Doğuşun Evveli… Yoktum!

Hayallerim beşikte olgunlaşıyor 
Bahar çırpınıyor doğadan semaya 
Her renk maymun iştahlı, açıyor kapısını ruhuma 
Sanki ezelden kalma an gibi tanıdık 
Anne sesi müzik tonlarına esaret 
Açıyor kapısını uyku sarhoşluğunda 
Sallandıkça akıyor bengisu 
Yaşlandıkça hislerimde bitiyor kâbusu 
Ağaçlar benim gibi minicik 
Bir yanda yağıyor muson yağmurları 
Diğer yanımda güneş 
Bir elim ıslak diğer elimde kuruyor 
Dokunduğum toprak değil 
Beni ne kavrıyor bilmiyorum, uçuyorum… 
Şamansı inanışlar semboller 
Baktıkça üzerinde yangınlar 
Siliniyor sonsuzda 
Her öbekte Kâbeler 
Dönüyor Samanyolu etrafında 
Arada safi çöller 
Cesedim aynalarda ölmüş 
Elbisem soyulmuş bakir doğallığım 
Sesler yabancı 
Açlığım sadece merak 
Her bulut perde nurdan nur 
Geriye bakacak ne halim var 
Nede dönerim diye izleri ezberliyorum 
Sadece önümde yaşadıklarım koşuyor 
Her boyut hücre gibi nohut 
Ne duyuyorum bir öğüt 
Aradığım ne sümbül nede söğüt 
Ağlarsam gökyüzünde Nuh tufanı 
Gülersem hıra mağarasından süzülür güneş 
Yüzersem sığ deniz ve kumsalında çamur 
Üzülürsem dekor çiçeklerle süsleniyor 
Bağırırsam sesim besteleniyor 
Dans ediyor her parça eller açılır gibi duada 
Dönersem kapılar ve zebaniler 
Arkasında akıyor iflah etmez seller 
Tırmansam önümde teleferik 
Atlarsam uçurumlar paraşüt yerleşik 
İnsan desem sonsuz yeşillik 
Her baş buğday başağı 
Rüzgâr alize… 
Resim desem sarıyor yangınlar 
İçinde eriyor yakut elmas altınlar 
Sıçrasa ateşi ruhumda hissettiğim tebessüm 
Desenler saban döven kağnı 
Ellerim açılıyor sanki kanat gibi 
Her şeyden habersiz bebeksi baharımla 
Beşik yine sallanıyor 
Annemin sesi ballanıyor 
Gözlerim Kalu Belada 
Dudaklarımda Kelime-i Tevhid…
 
...

Doğuş ve Yaşam… Var Oldum!  

Dilde hoş yürekte hoş yaratılış anımız 
Hep bir ağızdan dirilen yanımız 
Ne manzara var ne tantana ne boş nede boşluk 
Mana âleminde damlayan ilahi dereceler 
Kiminde ilimler akar kiminde heceler 
Ne acı var nede sancılar şeytansız şersiz antlar 
Özgürce dillenir açılır bantlar 
Elbisesiz, derisiz, eğrisiz… Dosdoğru yol 
Bütün ruhlar seslenir bir ağızdan “ Allahumme lebbeyk…” 
Gönül kendinde değil 
Dergâh tek… 

Dökülür sırası gelen ruhlar, elbiseler değişir 
Eşitlik biter, kavgayı öğrenir, boşuna eğleşir 
Mesaj” dünya yalan birazda sen oyalan…” dilde 
Beden ruhtan habersiz, ruh sözüne itaatkâr, ağlaşır 
Ne o günleri hatırlar… Ne yazar kalemi satırlar 
Çok azında, hayal meyal hazandan nağmeler çıkar 
İlim dedikleri, günahtan kurtulamayan yedikleri 
Kanguru ameller cihetinde zıplar boşuna hesaplar 
Benler tanrı gibi dolaşır 
Dünyada hiç ölmeyecek gibi sahiplenir alışır 
O sözlerin erleri zalimdir zalim… 
Başında dergâh dergâh şeyhler 
Az bilgiye teslim sömürü çalar tefler 
Nadir ya saf kalır birileri 
Onların hikmetine kıyamet ertelenir
 
...

Doğuştan Ayrılışa… Öldüm!  

Halife denen ben, gir bedenden içeri 
Ruhunla savaş ol Hakk’a yeniçeri 
Sözünü hatırla bulmadan seni beteri 
Aczinle kabul fakrınla reddet kabil… 
İlk önce kendine ol adil 
Sersem gibi dolaşma 
Gözlerin kör, yolun gafil 
Güneş batıdan doğmadan 
Sur üfürülmeden 
Tene gerçek sancı düşmeden 
Ölme atar gibi taş ebabil… 

Tevazu dilden gönüle dökülsün 
Rabbini tanı, yoksa düşman olursun 
Sevgide er ol, cephede aşk silahın 
Senlere sarıl dön dünya ay gibi 
Ruhunda tavaf yap, bedenin Kâbe 
Yay ateşini gönül penceresinden 
Titre ama hasta olma bastığın toprakta 
Toprak ki, ne varsa alır içine 
Orada ölüm olsaydı, hiç tohum dirilir miydi? 
Yeşilden al mesajı, nasıl zikir ediyor bir görsen 
Eğer boşluk olmasaydı, yer ve sema ayrılır mıydı? 
Boşluğu ancak sen doldurabilirsin, kurtarıcı bekleme 
Sensiz ve kefensiz dolaşma dergâhımızda… 
Madem sevdik birbirimizi bu yol sonsuz 
Görüntü değişir, paylaşım kalır baki 
Dil çok sukut etsin, dinlesin âlemi 
Her batında reddetsin elemi 
Sarıl kardeşim, sevgidir ilahi 
Eğer hissedersen "biz"le olursun dahi 
Sürgün yıllar elveda 
Keşfettiğin âleme merhaba…
 

Saffet Kuramaz

( Yoktum Var Oldum Öldüm başlıklı yazı safdeha tarafından 30.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.