Nüktedan bir söylemdi

Senden arda kalan.

Farklı sandığım iptidai bir yanılsama benimki

Hanidir demlenmiş ya da körelmiş

Bir nebze de olsa sunumu ömrün, dediğim.

Varla yok arası

Ezelden ebediyete uzanan

Kırılgan sıkılgan o mizacım.

 

Fazlasıyla sıkışmış gün ile gece arası

O izafi gölgeler

Sahipsiz iken nazarımda.

Yine de yeniden diyebilmek

Kolay olsa keşke

Keşke doğsaydım gittiğin günün ertesinde.

 

Efkârı mı ömrün

Yangını mı yaşın süzülürken damla damla

Basit fazlasıyla üşengeç

Hayli utangaç

Fazlasıyla mahcup

Gün ışığına çıkmamış satırlar

Nüksederken kelime kelime

Damlarken mürekkep hece hece.

 

Yanılgım idi en büyük hatam

Haiz olduğum şu ömrün kıyısında

Alemi seyreylemek

Muaf tutulduğum kimliğim

Eşleşirken onca rakamla.

Sıradan ya da müptelası iken

Sevgiye ezelden

Sonsuz olmak isterdim âlemin nezdinde.

 

Ebegümeci, nergis

İhya eden yüreği ne varsa

Sunumu Yaradan’ın

İşte ilk aklıma düşen

O saf yanım

Örselenmiş hepten.

 

Ne tek bir teselli ne

Tek bir söylem haricimde nükseden

Tüm duygular zikrettiğim derinden

Varsın dönüp dursun devran

Bir eksik bir fazla

Kalsam da gitsem de uzaklara…

 

( Damlarken Mürekkep Hece Hece... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.