Babama Japonya'yı Sevdiren Kadın-13


Ellerini yıkayıp dönünce Rui-San kahve ile onu bekliyordu. Yerde eskimeye yüz tutmuş tatami denilen hasırın üzerine diz çökerek oturdu. İkram için sehpamım üzerine bırakılan kahveyi aldı. “Kahve için teşekkür ederim,” dedi. Hasta için biraz bilgi verme gereği duydu. “Annenizin yaşı ilerlemiş, vücut kendini yenileyemiyor. Hasta bakımı yoğun bilgi, beceri ve sabır gerektiriyor.   Belki diğer doktorlarınız da söylemişlerdir. Yatağa bağımlı hastalarda sürekli yatmaya bağlı olarak, yatak yarası oluşuyor. İki saatte bir pozisyon değiştirilmesi, çarşafların kırışıksız olması, dengeli beslenme ve sıvı alımının verilmesi gerekir.”

 

“Temizlik ihtiyaçları karşılanmalı, imkân nispetinde eksersiz yaptırılmalı, özel diabet ve kalp hastalığı gibi diyet gerektiriyorsa ilaçları düzenli ve gerektiği gibi verilmelidir. Mümkün derecede hasta yakınları ile aynı odada kalması, radyo ve televizyon dinlemesi veya seyretmesi, hatta okuyabiliyorsa yönlendirilmeli ki, psikolojisi korunabilsin…”

 

Diğer yanda usanma noktasına gelmiş olan kadını biraz da teselli etmek istiyordu. Onun yaptıklarını bir karşılığı olduğunu, yaptıklarının boşa gitmediğini anlattı.

 

“Unutmayınız ki, annenize baktığınız için evrenin yaratıcınsın yanında değer ve kıymete layık olmayı fazlasıyla hak ediyorsunuz. Yaptıklarınızı yüksünerek değil, severek yapınız ki, değer ve kıymetiniz bir o kadar daha artsın…”

 

Rui-San “ Biliyorum Doktor Bey, ben de biliyorum. Elden bir şey gelmiyor. Demek ki vakit gelmemiş… Vakti gelmeyince insan ölemiyor bile…” dedi ve Rui-San devam etti. “Şimdi seni dinliyorum yabancı…” dedi.

 

Rui-San Genç Adamın karşısında oturmuş ve gözlerini ona dikmişti. Dr. Safa “Aradığı kadın hakkında bildiklerini anlattı. Rui-San’ı dinlemek için ona dikkat kesildi. Rui-San “Bu kadın senin için bu kadar önemli mi? Ta buralara kadar gelmişsin… Sen çok mu zenginsin?”

 

Genç Adam “Elbette babama Japonya’yı sevdiren o kadını bulup tanımak isterdim. Çok önemli olmasa bile, bu bahaneyle ülkenizi bir uçtan diğer uca dolaşmama, sizler gibi yeni değerli insanlar tanımama vesile oldu… Bundan daha güzel ne olabilir? Zenginlik sadece para pul, ev, tarla mıdır? Seni seven, seni anan birilerinin olması ayrı bir zenginlik, ayrı bir güzellik değil midir?”

 

Rui-San “Yoksa sen Hitomi’nin yazıştığı, mektup arkadaşının mı oğlusun?”

 

Dr. Safa “Evet, Hitomi Hanımla babam uzun süre yazışmışlar. Babamın benden böyle bir isteği veya talebi olmadı. Babam okumayı çok seviyor ve hala da okumaya devam ediyor. Japonya’ya ve Japonlara ayrı bir sevgisi oluştu. Bu ülkeye gelmeyi çok istedi ama bu bir türlü olmadı. Zamanı ve imkânları buna müsaade etmedi. Bu oğlu olarak bana nasip oldu. Japonya’ya doktoramı tapmaya geldim. Japonya’yı yakinen tanıma imkân ve fırsatını buldum. 

 

“Babamda Japon hayranlığı uyandıran o kadın hanımefendiyi, Hitomi Hanım’ı ben de yakinen tanımak isterim. Biraz izinim vardı. Düştüm yollara… Tokyo’dan Kyoto’ya, Kyoto’dan Ayabe’ye geldim. Oranın Belediye Başkanı Hakura’yla,  değerli eşleri Hayâ-San ve sevimli kızları Ai hanımla tanıştım. İki gün boyunca beni Ayabe’de ağırladılar.”

 

“Dün trenle Wakasa’ya gelirken, bindiğim tren Sekinomiya yakınlarında kaza yaptı. Yaralanalar oldu ve onlara ilkyardım müdahalesinde bulunup, onları, ambulanslarla Yabu’ya taşımak zorunda kaldık. Dün geceyi Yabu Şehir Hastanesinde geçirdim.” dedi.

 

Rui-San “Çok farklı birisiniz. Sizin gibi birisi ile ilk defa karşılaşıyorum. Hep böyle koşan, yardım eden biri misiniz? Size ne kardeşim elin Japon’undan?”

 

Genç Adam “Öyle söylemeyiniz. Bu işin Japon’u, Türk’ü mü olurmuş. Her şeyden önce insanız. Ülke sınırlarının ve insan suretlerinin hiçbir önemi yoktur. Her şeyden önce insanınız. Japonya benim ilmimi ve bilgimi artırmada bana hizmet ediyor ise, benim Japonya’ya ve o ülkenin insanlarına hizmet etmemden daha doğal ne olabilir?”  

 

Rui-San “Gördüğüm kadar maddeye de pek kıymet vermeyen birisiniz! Sevdim seni genç adam… Doğru Hitomi dayımın kızıydı. Benim kuzenimdi. Hitomi çok iyi yürekli ve kibar bir kızdı. İlk ve ortaokula beraber gider gelirdik.”

 

“Aklımda kaldığı kadarıyla babanızın da imkânları sınırlıydı. Hitomi babanızdan hoşlanıyordu. O da mektuplar sayesinde, içinde Türkiye’yi tanımak için epey bir çaba gösterdi. Eğer baban Hitomi’yi Türkiye’ye davet etseydi, buna asla yok demezdi.”

 

“Bildiğim kadarıyla önce Tokyo’da okudu ama sonra Kyoto’da çalışmaya başladı. Bir süreliğine Nagoya’da gitti Orada tanıştığı bir gençle evlendi. Ama kadersiz bir kızmış… Evlendi ve daha sonra ikiz kızları oldu. Kocasıyla geçinemediler ve ayrıldılar. Daha sonra Kyoto’ya döndü. Bildiğim kadarıyla Nishimziosaki semtinde bir evleri var. Orada oturuyor.”

 

“Dayım Masoto çok iyi bir insandı. Kimseyi kırmış ve üzmüşlüğü yoktu. Burada biraz toprakları vardı. Pirinç ekerdi. Zaman zaman sebze de yetiştirdi. Fırsat buldukça da orman kesim ve tahliyesinde çalıştığı olurdu. Babası burada bir iş kazası sonucu ölünce, annesi de Hitomi’nin yanına sığınmak zorunda kaldı.”

 

“Erkek kardeşleri de hayırsız çıktı. Yasuo Fukui’de çalışıyor, çok huysuz ve geçimsiz bir karısı vardı. Ne durumdalar bilmiyorum. Hirakazu ise en son Tokyo’daydı. İkisiyle de çok uzun zamandan beri görüşmüyoruz. Hitomi’yi görmeyeli çok uzun zaman oldu. Emin değilim ama Kyoto’da otursa gerek… Bu kadar… Bilmiyorum ki, size bir faydam oldu mu?”

...

Devamı Var

...

Ant-150515

( Jap. Sevdiren Kadın-13 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 29.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.