Peteklerine alır balları, baldan tatlı tatları… Her gözesinde gezesin gelir, ışıl ışıl katları! Ben balı severim, peteklerin gözesinde cennetsi sevgiler, her sevgi diğerine ben daha samimiyim der gibi. Sürmeli, yanaklara, gözlere, dudaklara… Gözeler gibi! Gördüğüm cıvıl cıvıl seslerdir kuşlardan gelir gibi. Her dişi kuş doğum sancısında, baharın kapısında! Yuvalarını hazırlar erkekleri. Nereden bulurlarsa o kadar çalı çırpıyı, taşırlar soy ağaçlarına ışıl ışıl… Yuvadır petek gözleri! Sevgidir özleri… Yaratıcının yansıyan aynasından ressamın fırçasına yansır gölgeleri!  Seyreden ben naçizane, bakakalırım uzun uzadıya! Sergidir işte, para vermeden seyredersin bir süre. Ama ben para verip almayı isterim, isterken çekinirim-emeksiz, sabırsız, alışkanlıklarımla…

 

Acabalar arka arkaya sıralanır, yüzüm kan çanağına döner, yanarım Yunus gibi, dönerim Mevlana gibi…

 

Hangi limanın koynunda bir sandalda sabahlarım. Belim tutulmuş, hapşırık cabası… Güneş olur o petek, Tenime yansır ışıl ışıl! Öylesi sıcaktır ki, almaya karar verdiğim boşuna değilmiş. Ama ressam olup ta hiç para vermeden emekle o güzelliğin sırlarını keşfetmek en güzeli derim. Ne kadar bakarsam güneşine gözüm kararır, karanlığa mahkûm olurum birden. Başımda ağrıları, yanmaktayım cehenneminde!

Çarşıya varırım, çeşit çeşit boyalar, tuval satın alırım ve sonra ormanda bir köşeye uzanırım… Yalnızca o peteklerin dilinden anlayan kuşları dinlerim. Otların, kuşların, rüzgârın, cinlerin dilinden anlayan Hz. Süleyman gibi… Gözlerim kapalı, bir dünya bilirim adı Petek olur!

 

Uzanırım yeşilliğin üzerine, güneşi kıskanan bulutlar kaplar gördüğümü. O an içimden yalnızca benim olmalı, öylesine bencil öylesine hevesler, sahiplenme duygusu ile insanlıktan çıkarım. Ateşler içinde yanarım. Öleceğim sanırım. O an yağmur yağmasa, şimşeğin güneşi yüzümü aydınlatmasa, gözlerim yaşına dokunmasa, öleceğim!   O doğal parlaklık ve rengârenk gökkuşağı beni yine peteklere götürür. Yeşil ıslanmış gözyaşlarımdan, içimde haykıran şimşek aniden susmuş…

 

Gözlerim dağılan bulutlardan güneşi görmeye başlar! Doğa bir oyun peşinde, mevsimlere dansı öğretir, bana sanatı! Sahiplenilmez sanat, paylaşılırmış meğer! Tuvale elim değer, her karesi petekten bir göz, her boya onun soy ağacı ışıl ışıl. Ne o anı, ne o geceyi, ne bu dünyayı düşünürüm. Her gözüne balı ben koyarım, akarım bizli sevgilerde…

 

Sevmeyi özlüyorum, anzer balı gibi peteklerini…

Öylesi değerli, öylesi doğal, öylesi aradığım!

 

Saffet Kuramaz

( Kalbime Ölmeyen Sevgiyi Doldurdum başlıklı yazı safdeha tarafından 13.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.