Ne zaman omurgama bir acı körüklense

Anlarım ağıtlarda gözyaşlarım dağlanır

Ne zaman kadınlar saçından sürüklense

Korlanmış kandillerde acılarım yağlanır

 

Sonra hürriyet denen elbiseyi yırtarım

İnsanlık onurunu diyetlerde tartarım

 

Mimlenmiş kapıların ardında kalan ağıt

Zindan olur geceler umut başka baharda

Bir anne çığlığının ardından solan ağıt

Acı yüklü trenler dolanır son kahırda

 

Sevmelerin dansını sürükler yabaniler

Cennet kapılarını didikler zebaniler

 

Ne zaman barışa bir evlek buğday olsak

Kırılır elimizde aşk odunun güğümü

Ne zaman allı güllü ellere düğüm olsak

Yarılır tende özgür diyenlerin düğümü

 

Beraber çoraklarız tarlaların düzünü

Arılar balla süsler çiçeklerin özünü

 

Bir kayanın başına bir mezarın taşına

Ağıtlar farklı değil yitip giden aynı can

Turnaların kaşına karanfilin yaşına

Bayrak aynı dil aynı yitirilen aynı kan

 

Yeter ömür tükendi kalbim ketum dil firaz

Bu insanlık ağıtı artık sende duy biraz


Resim:Nuri Can  

( Ağıt başlıklı yazı prens tarafından 14.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.