Gelin muhabbetle
aşk ve şevkle kardeşçe kucaklaşalım
Gönülden
gönle giden yollarda buluşalım.
Muhammedi
gül bahçelerinde el ele kol kola dolaşalım
Zira hepimiz
bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Vallahi
de billahi de bizlere yakışmıyor bu yaşananlar
Alay
edercesine bıyık altından gülüyor bu sıkıntılarımızı duyan düşmanlar
Biz asil
atların torunlarına asla yakışmıyor bu olanlar
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Türk’üyle
Kürd’üyle, Çerkez’iyle Abaza’sıyla bu vatan hepimizin
Hayır ve
hasanesi yazılmakla bitmez yapılan dua ve ibadetlerimizin
Tekbir
sesleri çınlıyor hala kulaklarımızda Viyana kapılarına kadar giden atalarımızın
Zira hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Vurmakla
kırmakla yakmakla berrak suları bulandırmakla bir şey elde edilmez
Bu
zihniyetteki insanlar dünya durdukça sevilmez
Rengareng
Muhammedi güller varken dikenler derilmez
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Gözü
yaşlı annelerin yetim öksüz gedaların bedduasını almayalım
Güzel
gönüllerimizi husumetle kin ve nefretle doldurmayalım
Hiçbir
kemliği hiçbir çirkinliği asil kanımızda dolaştırmayalım
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Bizim
bizden başka dostumuz olmadı ve de olmayacak
Atalarımızın
kemiklerini sızlatmazsak güllerimiz solmayacak
İnce
eleyip sık dokursak kemlikler bizleri bulmayacak
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Aklımızı
başımıza devşirmezsek hal ve ahvalimiz pür yaman olur
Gönül
dünyamız zehirli paslı hançerlerle derinden oyulur
Zalim kör
şeytan atın nallar yollarımıza koyulur
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
Ben kendi
yağında kavrulan şairim yazılması gerekeni yazarım
Husumet
duygularını gönüllerden söküp atarım
Muhabbet fedaisi olabilmek için her türlü fedakârlığı
yaparım
Zira
hepimiz bu cennet vatanın evlatlarıyız.
11/
Eylül/ 2015