Tükenir  birer birer, umut  dediğin  vaha,

Küserek  yaşamaya,  pusalım mı   Dilruba,

Yaşamamın  gayesi,  sonuç  bulmadan  daha,

Sormadan niçin neden susalım mı Dilruba.

 

 

Kederlerin  tek sıra, dizildiği  bir anda,

Gülmelerin  suç  diye, çizildiği bir anda,

Bahtımın  kara  diye, yazıldığı  bir anda,

Duyguları  yok  sayıp, asalım mı Dilruba.

 

 

Sonrasız  bir  gecede,  demleyerek efkârı,

Her  şeyi  savurarak, yok  edip yoğu varı,

Söyle şimdi sonunda,   kime  bunun zararı,

İçimize  kan zehir,  kusalım mı  Dilruba.

 

 

Savurdu  kader bizi, cümleler  ölü  doğdu,

Esir kaldık zamana,  her zulüm bizi boğdu,

Sanırsın kutuplardan, saçlarıma kar yağdı,

Telinde  rüzgâr olup,  eselim mi Dilruba.

 

 

Karanlıklar boyardı,   gözlerinin rengini,

Gözlerin  bulur muydu gün gelirde dengini,

Vuslatın gölgesinde, yaptığım aşk cengini,

Merhamet göstermeden, keselim mi Dilruba.

 

 

Acısan da aldırmam,  yüreğim  taşa  döndü,

Baharlar güme gitti,her mevsim kışa döndü,

Firar etti duygular, bir dağda kuşa döndü,

Âdemin   feryadını,  kısalım mı  Dilruba.


Aklımı  sıfırladım,  hayat en  başa döndü,

Âdemin   feryadını,  kısalım mı  Dilruba.

 

 

 

Âdem Efiloğlu

 

Dilruba:  Gönül kapan, gönül alan.

 

( D İ L R U B A başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 16.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.