İşten çıkıp servis aracıyla eve doğru gidiyorum. Yoldaki trafik bir çile, dur kalk çok yoruyor. Neyse ki servis arabasından inip yürüyorum uzun bir ara caddeden. On sekiz yirmi yaşlarında çocuklar ciddi duruşları ile aralarında sohbet ediyorlar. Allah’ın selamını veriyorum. Alıyorlar.

“Nasılsınız çocuklar? Beni tanıdınız mı?”

“Evet, amca diye atıldı.” birisi. “Sizi nasıl unuturuz ki... İnsan gönlünde en yüksek yere koyduğu kişiyi asla unutamaz.”

Gururumu okşamıştı bu söz. Demek ki geçmişte olumlu bir sohbetimiz olmuştu.

“Teşekkür ederim. Geçen seneden beri hayatınızda değişiklik var mı?”

“Olmaz mı ki… Seyit isminde bir ağabey var. Her cumartesi evinde toplanıyor Kur’andan meal okuyup sohbet ediyoruz. Bir cemaate de bağlı kalmıyoruz böylece!”

“Cemaat olsa ne olurdu ki?”

“Olsun. İstemiyoruz.”

“Dininizi doğru kaynaklardan öğrenin de, bir problem yok. Aslında cemaat lideri, önce kişiyi tanır. Allah’a kullukta kaldırabileceği ölçüde ne kadar ibadet etmesi gerektiğini usul ve kaidelerle kişiye öğütler. Kişi bu öğütlere göre zikir yapar ve bir yandan da normal yaşamı devam eder. Şeyh, kişinin ameline karışmaz, sadece öğüt verir. Allah’a giden yol Kur’an ve sünnetlerdir. Fakat bizim bunları hakkıyla öğrenmemiz tek başımıza, türlü bahanelerimizle mümkün olmuyor. Bu yüzden cemaatler olmuş. Neyse, siz bildiğiniz gibi yaşamaya çalışın! Okulunuz, dersleriniz nasıl? Üniversiteye gideniniz var mı? Ya da üniversite sınavına giren”

“Ben üniversite sınavına girdim.” Dedi birisi.

“Nasıl geçti?”

“Eh işte. İki yıllık bir yüksekokula girebilecek bir puan gelir. Bu da bana göre kâfi!”

“Sakarya’da İki yıllık bir okulda okuyorum. Aslında buraya giderken küçümsedim ama sonradan sevdim de. Eğitimi bayağı iyi…” dedi diğeri.

Aslında içimden, kızdım çocuklara. Hedefleri öyle küçüktü ki…

“Okuyun da, boş gezmeyin… Ama bulunduğunuz yerin en iyisi olmaya çaba gösterin. Müslüman çalışkandır ve elindeki işin en iyisi yapmaya gayret etmelidir.”

“Gayret ediyoruz Amca.”

Artık vedalaşma vakti gelmişti. Kısa bir sohbet oldu ama bir kere işten eve hemen gitmeye alışmışım.

“Peki, namaz kılıyor musunuz?”

“Hayır.” dediler bir ağızdan.

“Böylesi bir manevi havayı koklarken neden namaz kılmıyorsunuz?”

“Bilmiyoruz amca. Aslından tüm günümde boş geçiyor. Ben Beş vakit kılabilirim!” dedi birisi. Duymazdan geldim.

“Düşünün bakalım, günün size uygun bir vaktini söyleyin beş vakit içinde ve size uygun vakti kendiniz seçin ve bu vakti sürekli kılın olur mu?”

“Dedim ya. Ben beş vakti de kılabilirim. “ diye atıldı yine duymazdan geldiğim çocuk.

“İnsan alışkanlıklarından zor uzaklaşır. Beş vakit size ağır gelebilir ilk anda. Siz benim tavsiyeme uyun. En uygun vaktinizi seçin, bu vakti kılmada anlaşalım. Bu caddeden geçtiğim zaman sizinle bu konuyu yeniden konuşuruz çocuklar olur mu?”

Tebessümle başlarını “evet” anlamında salladılar. Dört çocuk ayrı bir vakti seçtiler. Kılarız diye söz aldım. Samimi çocuklar, inandım. Tekrar veda ettim ve ayrıldım yanlarından.

Çocuklarımız dışarıda. Ne yapıyorlar, kiminle konuşuyorlar, ne tür maneviyatlara ihtiyaçları var bilmiyoruz bile… Harçlık veriyoruz. Sağlıklı mı bilmek yetiyor. Geceleri yatağına yatmış mı diye kaçımız bakıyor ki? Yaş ilerledikçe bizim heyecanlarımız ölüyor, idealistlikler gidiyor. Sevgiler adıyla kalıyor evliliklerde. Her şey yapılması gereken bir kural gibi işliyor. En sonlarda, yapılmayanlar için dizler vurulsa da, ağlansa da nafile oluyor.
Çocuklarda bir sır perdesi açılıyor. Gizlerini ebeveynler bilmiyor. Onu açmak içinde bir çabamız ve gücümüzde yok sanırım.

Bir yerlerde hata yapıyoruz değil mi? Ne düşünüyorsunuz? Sokaklarda hangi çocukla dertleşiyoruz böylece. Bir nesil kurtarmak için, borcumuz yok mu?

Saffet Kuramaz
( Sokak Sohbetleri başlıklı yazı safdeha tarafından 3.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.