Sen de üşüyor musun uzaklarda, tir tir titriyor musun sen de benim gibi?  Senin soğukluğun benim sıcaklığımı bastırıyor, benim sıcaklığım senin soğukluğunu katmerliyor.

            İki ucu ayrılıkla bezenmiş bir yolun müzmin yolcularıyız.

            Ne yana gitsem ayrılık olacak!

            Ne yana baksam...

            Bu nasıl bir hasretliktir?

            Bu nasıl bir sevmekliktir?

            Gittim kaç doktora, deva olmadı billah, verdiler hapı yuttuk inşallah, olmadık asla iflah! Kâr etmiyor doktor bilesin!

            Sen de seviyor musun hâlâ beni?

            Ansızın gelir diye bekliyor musun?

            Gözlerin hep kapıya bakıyor mu?

            Sözlerin hep 'Bir ihtimal daha var!'diye başlıyor mu?

            Ben hep böyleyim işte! İşim gücüm hep sen olmuşsun, hep seni düşünüyorum, hep seni konuşuyorum ve  tek seni yazıyorum. Bu ömür bilsen de bilmesen de seninle son bulacak. Öyle ya da böyle!

            Üşümüşlüğün bensizliktendir biliyor musun? Kansızlıktan değil! Pekmez iç derler hemen, içme! Bana gel. Reçetende olmayan ilacınım, yoksam bil ki acınım.

            Ayrılığın tuzaklarına bir yaralı ceylan gibi sen de düşüyor musun uzaklarda? Aşkın çöllerinde sen de yürüyor musun yalınayak? Akreplerin iğnesinde, yılanların dişlerinde, ayrılığın zokasında sen de panzehirini arıyor musun? Yutuyor musun çengelini sen de hicranın? Buluyor musun şifasını sen de firkatin?

            Düşme, geceleri düşümdesin zaten! Bana akşam olunca karanlık değil sensizlik çöküyor. Her tarafım sensizlik içinde kalıyor. Saatlerim sensizliği vuruyor saat başı, bitmiyor bir türlü, geçmiyor, donuyor sanki! Taş duvar oluyorum, öylesine sağır, öylesine kör! Halimi gör!

            Sensizliğin neler yaptığına bir bak, öğren!

            Bir deprem gibisin, enkazın büyük!

            Bir sel gibisin, atığın çok!

            Bir yangınsın, külün ortada...

            Sen de özlüyor musun beni?

            Yolumu gözlüyor musun?

            Yoksa, bana bakan gözlerinde başkası mı var? Bana gülen dudaklarında başka ad mı saklı? Başka kokular mı var teninde? Yoksa, mutlu musun sen? Kutlu musun benden ayrısın diye? Öyleyse ne diyebilirim ki sana, başarılar dilerim sadece. Ve beklerim yine.

            Dağ olsa önümüzde atarım hallaç pamuğu gibi! Okyanus olsa savururum harman gibi! Oysa kahrolası şu gurur var, yıkılası onur var, beynimde sanki ur var! Senden bana kocaman bir  'Dur' var, trafik polisi misin?

            Üşüyor musun sende, yardan uzak dur rüzgarı serttir uçurumların.

            Yâre yakın dur, rüzgarı serindir yârin.

            Ayrılığın ateşidir üşüten beni!

            Alçak bir ayrılık basıncının tesirindeyim.

            Senden gelecek olan sıcak hava akımını bekliyorum: ısınmak için...

            Aşk tahminlerini alt üst et!

            Kalk gel Allah aşkına, bir daha gitme asla!

                       

( Firkat başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 25.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.