SEKSEN BİR İL, SEKSEN BİR KÖY

Koç Holding’le Tema Vakfı anlaşmışlar. 81 il ve bunlara bağlı 81 köyle ilgili iyileştirme çalışması yapmayı kararlaştırmışlar. Bu amaçla ön hazırlık için oluşturulan danışma meclisine tema gönüllüsü olduğum için ben de çağrılıydım. Özellikle köylerimize neyi, nasıl yapabiliriz sorularına yanıt aramaya çalıştık.

Yakından uzağa ilkesi derler ya. Önce kendi köyümü, Alaca’nın Küre Köyü’nü düşündüm. Günümüzden kırk yıl kadar önce bir yaz tatilinde uğradığım köyümde iyi bir inşaat ustası olan sınıf arkadaşım Osman’ı inşaatta, iş başındayken ziyaret ettim. Osman, elektrik kabloları döşüyordu.

-Kafayı mı yedin arkadaşım. Kel başa şimşir tarak. Bu köye elektrik gelecek te ben de göreceğim. Ne kadar hayalperestsin yahu. Emeğine ve masrafına yazık değil mi?

-Sen sence bilin, ben, bence gardaşım. Sen ancak, talebe okutmasını bilin. Aha şuraya yazıyom. Bu koye elektrik de, su da, kanalizasyon da gelecek. Ömrü olan gorecek işallah.

Osman haklı çıktı. Saydıklarının hepsi geldi köye, zamanla. Üstelik akşamki toplantıda öğrendim. Her köye arıtma tesisi şart koşuluyormuş. Tesisin masrafının da %75’ini Avrupa Birliği, %25’ini il özel idaresi karşılıyormuş.

1980’den sonra köylere telefon da geldi. Muhtarın odasına bağlandı. Ablama telefon açıyorum, hal hatır sormak için. Muhtarın evi aşağı mahallede, ablamın evi köyün en üstünde. Telefona çıkan muhtarın gelini: “Fadime Bacımı çağırmaya gidiyom. On dakka sonra yeniden ara.” Diyor. On dakika sonra arıyorum. Telefondaki ses ne ablamın, ne de biraz önce konuştuğum gelinin sesi. Meğerse yukarı çıkmayı gelinin gözü kesmemiş. Ablamın sesini taklit etmeye çalışıyor: “Buyur gardaşım.”

Şimdi her evde sabit, gençlerde cep telefonları var. Çatıları, uydu antenleri ve gün ısısı düzenekleri süslüyor. Ama “Neyleyim sarayı, neyleyim köşkü, içinde salınan yar olmayınca.” hesabı köyler boşaldıktan sonra. Bir zamanlar hem ilkokulu, hem ortaokulu bulunan köyümüzde öğrenci azlığı dolayısıyla Alaca’ya taşımalı eğitim yapılıyor. Bir hevesle yaptırılan saray gibi evlerin çoğunun kapısı kilitli, açık olanlarda ise ya bir ya da iki yaşlı oturuyor.

İnsansız köyü, iyileştirsen ne oluuur, iyileştirmesen ne olur. Büyük kentlerde bunalan emekliler, son günlerini huzur içinde geçirebilmek için köylerine dönerlerse ne âlâ. Bu yönde bir hareketlenmenin olduğu da söylenmiyor, değil hani…

Koç Holding ve Tema Vakfının çabaları köyden kaçışı durdurur ve kentten köye dönüşü hızlandırabilirse amacına ulaşmış, memleketimize de en büyük iyiliği yapmış olur diyor, her iki kuruluşa, hayırlı girişimlerinde başarılar diliyorum.
( 81 İl 81 Köy başlıklı yazı RasimCANBOLAT tarafından 6.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu