Bir ikindi güneşi Hz Ömer yanında
Resulü özlediğimizi konuşuyoruz
Gözler sulanmış anılar taze
Basit döşenmiş evinde
Ondan ne hatıra varsa kokluyoruz
Sarılıp okşuyoruz...
Din, yetim Resulün dilinde yayıldı
Ne zengindi,
Ne yalancı
Nede haksızlık yapardı
Emindi...
Dedi Ömer,
Yetimleri severim bu yüzden hepsinde resulün izi var!
Nuruna şahit olan ayrılamazdı meclisinden
Sohbetinden
Sessiz gülüşünden
Kimseyi kırmayan sabrından...
İnci taneleri dökülürken gözlerinden
Ömer kükredi ' özledim seni ya Resulallah...'
Gözyaşları amazona karıştı
O âlemlere rahmet nebisiz yaşamanın yoktu tadı
Güneş akşama ererken kendisine ölümü hatırlattı
'Özlem bitecek...' dedi Ömer heyecanla
Aksakalından bir damla düşerken Kucağına!
Bab-ı Selam kapısından mum ışığı süzüldü
Kabrine doğru koşar adımlarla yürümekteyiz
Ayrılık koru yaktı bakınca cansız tülünde!
Fani gözlerimiz eşyaya mahkûm Onu görmüyor
Ömer’le perişanız düşünde
Selam veriyoruz...
Gördünüzse siz dostlar Resulü
Gerçek aşkı yaşardınız bakınca yüzüne
Asr-ı Saadet kaplardı günümüzü
Dilinden çıkan olurdu ne hoş emir:
İzin alıp otursak yanına edeple
Yaşardık yalnızca huzuru…
Ne su kıtlığı
Ne küfrün melaneti
Nede ölüm korkusu safi yüreğe giremezdi
Şiirler susardı, varsın sussun…
İmam olurdu yedi milyar insan arkasında saf
Her uzva cennet kokusu doluşsun
Şeytan kabrine, gölgeler nura doysun
Bırak düşlerim soyunsun
Özledim… Çok özledim seni
Ya Muhammed…
Saffet Kuramaz