sana bir mesaj yazdım bir şişeye koydum
mantarı
tıkadım, ağzını sıkıca kapadım,
denize
bıraktım ...
eline
geçecek eminim,bugün,en geç yarın.
adres
şaşmaz inanıyorum,
çünkü
alıcı kısmına ''kalbin''diye yazdım.
muhtemelen
oradasın, bir deniz kenarında,
o hep
hayalini kurduğun yürüyüşü yapıyorsun belkide,
sessiz,
sakin, yakamozla aydınlanan o uzun kumsalda,
dalgalar
vuruyor ıslatıyordur, o öpülesi, o bembeyaz ayaklarına.
o çok
sevdiğin deniz kabuklarını toplamışsındır,
en
sevdiğini, beğendiğin birini tutuyorsundur yürürken avuçlarında.
ve şüphesiz aklına geliyor, düşünüyorsundur bizi,
bir
damla gözyaşı düşüyordur gözlerinden,
kalıyordur kumsalda izi.
hadi
çök dizlerinin üzerine uzan al dalgaların sana getirdiği,
sana
dün yolladığım, ağzını mantarla kapadığım,
içinde
sana yazdığım mesaj olan şişeyi ...
ya da
dur, açma, öylece kalsın ve kalbin hep meraklansın.
böyle
olması daha özel, daha güzel değil mi ?
aslında
kağıtta ne yazdığının yok ki önemi,
sen deniz kabuklarını seversin, ben de seni ...