Kelimelerin Yalnızlığı
Kelimeler yanımızdan geçti sessiz harflerini duraklarda dinlendirten sonra yalnızlığına rehin olan bir kavşakta Küçük çocuklar yanımızdan geçti sessizliğini engin tecrübelerine borçlu eski havası kalmamış eski bir sokakta Kaldırımlar geçiyor gençliğini arayan bir adamın gözlerinden hatıralarını yanı başında hissediyor yalın mahallerde Kesik camlar geçiyor sıcacık güneşin önünden arıyor fakat bulamıyor eşini arıyor mutluluğu esrik meyhanelerde Mutluluk günleri geçiyor en mutsuz olduğumuz saniyelerde dimağımızdan sanki gözaltlarımız bir keder tasviri Füsunlu armoniler geçiyor gerçek müziğe hasret kulakların arasından yüksek perdeden okunan besteler sanki bir sonsuzluk sihiri Felfecir okuyor bir hurdacının gözleri sessiz eski eşyaların arasında,duyguları paslanmış zifiri Felsefe tahsili yapan bir aklıselim talebe felsefi mecmualarının içinde hayatın sırlarını arıyordu bulacağı cevaplar hayatın kilidi Fırsat buldukça kitapların arasından yayılıyor kelimelerin yalnızlığı sığmıyor cümlelerin arasına Felaketini arıyor her benlik kendi içindeki yalnızlığa sürüklenirken kalabalıkları sıkıştırıyor yalnızlığının arasına Feodal bir yönetim gibi dizilmişti şehirlerin arasına yüksel binalar kalabalıkların engel koyuyor ruhlarının arasına Beyhude sevinçler giriyor hüzünlerle kaplı solgun benizli kelimeler,n arasına ara sıra Sonbahar gibi yapraklarını döküyor kelimeler gölgelerinin peşi sıra yalnızlıklarının siluetleri yapraklarla birleşiyor sıra sıra Sonuçlarını arıyor sonrasız meseleler sonda kalmış sesleriyle bir su zerresinden Dünyanın bütününü araya araya Suçlularını arıyor kaybolmuş duygular yüreklerin içinde zerrelerini arıyor yayılıyor sicim sicim kapıları aralaya aralaya Soru kelimelerinin arasında belirsizlikler çoğalıyor insan git-gellerinin arasında ilerlerken insan dertlerine yana yana Sisli bir günün akşamındaki karmaşık bulutlar gibi kelimeler kaskatı kesiliyorlar durdukları yerde Bir işret meclisinin önünde kalmıştı bir sarhoş ağlayamıyordu yalnızlığına erkeklik vardı serde Zoraki ışıklara mahsur kalmıştı küçücük bir kedi yakalamaya çalışıyordu sokakların arasından akıp giden zamanı yalınlıklar semtinde Zevklerin içinde yüzen bir şahzade unutmuştu halkının sorunlarını kendi kibriyle büyütüyordu yalnızlığını Tebrizdeki sarayında Küçük çocuklar evlerine girmişti gün kararmaya yüz tutarken güneşin ısıttığı son dakikaların himayesinde Hurdacı günün sonunda elinin kiriyle evine geri dönmüştü zifiri karanlıklar bir dev gibi sarmıştı zayıf bünyesini Kelimelerin yalnızlığı yalnızca mısralarında kalmıştı sessiz sakin büyüyen bir solgun yalnızlık kısmıştı kelimelerin sesini.........
(
Kelimelerin Yalnızlığı başlıklı yazı
ercaga tarafından
17.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.