İlk
işte bir kenar da
hareketsiz duruyor paslanmayan vakit
ve içimizi
bir akrep gibi kemiriyor sanki
hiç durmayan saat
sabah ezanı sonrası sonbaharın serinliğiyle
bir ant üstüne
biraz yükselince güneş ölçüsüne denk
buğusu tütüyordu toprağın
seherde kuş sesleri
söğüt ağaçlarının rüzgarla kımıldanışı
muazzam telaşı günün
tarla kenarlarını çeviren bir köylünün direnci
nasırlı elleriyle sıkıca kavraması hayatı
buz gibi akan bir ırmağın berraklığınca
işte aklımda kalan olanca bütün sevincim
kalabalıklarda dahi
yüz yüze geldiğimizde
aramızda büyüyen o korkunç mesafe
ürperirdim bir ceylanın tedirginliğince
dağ lalesini
ve göknarı bilen
ve çatlayan kayaların arasında
birden bitiveren endemikleri gören yanımla
bir dalgınlıktan geliyorum
işte ilk ağlamam
beşiğimde ki ilk hıçkırık
ayaklarının altında cennetten bir iz taşıyarak
ve işte ilk anne kokusu
(
İlk başlıklı yazı
ACZ tarafından
23.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.