1 Kulağıma Fısıldayın
Düşün, düşünce, düşünceler...

Göz yaşlarımı akıtarak başlıyorum yine satırlarıma, ne bu derdin, tasan diyeceksiniz. Belki de bir çoğunuz gülecek, anlattıkça bu halime ya da hak verecek. Yazıma nereden başlasam demiyeceğim, sözlerim kesin ve net olmalı. Hatta; bugün aldığım kararı vazgeçmeden uygulamalı. Peki bir kadının kendi içindeki düşüncelerini yazarak ifade etme çabası neden? Edebiyatı edebiyle, usulüyle yapmak herkesin harcı değilken, bu kendini bilmezliğmle, inadına inadına kağıda, kaleme sarılmam niye?

Bir kez daha, cahillik illetinin pençesini hissediyorum sırtımda. Bir kaç sene öncesine kadar sadece yapabildiğim, düştüğüm karanlık, dipsiz kuyudan "kurtarın beni imdat!" diye acı içinde haykırmaktı. Bıkmadan, usanmadan takip eden bu acımasız canavar doymak nedir bilmiyor. Tam kurtuldum derken, niye o sinsi gülüş yankılanıyor kulaklarımda.

Çala kalem yazdığım şiirler ve anılar yavaş yavaş şekilleniyor. Öğrenmek için bir arpa boyu olsa da ilerlemek istiyorum. Kitaplar okuyorum, hatta bir okuma gurubum bile var, tartışabileceğim bilgime bilgi ekleyebileceğim. Eee daha ne istiyorsun diyeceksiniz, yok öyle kolay değilmiş bu işler. Her bilgi edinişinizde yeniden cahilliğinizle yüzleşiyorsunuz. Her şeyi öğrenmek tabi ki mümkün değil, son nefesimize kadar bu şekilde devam edip gidecek.

Tamam esas meseleye gelelim, uzatmanın bir anlamı yok. Sanata sıkı sıkı tutundum, hiç de bırakma niyetinde değilim, velakin bir seçim yapmalıyım, bir koltuğa iki karpuz sığmaz. Ya yazma sanatını seçeceğim ya da elimde ud’um ve notalarımla yola devam edeceğim. 

Hadi çekinmeyin söyleyin, yolun yarısını geçmiş kadınsın, bu saatten sonra senden ne köy olur, ne kasaba. Sahneye mi çıkacaksın? yoksa dizi dizi kitap mı çıkaracaksın? Annemin dediği gibi "kafanı bunlara yorma, zaten işin başından aşkın". Yemek yapacaksın, bulaşık, çamaşır yıkayacaksın, kayınvalide ne dedi, bu ne dedi kafaya takacaksın. Gün gün gezip dedikodu yapacaksın, diziler ve evlenme programları üzerine tartışacaksın. Anlayacağınız pek çok işim var, beyhude ne uğraşıp duracağım. Ne çok madalya kazandım bir bilseniz. Hatta ev hanımıyım diye gelen vurdu, giden vurdu, sesim soluğum çıkmadı. Aklım fikrim temizlik yapmakta olmalı, mazallah bir esturüman çalarsam, neler olur. Vallahi kıyamet kopar değil mi? 

Adapazarı’nda benim için çok değerli olan insanlarla tanıştım. Bana ışık tutan, yol yordam gösteren bu zatlara nasıl teşekkür etsem bilemiyorum. Tabi ki şansın da büyük rolü var. Ama tek yaptığım şey, başlamak, korkmadan adım atmak ve çaba göstermekti. Sanıyorum bu etkenler sayesinde dikkatlerini çektim ve dost ellerini, bilgilerini sundular.

Benim için adam olacak diyenler, başaracaksın diye destek olanlar var, olumsuz yaklaşımların yanı sıra da. Savaştığım egolar var, bir amazon kadın edasıyla, tüm egolarımı kuşanıp meydan harbine çıkıyorum. En çok kalbim acıyor, hedef tahtası orası ama umut etmeyi bırakmadığım sürece yaralarım iyileşiyor ve gülümsüyorum. 

Ya bu çabalarımı bırakmak zorunda kalırsam, yenilip pes edersem ne olacak? Yine karanlığa mahkum olacağım niceleri gibi. 

Ya birgün unutursam yazmayı ve kendimi.
O zaman Hümeyra’nın bir filmde söylediği gibi "kulağıma fısıldayın" yalnız değilsin, bırakmadık seni...

H. Çiğdem Deniz.
( Kulağıma Fısıldayın başlıklı yazı çitlembik tarafından 19.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.