Bir veremli akşamda bir elemli çocuk,
O maveradan, gece geldi gece gitti...

Feleğin namütenahi şu çemberinden,
Bu rüzgârlarla, nice geldi nice gitti...

Müddet-i ömrü seraba eş, şu dünyadan...
Bir zerre gibi, hiç'e geldi hiç'e gitti...

Dökülen mey'den, nefs-i kifaf şişelerle,
Firuze bir kadehten, içe geldi içe gitti...

Rikkat-i firkat, riyaziye-i kerrattan!
Her hesap vakti, üçe geldi üçe gitti...

Gün dönerken üçler yediler kırklara!
O pir elinden, uça geldi uça gitti...

Hala âşık mıdır perçemine Kızılırmak?
Kâkülde bir tel, saç'a geldi saç'a gitti...

Bir teneşir vakti, ıssız salacaklardan
O çocuk, gözlerini aç'a geldi aç'a gitti!


( Serab-ı Ömrüm başlıklı yazı çinuçen tarafından 4.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.