Kaç zamandır seni beklemiyorum, o otobüs durağında
Ele güne karşı; sokağından geçmiyorum bileğimde kelepçelerle 
Siren seslerine karışmıyor çığlığım
Polis telsizlerinde ismim okunmuyor
Gölgemi bile görmüyorsun, sizin mahallede

Oysa…
Kaç gece sabahladım o sokak lambasının altında
Ülkem bilirdim sokağını
Sevdamı; kanlı bir pankart gibi en yükseğe asardım
Dört bir yanımda molotof lar patlardı
Ben yumruğumu sıka sıka sloganlar atar
Geçtiğin yollara “seni seviyorum” diye yazardım

Kaya çatlağın da açan bir çiçeğin direnci ile sevmiştim seni
Sen paslı kılıçları sürt tükçe yüreğime 
Çifte su verirdim yüreğimin çeliğine

Sen; yüzündeki çıban gibi kanatsan da beni
Ben; kanserli hücre gibi içimde büyütürdüm seni
Gözyaşımla sulardım çorak toprağını
Diz çökerdim önünde 
Silahımı yere bırakır gibi

Derin bir sessizlik kaldı, o çok desibelli aşktan geriye 
Artık postacıların bile bilmediği adreste yim 
Kimliksiz im 
Künyesiz im
Sana yazdığım o uykusuz tünek siz şiirler gibiyim 
O şiirler gibi yorgun
O şiirler gibi yaralıyım

Kağıt tan bir kayığı; şırıl şırıl akan bir dereye bırakır gibi
Bütün yaşanmışlığı geçmişin kollarına bıraktım
Kurşuna dizdim iyi niyetlerimi
Anıları naftalinleyip
Kalbin süveydasına gömdüm

Deniz gözlüm derdin ya; gözlerimi ateşe verdim
Maviden kül griye döndü gözlerim 
Artık bende herkesin gördüğü renklerde görüyorum seni
Hiç düşünmüyorum
Senin beni düşünmediğin gibi 

Saçların… 
Ellerin… 
Artık her şey; kül rengi




( Ülkem Bilirdim Sokağını başlıklı yazı gölge06 tarafından 23.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.