Bir gece yattım rüyaya, gezdim gördüm şu alemi
Bu dünya halini gören, o şen yüzüm gülmez oldu
Çektim, derin nefes oldu, ehl-i ademin elemi
Ummanla dolu bu cihan, gözyaşımı almaz oldu
Vardım girdim bir mescide, abdest aldım gözyaşımla
Hak divanında bekledim, gelen giden olmaz oldu
Gıybet zikri çeken derviş, asar keser bir hışımla
Sır yolunun yolcuları, doğru eğri bilmez oldu
Yalın ayak, başı kabak, titrer soğukta yavrucak
O masumun gözyaşını, anne bile silmez oldu
Yaşlı,hasta,kadın,çocuk; vurdu zalim bayır bucak
Kardeşimin dertlerine, el saçlarım yolmaz oldu
Baktım adalet makamı, ne katil var ne de kadı
Demir bilekten çıkan ok, hedefleri delmez oldu
Hak maskesi giymiş batıl, kalmamış yiğidin adı
Zulme yoldaş olan erler, bu dünyada ölmez oldu
Geceyi gün eyleyerek, derdimiz hep olmuş servet
Nimet içinde yüzenin, göz testisi dolmaz oldu
Paylaşmayı haram kılmış, hasislik bulunmaz haslet
Muhtacın uzandığı el, bir ekmeği bölmez oldu
Gülün bile ârı vardı, görse bülbülden başkası
Gayrı ne el, ne bel, ne dil; edep haya kalmaz oldu
İki dirhem bir çekirdek, neler var perde arkası
Gülizarda açan gülden, gayrı koku gelmez oldu
Ehl-i aşkız biz erenler, oluruz bağlarda bülbül
Meşkle coşan gönül telim, tel tel koptu çalmaz oldu
Hu deyince şu dergahta, cuşa gelir lale sümbül
Her nefes can bulan tenim, bir dem geldi bulmaz oldu
Uyandım bir nefes verdim, girdi kafese can kuşu
Tövbe çekip, şükür ettim, gönlüm ye’se dalmaz oldu
Şahan var Hak divanına, gitsin keder gelsin huşu
"Bir" bilince her bir şeyi, doğan güneş solmaz oldu
Mehmet Sahan