1 Jap. Sevdiren Kadın-29

Babama Japonya'yı Sevdiren Kadın-29

...

“Çok yorulmuşsun yavrum çok…”

 

“Sizi buldum ya, artık yorulmamın hiç bir önemi kalmadı…”

 

“Konuşmaya daldık Sormayı unuttum. Aç mısınız?”

 

“Hayır, aç değilim…”

 

“Bak, doğru söyle…”

 

“Yalan söylemek bana göre değildir efendim.”

 

Hitomi durdu, Dr. Safa’nın yüzüne iyice baktı. Belki de sevdiği adamdan izler arayıp bulmak ister gibiydi sanki…  “Ağacın gölgesi sıcak havalarda hatırlanırmış…” Oysa önce insanın dili, sonra gözü ve daha sonra da zihni unutuyordu istese de, istemese de unuttuklarını…

 

Genç Adamın getirdiği sıcak ve samimi havanın içinde geçmişin izlerini aramaya başlamıştı. Aradan geçen onca yıla rağmen unutulmadan sevilmek ve hatırlanmak ona ayrı bir onur vermişti. Hepten hiçe doğru bir evrilmenin içinde değilmiş demek ki! Hâlbuki insan unutulduğuna değil de, daha çok kendini unutanına verdiği değere üzülüp durmaz mıydı? Demek ki o insanın ruhunda derin bir iz bırakabilmişti.

 

Eğer bu genç adamın babası ile evlenebilmiş olsaydı, kaşsında bulunan bu yakışıklı genç adam kendi oğlu olacaktı. Genç Adamın yüzüne baktıkça Hitomi Hanımın yüzüne hüzünlü bir mutluluğun parlaması yansıyordu. Birçok şey ne kadar çok geride kalmıştı. Zaman ne kadar çok gerilere sürüklemişti onca yaşananları… Kalbinin şımarıklık ettiği o günler çoktan gerilerde kalmıştı. Sevmekten korkmadığı için açının her türünü tatmıştı. Bir hayal uğruna, bin hayal kırıklığına uğramışlığı olmuştu.

 

Ruhunda demlenmiş bir sevdanın kırıntıları hala duruyordu. Aşkın ezberlenecek bir duygu olmadığını, yaşanarak öğrenileceğini zaman denilen öğretmenin anlattıklarından öğrenebilmişti.

 

Bu arada geçen zamanı unutmuşlardı. Gün başını eğmiş, veda etmeye hazırlanıyor, diğer adıyla veda buseleri gönderiyordu.

 

Hitomi “Konuşmaya daldık ve resim çizmeyi unuttuk. Gerçekten sen resim çizdirmeye gelmedin değil mi?”

 

Dr. Safa “Hayır efendim. Gerçekte ben sizi bulmaya geldim. Siz ‘resim yaptırmaya mı geldiniz’ diye sorunca ben ‘yok’ diyemedim. Ama her şeye rağmen, sizin elinizden çıkmış bir kurşunkalem portreme de asla hayır demem… Çalışma masamın başköşesinde resme baktıkça sizi hatırlarım,” dedi.

 

Hitomi Hanım “Bana bir vesikalık fotoğrafınızı bırakın. Peki, söz… İlerleyen zamanda portrenizi yapar size gönderirim,” dedi.

 

Dr. Safa Hitomi Hanımın sözlerini bir kazanılmış hak, bir vaat olarak gördü. Zaman ilerledikçe aradaki yabancılık mesafesi kapanıyor, bir akraba tadında bir yakınlığın tahakkuku gerçekleşiyordu. İçtenlik ve samimiyet bir adım öne doğru çıkıyordu artık…

 

Dr. Safa “Buna memnun olurum. Yalnız anlaştığımız gibi ücretini ödemek şartıyla bunu kabul ederim. Hatta ücretini ben şimdi peşin olarak ödemek isterim,” dedi. Ve cüzdanından çıkardığı iki bin beş yüz Japon yenini Hitomi Hanıma uzattı.

 

Hitomi Hanım “O anlaşma bozuldu. O sizi tanımazdan önce geçerli olan bir sözleşmeydi. Yeni anlaşmaya göre ücretsiz… O paraları da tekrar cüzdanınıza koyunuz. Lütfen! Bir daha para bahsini de açmayalım… ” diyerek en son karar kararını bildirdi. Bu bir kesin uyarı gibiydi.

 

Dr. Safa “Bak işte bunu kabul edemem…”

 

Hitomi Hanım “Ben çizeyim de siz kabul etmeyin…” dedi.

 

Dr. Safa “Yeteri kadar sizi yordum,” dedi “Ben gideyim yarın tekrar gelirim,” diye söyleyiverince…

 

Hitomi hanım o değilden sordu. “Nereye gideceksiniz?”

 

Genç Adam “Bir otel veya pansiyona…”

 

“Bir otel soğuk odasını veya pansiyonun yalnız ve sessiz odasını bize mi tercih edeceksiniz?”

 

“Hayır, o anlamda değil…”

 

Genç Adamın “kalmam uygun olmaz” diyecekken dudaklarından gayriihtiyari “Yeteri kadar beni tanımıyorsunuz…” kelimeleri döküldü.

 

“Yeteri kadar tanımayı bırakınız Allah aşkına... Biliyorum ki arada dokuz bin kilometreden fazla bir mesafeden bir insanı bu kadar tanıyabiliyorsam, yanı başımda olsanız nasıl tanırdım? Sizin yüzünüzde ve gözlerinizde aradan geçen otuz yılın acısını giderip, hasretini dindireyim olmaz mı? Senin yüzünde babanın izlerini bulmaya çalışayım. Onun bana bir hatıra olarak bıraktığı sevme ve sevilmenin hatırasını sil baştan yeniden yâd edeyim.  Bunları bana çok görmezsin değil mi?”

 

“Kocanız ve komşularınız, evde bir yabancı erkek için ne der?” diye sordu ve ardından tereddüt dolu kekeleyerek sözlerine devam etti. “Sizleri asla zor durumda bırakmak istemem. Sizleri incitecek ve üzecek her şey beni de derinden yaralar ve üzer…”

 

Hitomi Hanım Genç Adama buruk bir tebessümle baktı. “Koca mı dediniz?” dedi ve bir süre öylece kendi kendine daldı. Sonra sözlerine kaldığı yerden devam etti.

 

“Genç Adam rahat olabilirsiniz. Benim kocam falan yok.”

 

“Nasıl yani!”

 

“Yok işte…”

 

“Ama iki kızınızın olduğunu tasdik etmiştiniz.”

 

“İki kızımın olduğu doğruydu. Ben aksini beyan etmedim ki!”


...

Devamı Var

...

Ant-150515


( Jap. Sevdiren Kadın-29 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 24.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.