Kanar eylül
Kan sıçrar kurşun kuyularından
Ölüyü kıskanır diriler
Gevrek hışırtısı dinmez göğüslerin
Sabahın siyahı ile yıkanır yüzler
Kefen giyer mavinin tonları
Ateş kızıllığında yaşanır günler
En koyu renklerle savaş boyası sürer insanlık
Ve kanla süslenir ölüler
Bulutlarını yitirir gök
Yağdıkça suyu çıkar yağmurların
Cennet sessizliği başlar yeniden
Menzili uzun bir dua sürülür yüzlere
Ve aminlenir derinden
Biter moraran gece
Yıldızların bile kaybolur izi
Bayat ezberlerin nakaratını bozar sloganlar
Ve ecel teğet geçmez hiçbirimizi
Derin bir kuyudur artık hayat
Dibine varmaz sesler
Resimsiz bir hikâye olur zaman
Ve bengisuyu içer şehitler
Ölçülemez acının şiddeti
Sırtlardaki yükten ağırdır gölgeler
Kayıpları bildirir ihanetin matematiği
Ve sızlayarak ebede akar nehirler . . .
.
.
.
.
.
çç