ÖZET

      Halk şairlerinin ve aşıkların şiir yazmaktan çok, şiir söyledikleri; öte yandan kendi eserlerini veya anonimleşmiş halk şiirlerini bir enstrüman eşliğinde veya enstrümansız, çıplak bir sesle terennüm ettikleri bir gerçektir. Ancak, her şiir yazan ''şair'' olarak nitelendirilmeyeceği gibi, sazla halk şiiri terennüm eden herkeste ''aşık'' sayılmaz. Gerçek anlamda halk şairi, aşık olabilmek için güzel sesin yanı sıra, nitelikli şiirsel anlatım kurma ve zengin bir repertuara sahip olma gibi özellik ve niteliklere ulaşması gerekir. Bu makalede yaşadığı toplumsal dönemin tanığı ve halk bilgesi de olan Sey Qaji'nin; dini ve dindışı kılam, beyt ve manileri yaşadığı bölge insanının sorunlarını anlattığı ve genel bir bakış açısıyla eserleri ele alınmıştır. 
Anahtar Kelimeler: Sey Qaji, Sözlü edebiyat, şiir, mani 

                                                                                1.1 GİRİŞ

     1860-1936 yılları arasında yaşamış olan halk şairi Sey Qaji (Seyit Gazi), Osmanlı dönemi coğrafyasının Dersim bölgesi şairidir. Gözlerinden kör olup, seyit ve saz şairi olan Sey Qaji; kılam, beyt ve manilerini Kırmancki (Zazaca) dilinde icra etmiştir. Günümüzde eserleri sözlü gelenek (folklor) üzerinden taşınmıştır. (1)  Sey Qaji'nin doğup büyüdüğü topraklar birçok kez istilacıların, yağmacıların akınına uğramış. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar on iki kez askeri sefer ile karşılaşmış, ayrıca 1915 Çanakkale Savaşı, 1917 Rus Harbi seferberliğinde ve 1938 Dersim katliamında da ciddi bedeller ödemiştir. Onun çocukluğu ve gençliği Tanzimat Dönemi'nin sonuna rastlanır. Bunu I. ve II. Meşrutiyet, İttihat-Terakki ve Cumhuriyet Dönemi takip eder. 
     Sey Qaji; ‘’Osmanlı-Rus harbinin (1877-78), Ermeni kırımlarının (Hamidiye Alayları dönemi ve 1915), 1. Dünya savaşı kapsamındaki Rus ve Çanakkale cephelerinde verilen savaşların (1915-17), Koçgiri (1920), Şeyh Sait (1925), Koçuşağı (1926) ve Pülümür (1930)'a yönelmiş devletin askeri harekatları ile 1938 Dersim katliamının başlangıç yıllarına kadar geçen dönemin tanıdığıdır.’’ (2)  Sey Qaji tanık olduğu bu siyasal-toplumsal dönemlerin Dersim halkı için ne ifade ettiğini bir manisinde şöyle dile getirir: 
''Dewrê Tanjimati                                        ''Tanzimat devrini 
 Dewrê Hurati                                                Hürriyet (ittihat) devrini 
 Dewrê Cumrati                                            Cumhuriyet devrini 
 Pêro ki mı di                                                 Hepsini de gördüm 
Bara marê bi tertele u afati''                      Payımıza sadece kırım/katliam ve afet düştü'' (3)
     Devlet denetiminin minimum seviyede olduğu bu dönemlerde Dersim'de hala geleneksel iç temsili organlarla (cem-cemaat) toplumsal idare (yürütme) ve yargıcı icra edilmekte idi. Ekime elverişli toprakların azlığı neticesinde bölgede küçük mülkiyet üzerinde ekonomik olarak bağımsız köylülerin; gücünü  topraktan almaya liyakat, esalet, söz ve cemaat erbabı aşiret reisleri ile inanç alanında etkin olan rehber, pir ve mürşitlerin etrafında geleneksel olarak oluşturulan bir sosyo-ekonomik yapılanmaya rastlanırdı. (4) Sey Qaji böyle bir dönemin şairi olarak toplumun hem vicdanı,  hem sesi, hem de tanığıdır. 
    
1.2 Halkın sorunları üzerine

     Sey Qaji'nin Emperyalist işgale ve devletin zulmüne dair kılam ve manileri ile aldığı tutum halk arasında sürekli dile getirilir. Onun cem ve cemaatte, ağıt yakma davetlerinde, karşılaştığı kişilerle sohbette ve toplumsal olayları değerlendirirken, ''seyit ve şair'' olduğunu, ''hak divanında oturduğu'' hep yineler. (5)  Onun söz konusu kişilerin olumsuz tavırlarına karşı tavizsiz davranışının birçok örneği vardır: (Dr. Daimi Cengiz; Sey Qaji 2010) kitabında topladığı derlemelere ve söyleşilere genişçe yer ayırmıştır. Doğu Dersim'de 366 pare köyü gasp etmiş Şah Hüseyin Beyliği'nin varisi Haydar Bey'i ve Mustafa Bey'i halka karşı adaletsiz davranışları ve ikrara olan ihanetleri nedeniyle ağıt ve manilerinde kınar. Hatta hicivli manilerle alay konusu eder. Aşiret davetlerinden dönerken kendisini soyan, para, eşya ve yük hayvanına el koyan Arezanlı eşkiyalardan ötürü, Gerişli (Gerise) Yusuf Ağa'yı şöyle uyarır: ''Gaspedilen paramı, mallımı ve yük hayvanımı kısa sürede aşiretinin eşkiyalarından alıp geri göndermezsen, hakkında bir kılam söylerim. Seni el-aleme rezil ederim''der. (6)
     Sey Qaji, yine Doğu Dersim’de Şah Hüseyin Bey’in varisi Haydar Bey’in 366 pare köyü kayıtları altına almalarını, kırsal alanda onca toprağa el koymalarını ve zulümlerini de bir halk bilgesi ve şair olarak toprağa dair inancı perspektifinde anti-feodal tutumla yerer: 
Tew beğê mı tewu.                                                     Hey beyim hey!
Beğê hire sew u şeşt u ses dewu.                             Üçyüz altmışaltı köyün beyi!
To qeyd sano geris u kowu                                        Sen kırları ve dağları tapulamışsın
Hardo dewres to destte bê rızawo.                         Kutsal toprağa rızasız el koymuşsun.
Dewranê beğ u pasawu                                            (Ama) şu dünyada bey ve paşaların dem-i devranı
Dinalığede jê şiya dar u hewnê sewo.                     Ağaç gölgesi ve bir gecelik uyku gibi geçicidir
Mire zalımeni meke                                                   Mire (Bey) zalim olma
Zulım verê pırnıka zalımude                                     Zulüm birgün zalimlerin burnu dibinde
je teliyê kengeri rewo.                                              Bir kenger dikeni gibi biter. (7)


     Sey Qaji, Cumhuriyet döneminde vukuu bulan Koçgiri, Şeyh Sait ve Koçuşağı harekâtlarının önderlerinin icraatı ve kişiliklerine dair maniler söylemiştir. 1920-21 Koçgiri hareketinin önderlerinden ve de şair olan Alişer ile Seyit Rıza’nın konağında karşılaşır. Yıllarca Dersim’de eşiyle kaçak olarak nice zorlukları göğüsleyerek yaşayan, Dersimlilerin ‘Alişer Efendi’si olan bu onurlu dava adamını ve şairi şöyle dillendirir:
Zere vêsayenia welatê ho                                     Vatana olan yurtseverliğini
Vera dısmeni qar u yınatê ho                               Düşmana karşı kahır ve inadını
Sare bıde mede sır u binatê ho                            Serini ver, verme sırrın-binatını
De çıp bıkuye per u qeynatê ho                           Hadi sıkı çırp kolun-kanadını (8)

     Köyünden sürülen Sey Qaji, 1927-36 yılları arasında Heyderu denilen dağlık mıntıkada ünlü kolbaşı Hıdır Ağa (Xıde Alê Yısmê)’nın yanında muhacır olarak kalır. Şair, Dersim’de onca aşiret ve köyü gezer. Siyasal rejimlerce Dersim’in ekime elverişli Çarşancak (Mazgirt, Pertek, Peri ve Çemisgezek) bölgesi arazisi Sünni beylerin tasarrufuna bırakılır. Yerli Dersim aşiretleri ise dağlık ve ekime elverişli olmayan dağlık alana meskun edilmeye mecbur bırakılır. Dağlık arazide bir ayran yayığı ve arpa ekmeğine mahkum edilen kimi aşiretler, kelepiri (vurgun) bir yaşam şekli ve geçim haline getirirler. Şair, manisinde Dersim’in iki bölgesinde devam edip giden yaşam şekline dikkat çekiyor. Dersim aşiretlerinin kelepirci ve dar zihniyetini eleştiriyor:
Lawo aşirenê!                                                               Bıre Aşiretler!
Çhondi sero fetelinu wertê aşır u dewura             Kaç yıldır ki aşiret ve köyleri geziyorum
Sıma mılkê Çharsancaq’i Tırku’re caverdo             Çarşancak mülkünü Türklere terkedip
Amê niştê gılê na kowura.                                        gelip bu dağların zirvelerine yarleşmişsiniz.
Kelepur danê pıro anê                                              Kelepir (vurgun) vurup getiriyorsunuz
Gula nechar u sewura.                                              fakir ve yetimlerin kursağından.
Sar qonağu wurzneno ra                                          El-alem konaklarını inşa
Dewu keno şen                                                          arazilerini imar ediyor
Eve wodet u toru ra.                                                 adet ve töre ile.
Sıma niştê qulpê meskunê dowu ra                      Siz ise ayran yayıklarının kulpuna
Dı powukunê chewu ra                                           iki arpa ekmeğine mahküm etmişsiniz kendinizi (9)

     1938 öncesi Dersim’de yerleşik olan aşiretler arasında yaygın aşiret kavgaları yaşanırdı. Aşiretler arasında ki kan davaları yıllara yayılırdı. Bedeli ağır olan bu silahlı kavgalarda daha çok genç insanlar vurulurdu. O dönemin en namlı şairi olan Sey Qaji ölenlere ağıt yakmak için sıkça davetler alırdı. Gittiği her davette bazen kılamlarıyla ama daha çok manileriyle bu anlamsız ve kör kardeş kavgasını kınardı.
     Sey Qaji  kutsal olan toprağa zorla, rızasız el konmasını yerer. Zulmün ve ağalığın geçiciliğini, zorbalığın er geç karşılıksız kalmayacağını, Dersim toplumunda esaretin kabul edilmeyişini çok ince bir duyuş ve o günün kırsal yaşamını sınıf bakış açısıyla işler.


    2.1 Eserlerine genel bir bakış

     Mani okuyan birçok şair ve halk bilgesi vardır. Ama Sey Qaji gibi maniyi içselleştiren, sadece mani diliyle konuşan, her hal ve harekete mani ile cevap veren şairler pek azdır.
     Manilerinin tamamına yakını didaktik olup tarihi, mitolojik, felsefi, ahlaki, edebi-sanatsal tema içerir. Kırsal alanın sınıf farklılığını yurtseverlik, kahramanlık, aydınlanma bilinci, tabiat ve hayvan sevgisi, ikrar-baht, merhamet gibi manevi değerleri, aşk ve yaşama, iş hayatı ve ekolojik dengeye dair temalarda didaktik mesajlar verir. Şair, kılam formatında vermediği mesajlarını, melodisiz kısa mısra kalıpları formatındaki maniye döker. Kısa ama tesir ve mana gücü yüksek olan mısralar…
     Sey Qaji’nin inanç temalı beyitleri dışındaki kılamları yaşadığı dört dönemin tanıklığını yapmaktadır. Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi’ndeki mahpus ve işkenceyi, İttihat ve Terakki Dönemi’nde Çanakkale’de İngilizlerle, doğu cephesinde Ruslarla yapılan savaşları ve İstanbul’un işgalini işleyen ağıtları vardır. Birde Cumhuriyet dönemini… (10) Bu ağıtlarda emperyalist işgalci zihniyeti, Osmanlı padişahlarının acz ve ihanetini, başta Dersim milis kuvvetleri olmak üzere Anadolu halklarının anayurt savunmasını işlemektedir. Şair hiç gitmediği ve görmediği Doğu-Batı cephelerinde süren savaşları ve İstanbul’un işgal sahnelerini, yaşanan vahşet ve tabiat zorluklarını ustalıkla betimler. Hatta dört farklı bölgede süren savaşlara, (İngilizlere karşı Çanakkale-Gelibolu Cephesi ve İstanbul savunması, Ruslar’a karşı Palandöken ve Dersim Cephesi) ayrı ayrı ağıtlar yakan ve bu dönemi detayları ile anlatan tek şairdir. Yine O, bu dönemde, savaşa karşı anti-emperyalist tutumunu ve savaş betimlemesini en iyi yapan üç şairden biridir: Sey Qaji, Mehmet Akif Ersoy ve Nazım Hikmet Ran.
     Aşk kılamları, doğa ve yaşamın enteresan betimlemelerini içerir. Aşiret kavgalarını işlediği kılamlarında, toplumun sigortası durumundaki değerlere olan ihaneti yerer. Kardeşlik, barış, baht-vicdan-merhamet ve mertlik gibi manevi değerlerin önemini vurgular. Gurbete, doğal felaketlere ve ölümlere dair ağıtlarında acıyı metanetle harmanlar. Yollar, dağlar, vadiler dile gelir. Acılardan bile sabır ve umut süzülür.
     Dersim, Onun sazlı icrasında kılam, sözlü icrasında mani olup dile gelir.

                                                                        SONUÇ

     Sey Qaji, yaşadığı dönemdeki bela, zorbalık ve acılara ses olmuş, devlete, ağalara ve eşkıyalara karşı, halkın içinde bulunduğu koşullar karşısında net olarak sınıf mücadelesinin yanında durmuştur. Ağalar silahlarıyla, Sey Qaji’de sazıyla sözüyle bütün zorluklara direnç göstermiş mücadeleci ve yürekli bir savaşçıdır.  Bu şairin kimliğinde, geniş bir bölgenin kimliği ve kültürü taşınmıştır. Kendi diliyle icra ettiği mani, kılam ve beytlerinde Dersim toplumunun sözlü tarihini, kültürünü ve kişiliğini sırtlayıp getirmiştir. 





                                         KAYNAKÇA


http://dersimnews.com/manset/dizeleriye-tarihe-tanik-dersim-sairi-sey-qaji
Cengiz, Daimi, Evrensel Kültür Dergisi, sayı 17, İstanbul 1993
Cengiz, Daimi, Dizeleriyle Tarihe Tanık Dersim Şairi, Horasan yay. İstanbul 2010
Düzgün, Mustafa, Dersim Türküleri, Berhem yayınları Ankara 1992
Pir Dergisi, sayı 7, Ocak 1998
Cengiz, Daimi, Dizeleriyle Tarihe Tanık Dersim Şairi, Horasan yay. İstanbul 2010
Cengiz, Daimi, Dizeleriyle Tarihe Tanık Dersim Şairi, Horasan yay. İstanbul 2010
Dr. Nuri Dersimi, Hatıralarım, Roja Nu yayınları, Stokholm 1986
Cengiz, Daimi, Dizeleriyle Tarihe Tanık Dersim Şairi, Horasan yay. İstanbul 2010
Cengiz, Daimi, Ware Dergisi, sayı 8, Almanya 1996

( Mısralarında Bir Halkın Acılarını Taşıyan Şair: Sey Qaji başlıklı yazı Mayakowski tarafından 10.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.