun kendini
ceylan derilerine, kil tabletlere destanını yazdın 
zaman içinde yedi uyuyanlar misali uyandın 
o derin uykudan
kösler vuruldu beyninin kılcallarında
fermanlar okundu kalbinin kuytu köşelerinde
“aşk yalan” 
“aşk yalan” diye

o an anladın, yel değirmenleri ile savaştığını
kalktı gözlerindeki o tül perde 
bir pusula gibi rehber bildiğin
hayal meyal görsen de aramaktan hiç vazgeçmediğin 
o fildişi kule 
kayboldu birden bire

oysa…
sen uzaklarda ararken
yanı başındaydı o fildişi kule
sen görmedin 
görmek istemedin belki de…







( Fildişi Kule başlıklı yazı gölge06 tarafından 21.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.