Yorulur boş yere
Herkes mal derdinde herkes işinde
Dünya için yanıp, tütüp çalışır
Emekli olmamış altmış yaşında
Geceyi gündüze katıp çalışır
Feda olur yılın düzineleri
Yetiştireyim der rezeneleri
Kanaat denilen hazineleri
Elinin tersiyle itip çalışır
Rezzak’ı unutup yolunu şaşıp
Bir boğaz uğruna kuşkuya düşüp
Ülkeden ülkeye dağlardan aşıp
Gurbet ele düşer, yitip çalışır
Yorulur boş yere,istikbal diye
Yığar bir kenara helal mal diye
Asla hesap etmez bir vebal diye
Durmadan kenara atıp çalışır
Sanarak ilerde güleceğini
Kurtarmak isterken geleceğini
Hiç hesap etmeden öleceğini
Gözünü kaşını çatıp çalışır
Yanlış anlamayın,buna lüzum yok
Çalışmak ibadet ona sözüm yok
Dünyayı kazansın hiç de gözüm yok
Bekayı fenaya satıp çalışır
Dünya ekseninde pergele döner
İnsan gelmiş ancak, hergele döner
Bir nokta çıkara virgüle döner
Her türlü çamura yatıp çalışır
Düşünüp aklına gelmez hiç ölüm!
Kurtuluş yoktur ki herkesçe malum
Yetime zayıfa ederek zulüm
Kandırdım sanarak ütüp çalışır
Ne olur birazcık Allah’a dönün!
Dünya kurulalı aynıdır kanun
Ne kadar yaşasan mutlaktır sonun
Maddi ve manevi bitip çalışır
Der Mikdadî rızkın alacak kadar
Çalış dünyan için kalacak kadar
Ahirete gönder bulacak kadar
Nice günahlara batıp çalışır
Ozan Mikdadî