Neyin derdi neyin
tasası
Ah, bir bilsem
Ve görsem tüm
serzenişleri
Kopup gelen uzaklardan.
Hatta sorsam neden,
Sureti kati pes etmem,
Desem de sen yine de
inanma bana.
Ne çok yılgı bir
bilsen,
Şu yürekte neler neler
yığılı:
Birikmiş sayısız
ayrıntı
Nedir, kimdir diye asla
da sorma
Acılar sadece bende
saklı.
Günyüzü görmüş çok
insan
Nedense ayrı düşmüşler
vicdanlarından
Sebepsiz yere
kabullenmek olsa
Keşke tek çare
Biçilmiş kılıflar belli
ki
Yalanlarını örtmemekte.
Şükür vesilesi oysa
Aldığım/ız her nefes
Bu bile yetmez mi
Kaderin attığı sayısız
çalıma inat
Nasiplenmek ne olursa
olsun
Varsın olsun gönülden
ırak.
Yadsıyamayacağım kadar
çok insan
Kimi münafık kimi
mübarek,
Kılı kırk yarsam da
ömür boyu
Yaranamadığım çoğu
Sözüm ona sahip
oldukları asil bir yürek.
Ne bir sanrı benimki
Ne de bir isyan
Ne pişmanım ne haris
Sığındım sığınalı gönül
dergâhına
Şükür dilimde
Sahip olamadıklarım
varsın
Kalsın çok uzağımda.
Devran bazen çok yorgun
Bazen süzgün şu garip
gönül
Bazen kendinden geçer
Yine de ne varsa
Asla hicap etmediği,
Mukadderatta saklı
değil mi
Tüm o gizem…
Işığı loş bazen
yolların
Bazen kaçıp da ürktüğüm
Sözüm ona sayısız
karartı
Yine de başımı kaldırıp
Derinliklerinde göğün
her ne ise gördüğüm.
Emsalsiz işte adına
ömür denen
Bir dokunuşu yetmez mi
dost bildiğinin
Bazen bir ses
Bazen bir nefes
Ya da omzunda
hissettiğin…
Vakıfız çoğu şeye
Gücümüz yeter
yetmesine,
Kar bilmekse sevgiyi
Yüreğin her daim
nasiplendiği.
Ve her nüansı gönlün
Yeter de artar bile
Ruhunu en derinden
bilemeye.